HABER MERKEZİ- Tarihte ve günümüzde şahitlik ettiğimiz gibi sömürgeci iktidar zihniyetleri girdiği savaşlarda özel harp yöntemleriyle medya başta olmak üzere birçok alanda var olan somut gerçekliği perdeleme yoluna gitmiştir.
Bu sömürgeci iktidar zihniyetine mensup Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)-Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) rejimi de varoluş tarihinden bu yana Özel savaş merkezli bir yapılanma olup, TSK eliyle Kürdistan Özgürlük Hareketini tasfiye etme amaçlı özel harp yöntemlerinin tümüne başvurmuş, fakat hakikatleri Kürt halkından ve Türkiye toplumundan gizleyememiştir.
Özel harp yöntemlerini çeşitli dönemlere göre değiştiren AKP Özel Savaş rejimi 2011 yılı ve öncesinde kendi toplumunu teskin etmek için başvurduğu şovenizmi ve son birkaç yılda Özgürlük Hareketi karşısında uğradığı büyük mağlubiyeti gizlemek için başvurduğu yeni özel savaş yöntemlerini “TSK’DA ÖZEL SAVAŞ TAKTİKLERİ”adlı 2 bölümlük dosyamızda mercek altına aldık.
Dosyamızın ilk bölümünde TSK’nin asker ölümlerine ilişkin izlediği politikaları “2011 YILI VE ÖNCESİ YÜRÜTÜLEN ÖZEL SAVAŞ TAKTİĞİ” başlığı altında değerlendirdik. Dosyamızın bir diğer bölümünde de ana akım medyada tek seslilği oluşturan özel savaş rejiminin Özgürlük Hareketine karşı başlattığı operasyonlarda son bir yılda “KAZA SÜSÜ VERİLEN ASKERLERİN BİR YILLIK ÖLÜM BİLANÇOSU” başlığı altında sizlere paylaşacağız.
2011 YILI VE ÖNCESİ YÜRTÜLEN ÖZEL SAVAŞ TAKTİĞİ
2011 yılı ve öncesinde AKP-MHP özel savaş rejimi Özgürlük Hareketine karşı başlattığı operasyonlarda büyük kayıplar verirken ölen asker sayısını kendi toplumunda bir tepkiye yol açmaması için özel savaş yöntemleriyle şovenizim damarını şahlandırarak toplumu teskin etmeyi amaçladı. Faşist Şef Erdoğan’ın direktifleriyle hareket eden dönemin Milli savunma Bakanı İsmet Yılmaz, çatışmalarda çok sayıda ölen askerleri gizlemeden kamuoyuyla paylaşmış bunun yanında Türkiye toplumunun şoven damarına parmak basıp milliyetçiliği körükleyerek kirli propaganda yapma yoluna gitmiştir. Çatışmalarda ölen askerler için; yeni nişanlanmıştı, üç çocuğu vardı, gençliğinin baharındaydı gibi ajitasyon yöntemleriyle halkın asker ölümlerine olan tepkisini dizginlemeyi amaçlamışlardır.
Yine dönemin İçişleri Bakanı Osman Güneş de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin uğradığı hezimeti farklı bir açıdan lanse etmek, ölen askerini dahi faşist iktidar rejiminin çıkarına kullanmak için diline pelesenk ettirdiği “Vatan-Millet-Sakarya” aldatmacasıyla Türk toplumunda diğer halklara karşı Türk milliyetçiliğini canlı tutmaya çalışmıştır.
Özel Savaş rejiminin başvurduğu bu özel harp taktiği uzun bir süre devam edilmiş fakat bir süreden sonra yaşanan çatışmalarda ölen askerlerin daha da artması ve iktidarın kendilerini kandırdıkları kanısına varan halk yer yer isyan etse de iktidar rejimi tarafından bastırılmış ve bu tepkiler basına yansıtılmamıştır.
Bunun üzerine faşist sömürgeci iktidar rejimi taktik değişimine giderek 10 Mart 2011 tarihinde TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile kabul edilip resmi gazetenin 22 Mart 2011 günlü sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmesiyle TSK’ya paralı asker alımı başladı.
ÖZEL ORDUNUN PARALI ASKERLERİNE GİZLİ SÖZLEŞME İMZALATILIYOR
Yukarda belirttiğimiz üzere taktik değişimine giden Özel savaş rejimi paralı asker alımına başlayarak oluşturulan Özel Ordunun paralı askerlerine gizli sözleşme imzalatıyor.
Yasada belirtilen şartları yerine getirenler Ankara Cebeci’de bulunan Kara Kuvvetleri Personel Temin Merkezi Komutanlığı’nda ön sağlık raporu, fiziki kabiliyet testi sınavı ile sözlü mülakata alınıyorlar. Sözlü mülakatta adaylar psikolojik teste tabi tutularak ölüm konusunda ne düşündükleri, birini öldürüp öldüremeyecekleri, ‘şehit’ haberlerini TV’lerden izlediklerinde ne hissettikleri gibi sorular soruluyor.
Burada başvuruları kabul edilenlere imzalatılan ön sözleşmede paralı askerlerin “Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu”nda gösterilen ücret ve mali haklar dışında herhangi bir ücret talep edemeyecekleri, göreve başladıktan sonra istihdam edilenlerin sözleşmeli erbaş-sözleşmeli er adaylarında aranılan niteliklerden bir veya bir kaçına uymadıkları halinde sözleşmelerinin feshedilecekleri, paralı askerlerin görevi esnasında edindiği gizli bilgileri görevlerinden ayrılsalar dahi TSK yetkili makamlarının izni olmadan açıklayamayacakları imza altına alınıyor.
Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılan sınav ve mülakatların sonrasında ön başvuruları kabul edilen adaylara sözleşme imzalatıldıktan sonra aday başvuruları kayıt altına alınıyor. Ön sözleşmeyi imzalayan adaylar daha sonra 45 veya en geç 60 gün sonrasında gelen adli sicil ve güvenlik soruşturması raporlarının ‘temiz’ olması halinde tekrar Ankara’ya çağrılarak burada onlara asıl sözleşme imzalatılıyor.
Asıl sözleşmede, “Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu”ndan faydalanmak isteyenlerin yaşanabilecek ölüm ve yaralanma olaylarında tazminat talep etmeyecekleri, ölümleri halinde sadece ailelerine haber verileceği imza altına alınıyor. Göreve başlayan paralı askerler Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının bendi kapsamında sigortalı sayılıyorlar ve aldıkları ücret 16 yaş üzeri çalışanların aldığı asgari ücretle eş değer. Paralı askerlere verilen operasyon ve görev ücretleri ile birlikte ellerine geçen aylık net para 1500 ile 1750 arasında.
ÖLEN SÖZLEŞMELİ ASKERLER HİÇ VERİLMİYOR
Son birkaç yılda Bakur ve Güney Kürdistan’da gerçekleşen eylemlerde öldürülenler üst düzey rütbeli askerler olup, daha öncesinde kendilerine ve ailelerine çeşitli sözleşmeler imzalatılmış kişilerdir. Bu kişilerin savaşta ölmesi halinde, Türkiye’nin çıkarları gerektiğinde hiç gündem olmayabileceği, basına verilmeyebileceği, bahsedilmeyebileceği ve öldüklerinin gizli tutulabileceği yönünde yukarda belirtilen yasa çerçevesinde belgeler imzalatılıyor. Bunu bütün sözleşmeli askerler ve aileleri imzalıyor.
Bunun dışında, öldükten sonra o aile ödüllendiriliyor; maaş veriliyor, aileden bir kişiyi işe alınıyor veya daha farklı yöntemlerle susturuluyor. Aksi durumda bu aileler çocuklarının ölümünü dillendirir, basında gündemleştirirlerse bu imkanların hepsini o aileden kesiliyor.
Mevcut savaş gerçekliğini toplumdan gizleyen özel savaş rejimi Kürdistan Özgürlük hareketini tasfiye etmek için tüm teknik, ordu ve polis gücünü devreye koymanın yanı sıra esasta da psikolojik savaşın her boyutunu deneyerek sonuç almak istemektedir.
Bölüm-2 KAZA SÜSÜ VERİLEN ASKERLERİN BİR YILLIK ÖLÜM BİLANÇOSU
Militan RÊHAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi