19 Aralık 2018 Çarşamba Saat 08:58
Türkiye’de demokratik, muhalif olan ne
varsa bu kesimlerin susturulması için AKP-MHP faşist ittifakı doğrultusunda
çalışmalar devam ediyor. Binlerce kişinin düşünce ve ifade özgürlüğü müdahale eden
AKP-MHP rejimi, insan haklarına ve hak savunucularına yönelik tehditleri her
geçen gün savaş medyası ekranlarından devam ediyor. AKP ve MHP rejiminin hali
hazırda yarattığı baskı ve korku ortamında Irkçılığı ve milletçiliği kışkırtmaya
yönelik söylemleri havada uçuşuyor. Seçimlere dönük kampanyalarını sadece savaş,
gerilim, kin ve saldırgan bir dil üzerinden yürüten AKP-MHP rejimi gerçek
gündemi gizleme derdinde. Kuzey Suriye ve Rojava’daki halkların kazanımlarını
hedef alan AKP-MHP rejimi her gün tehditler savurarak, Türkiye’yi içine
soktukları kriz ve kaos ortamını gizlemeye çalışıyor.
Türkiye’nin ekonomik bir handikabın içinde
fakat özel savaş medyası tarafında çok özel politikalarla bu gerçek gizlenmeye
çalışıyor. Türkiye’nin insan hakları ihlalleri her geçen gün yeni rapor ve
araştırmalarla gün yüzüne çıkıyor. 2002-2018 yılında en az 591 gazetecinin tutuklandığı,
2018 ılı itibariyle 175 gazeteci halen cezaevinde olduğu Türkiye’de, basın
özgürlüğünden söz etmek mümkün değil. Yeni Freedom House’un 2018 Dünya Özgürlük
raporuna göre Türkiye düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda “özgür değil
kategorisinde yer aldı. AKP-MHP rejiminin tamamen kontrolünde tuttuğu özel
savaş medyasından gerçek verilere dayalı ve tarafsız yayın yapmalarını
beklenemez.
Türkiye’de
Büyük Sarı Yelekliler Potansiyeli Var
Gerçek gündem ve sorunların hiçbir
şekilde konuşulmadığı Türkiye’de, ekonomik kriz, işsizlik, yüksek enflasyon
rakamları her geçen gün artıyor. Bütün ekonomi bütçelerinin savaşa harcayan AKP-MHP
rejimi ekonomik krizin faturasını yoksul halkın sırtına yüklerken bu tür
politikalarda çöküş yaşadığını, halk
mücadelesinin yeni zeminlerde ve
örgütlenme biçimleriyle gelişeceğinin Fransa’da 17 Kasım’da başlayan
sarı yeleklerin eylemleri somut gerçekleri gözler önüne serdi.
Fransa’da 17 Kasım’da akaryakıt
zamlarını protesto ile başlayan sarı yeleklerin eylem hareketinin toplumsal
tabanı genişledikçe, her geçen gün
farklı ülkelerde yansımasını buluyor. Farklı ülkelerde farklı talepler ağırlık
kazansa da hepsinin ortak noktası, eşit, adalet ve özgür yaşam hakkı, var olan
baskı politikanın son bulması ve yıkılmasıdır. Fransa’daki eylemcilerin talepleri
belirginleştikçe katılımcılarının sayısı arttı ve niteliği zenginleşti. Var
olan gelişmelerin Türkiye’de de en kısa zamanda bir kıvılcım gibi ateşleneceği demokratik
eylemelerin en kısa zamanda başlanacağı artık net bir şekilde biliniyor. Genel
gerçek tabloya baktığımızda 600 milyon 400 bin işsizin eli kolu bağlı
durmayacağını en kısa zamanda alanları çıkacağı işaretini veriyor. Yine OHAL’den
2018 Temmuz’una kadar üniversitelerden ihraç edelin işsiz bırakılan 6 bin 81
akademisyenin hak arayışına gireceği ve büyük bir sarı yelek potansiyeli
taşıdığı çok net bir şekilde söz edilemez mi? Aynı zamanda 2018 yılında şimdiye kadar 2 bin
214 kişiye işkence, kötü muamele yapıldı az 521 kişinin yaşam hakkı ihlal
edildiği toplumsal öfkenin artık bastıramayacağı, Türkiye’de isyanın ayak
seslerinin her geçen gün daha net duyulmaya başladığı genel olarak kabul
görülen bir gerçek. Daha önceden 3. havaalanındaki hakiki sarı yelekli mağdur
işçiler gösterileri, toplumsal öfkenin ne derece biriktiğinin en açık
göstergesiydi. Fransa’da akaryakıt zammına karşı başlayan tepki, genel olarak
zamlara, vergilere, işsizliğe, yoksullaşmaya karşı bir örgütlü bir eylem hali
aldı. Tüm bu gerçek verileri göz
önünde bulundurduğumuzda 2013’ten beri örtbas edilen ekonomik krizin
çok ciddi patlak verdiği, Ülkedeki en
büyük sorunlardan enflasyonun yaşanması,
cari açık olması, toplumun zamlara maruz kalması, Türkiye’nin, Asya ve
Avrupa’nın adalet sıralamasında en kötü
sıralamaya girmesine neden olmuştur. Direnişin Belçika ve Hollanda’da benzeri
bir doğrultuda kimi girişimler baş gösterirken Türkiye’de var olan potansiyelin
de ortaya çıkıp yayılmaması için önemler alınmaya başlandı ve iktidarın dilinde
tehdit söylemleri yer bulmaya başladı. Bunların örgütlü bir şekilde alanlara çıkması
kendisiyle getirecekleri sonuçları şimdiden rüyasında görmeye başlayan AKP-MHP
faşist ittifak liderlerinden Bahçeli şimdiden “kimse sarı yeleklilerin eylemi
gibi bir eylemi Türkiye’de olmasını rüyasında bile görmesin diyerek içindeki
korkuyu çok açık bir şekilde yansıttı.
İsyan
bulaşıcı
Sarı Yelekliler ’in ilk kitlesel sokağa çıkışından beri eylemler
sürerken isyanının bulaşıcı, dayanışmacı ve yaratıcı olduğu artık kabul görülen
bir gerçek. Egemenlerin bugünlerde Sarı Yelekliler kâbusunu çok derinden
yaşadığı açıkça görülüyor. Yoksulluğun, adaletsiz gelir bölüşümünün,
ayrımcılığın, baskıların ve savaşların yaşandığı Türkiye’de etkisini ağır bir
biçimde hissettireceğine geniş çaplı bir hükümet karşıtı eylem ve protestoların
başlayacağı tartışılıyor, Samuel Johnson’un, “Bilmediğimiz şeyler bizi felakete
sürüklemez. Bizi felakete sürükleyen şeyler, gayet iyi bildiğimizi sandığımız
fakat öyle olmayan şeylerdir, saptamasında olduğu gibi yaşanılacakların
ifadesini bulacağı bir gerçektir.
Devrim
Star
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Devrim
Star