11 Ağustos 2020 tarihinde Türk devleti Hewler’e bağlı Sidekan beldesi sınırları içinde Irak ordusuna saldırdı. Irak ordusunun iki komutanını ve bir askerini öldürdü, bir askeri de yaraladı. Bu saldırıda Irak sınır koruma gücü komutanlarıyla görüşmeye davet edilmiş olan HPG komutanlarından Agit Garzan da şehit düştü.
Türkler bu saldırıyı SİHA ile yaptı. Yani keşif uçakları ile tespit edilmiş bir hedefi vurdu. Bunun askeri anlamı kimi vurduklarını bildikleridir.
Türkler bu saldırı ile kime ne mesaj vermiş olabilir? Bana öyle geliyor ki Türk devleti bu saldırıyı yayılmacı politikalarının amaçları doğrultusunda yaptı. Ve Irak devletine ‘Kerkük-Musul vilayetleri benimdir, sen artık buralara giremezsin’ demek istedi.
Türk devletinin yayılmacılığının arkasındaki asıl güç ABD’dir. Bu görüşümüzdeki ABD ifadesini Trump-Cefri ABD’si diyerek daraltırsak daha doğru olabilir. Trump-Jeffry ABD’sinin Erdoğan’ı desteklediğini Suriye’de Kürtlere saldırtmasından ve Libya’daki gelişmelerden biliyoruz. Halk Bank davasından anlıyoruz.
Türklerin Irak ordusunu vurma cesaretini ya da onayını da Trump-Jeffry ABD’sinden almış olabileceğini düşündürten açıklama ‘köpek suratlı’ Cefri’den geldi. Bu saldırıdan sonra ‘köpek suratlı’ Jeffry, ‘biz Türkiye’nin PKK’ye karşı Irak ile koordine içinde savaşmasını istiyoruz’ dedi. Türkler buna dünden hazır. Hazır olmayan Irak olduğu için öldürülen askerleri göstererek Irak’a ‘Türkiye ile birlikte Kürtlere karşı savaşmazsan askerlerin öldürülür’ demek mi istedi? Birkaç gün sonra Kazımi ABD’ye gidecek. Bu saldırı ile ABD Irak devletine mesajını Türkler üzerinden mi verdi acaba?
ABD, Erdoğan-Bahçeli rejimi ile Türk devletinin 20.yydaki ‘devletlerin toprak ve siyasi bütünlüğü’ statükoculuğunu parçalamış görünüyor. CHP çizgisindekiler de son kurultayında yeni rejimi kabul ettiğini, Kılıçdaroğlu’nu parti başında tutarak gösterdi. Türkler Osmanlı sınırları içinde oldukları halde birinci dünya savaşı döneminde kaybettiği yerleri yeniden işgal etmek istiyor. İşgal etmek istediği yerler arasında Başur ve Rojava Kürdistan toprakları da var. ABD, TC’nin Kürdistan’ın iki parçasını daha işgal etmesini İran karşıtı politikalarına ve Arap devletlerini baskı altında tutma stratejine uyumlu bulduğu için destekliyor. Irak askerlerinin Türkler tarafından öldürülmesinde, bu ABD politikasının Türklere verdiği cesaretin izleriyle doludur.
Tüm bu gelişmelerin bundan böyle nasıl bir seyir izleyeceği birazda Irak devletinin diğer Arap devletlerinin vereceğiz dediği destekle Türklere karşı izleyeceği politikalar gösterecek. Açıklamalar değil pratik adımlar netleştirecek. Irak’ın devlet olarak güçsüz olduğu doğrudur. Ancak Arap Birliği ve Fransa gibi güçlerin destek açıklamalarına rağmen Türk işgal saldırılarına karşı bir devletten beklenen adımları atmazsa birçok yorum yapılacaktır. Bu yorumlar içinde en çok dilendirilecek olanı ise ‘öldürülenlerin Kürt olduğu için Irak sahip çıkmadı’ olacaktır. Dolayısıyla özelikle de Başur Kürtleri içinde Irak devletine karşı çok ciddi kuşkular ortaya çıkacaktır.
Irak devleti kendisine verilmiş desteğe rağmen Türklerce öldürülmüş askerlerinin intikamı için pratik adımlar atmazsa bunun ikinci nedenininse KDP olduğu ortaya çıkacaktır. O zaman Irak devleti askerlerinin KDP tarafından vurdurulduğunu bildiği için harekete geçmedi şüphesi doğacaktır. KDP geleneğinin bir yanı her zaman komplo ve entrikadır. KDP kendi içinde ve diğer Kürt örgütleri içindeki Kürt yurtseverlerini öldürme ve öldürtmede ustalaşmış bir yapıdır. Öldürdükleri ve öldürttükleri Kürtlerin listesi çok uzun biliyoruz. Buna öldürdüğü ve öldürttüğü Iraklı Arap devrimcileri de eklersek tam bir katliamın ortaya çıkacağını belirtmeliyim. Şayet öldürülen Bradost aşireti mensubu Irak ordusu komutan ve askerler Barzanilerin temsil ettiği ve halen KDP’nin hakim çizgisi olan işbirlikçiliğe karşı Kürt yurtseverliğini esas alanlarsa bu Kürt komutanları KDP’nin vurdurduğunu düşünmek gerekir. Irak ordusuna bağlı kuzey sınır güçleri resmiyete Irak ordu mensupları olsa da fiiliyata KDP ya da YNK bağlı peşmergeler olduğunu unutmayalım.
Bir süre önce Bamerni’de biri KDP peşmergesi iki Kürt Türk uçaklarınca şehit edilmişti. KDP’deki Türk işbirlikçiler, Şeladızelileri Amedilileri hep vurduruyor. Bu üç ilçe Barzanilerin KDP’sine karşıtların en çok olduğu ilçelerdir. Karşıtlık hem aşiretsel yapı hem de dünya görüşü itibarıyla eskiden beri vardır. Bamerni’de katledilenlerden birinin PKK’ye sempati beslediği basına yansımıştı. Son on gün içinde Türk uçakları beş kez Başur Kürtlerinin araçlarını hedef aldı. Bu Kürtlerin siyasi eğilimleri, KDP ile ilişkileri incelenirse bunların KDP’nin Barzanilerce temsil edilen çizgisine mesafeli oldukları görülecektir.
Son olaylar KDP’deki Türk işbirlikçilerinin, HPG gerillalarından sonra Başurlu Kürt yurtseverleri Türklere öldürtmeye başladığını gösteriyor. Türk devleti eliyle Kürt yurtseverlerini katleden KDP, Irak’lı Kürt komutanları vurdurarak bir yanda Irak’a karşı koz elde etmek, diğer yandan da Irak’ı TC ile karşı karşıya getirmek istemiş olabilir. Cefri’nin ‘Türkiye Irak ile koordineli Kürtlere karşı savaşsın’ açıklamasına ters değil böyle bir şey. Büyük bir sorun yarat ki görüşmeler olsun ve anlaşmalar imzalansın…
Mehmet Gören
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi