12 Eylül faşizmine karşı geliştirilen ve büyük kazandırıcı sonuçları olan 14 Temmuz direnişleri, en zor zindan koşullarında gelişen en büyük direnişler olarak parti ve Kurdistan direniş tarihine geçmiştir. Kırk yıldır yenilmeyen özgürlük gerillası gerçekliği işte bu büyük direnişlerin yaratmış olduğu güçlü temeller üzerinde gelişim gösteriyor. Zindan koşullarında dayatılan teslim almaya karşı geliştirilen büyük direnişler tatbikî ideolojik güçle ve mücadelenin hedeflediği değerlere bağlılıkla gerçekleşti. Düşmanı kendi sahasında ideolojik olan yenerler, her alanda her türlü silah ile düşmanı yenilgiye uğratmasını bilirler. İşte 14 Temmuz direnişleri, bu bilinçle, kararlılıkla ve davaya bağlılıkla gerçekleşti. Çıplak bedenleriyle zindanda düşmana meydan okumak, büyük bir kararlaşma ve ideolojik mücadeleyle mümkün olabilir. Devrimcilerim zindanda, teknik ve maddi olarak bir imkanları bulunmamaktadır. Ancak en büyük silahları, amaçları ve davaya bağlılıklarıdır. Devrim yoluna baş koyanlar, zaten ölümü çoktan yenmişlerdir. Zindan gerçekliğinde ve mücadelenin her alanında devrimciler ölümden korkmazlar tam tersi ölüm devrimcilerden korkmuştur-korkar.
Bundan dolayı, düşmanın, devrimcileri ölümle korkutması bir işe yaramamış, sonuç alamamıştır. En güçlü silahı ile direnenler her zaman kazanırlar. İdeolojiye bağlılık, kararlı olmak direnişin niteliğini belirler. Amed zindanlarında PKK’nin öncü kadrolarının büyük direnişleri, partinin dışarıda büyümesini ve büyük bir moralle ve çabayla düşmana karşı mücadelenin gelişmesini sağlamıştır. Zindanda en zor koşullarda çok kısıtlı imkanlarla büyük bir direniş sağlanıyorsa, dışarıda az imkanlarla bile, tedbirli olunması ve örgütlü hareket edilmesi durumunda çok başarı kazanılacağı kesindir. Nitekim böylede oldu. Zindan koşulları deyip geçmemek gerekiyor. Zindanda kazanan her yerde kazanır ilkesi geçerlidir. Özellikle öncü kadrolar zindandayken, bu ilke daha çok geçerli olmaktadır. Öncü kadroları esir alan bir rejim, baştan mücadeleye darbe vurur, bitirir. Burada, tatbikî fiziki esaretten söz etmiyoruz. Yani öncü kadroları ve militanları ideolojik olarak teslim almak, mücadele edemez hale getirmek, amaçtan ve davadan koparmak esir almaktır hatta öldürmektir. İdeolojik olarak esir alınanların fiziki durumları bir işe yaramaz.
Bu açıdan, mücadele ve direniş önce beyinde kazanılır. İdeolojik mücadeleyi beyninde kazananlar, mücadelede netleşirler, kararlı olurlar, her yerde her zorluğun üstesinden gelmesini bilirler ve her yerde her imkanı bir kazandırıcı silah olarak kullanmasını ve ayakta kalmasını bilirler. Militan kadro en zor koşullarda yaşamasını ve ayakta kalmasını, direnmesini başarabilendir. İşte Amed zindan gerçekliği içinde PKK öncü kadroları, denebilir ki imkansızı başardılar. Çünkü 12 Eylül faşizminin en koyu karanlık koşullarının ve işkencelerin dayatıldığı Amed zindanlarında ayakta kalmak ve direnebilmek imkansızı başarmakla aynı şeydir. Amed zindanlarında direnmek, fiziki güçten ziyade ideolojik güç ve kararlılıkla gerçekleşti. Düşman, Amed zindanlarında PKK öncü kadroları tarafından ideolojik olarak yenilgiye uğratılmıştır ve bu başarı, düşmanın dayatmalarını parçalamıştır. Zindan direnişleri ve zaferi partinin gelişip güçlenmesini ve halk savaşını başlatmasını sağlamıştır. Zindan direnişlerinin zaferi mücadelenin bir ilk kıvılcımı oldu, sönmeyen ve günden güne büyüyerek büyük bir devrim yangınına dönüşen bir kıvılcım oldu. Kırk yılı aşkın bir zamandır halklaşan bir mücadele hakikati yaşanılıyor.
14 Temmuz direnişlerinin yaktığı devrim ateşi, Kurdistan’ın her yerinde şimdi daha güçlü bir şekilde büyüyor. Kurdistan’ın bütün parçalarında yürütülen özgürlük kavgası esasen 14 Temmuz’un güçlü devrimci ruhundan beslenerek gelişiyor. Düşmanın askeri ve teknik gücü, Kurdistan’ın her yerinde 14 Temmuz’un ruhuna çarparak un ufak oluyor. 14 Temmuz direnişleri sadece savaşan güçlü bir parti yaratmadı aynı zamanda savaşan ve özgürleşen bir halk gerçekliği yarattı. İşte PKK ve Kurdistan tarihinde, ölümlerle yaşamı yaratmak buna denir. Yaşamı uğruna ölecek kadar sevenler bu zaferi kazandılar ve halklara armağan ettiler. Yani 14 Temmuz direnişleri bitmedi büyüyerek süreklilik kazandı. Kurdistan’ın her yerinde 14 Temmuz’un ruhu ile mücadele ediliyor. İşte bu devrimci ruh düşmana kök söktürdü. 14 Temmuz ruhu sadece zindanla sınırlı kalmadı zindanın dışına çıktı, dağların doruklarına ulaştı, bitirilemeyen bir mücadele geleneği yarattı ve bitireceğiz diyenleri tek tek bitirdi, bitiriyor…
Kemal SÖBE