17 Kasım 2012 Cumartesi Saat 07:39
Gelenekleri bilemezsek bugün yaşanan sorunların kaynağını tam olarak anlayamayız ve anlam veremeyiz. Bunun için işgalci TC devleti ve hükümetinin yaptığı faşizan tutumu tarihten bu yana geri ve faşist zihniyet geleneğine dayanıyor. TC devletinde değişen şey sadece zamandır. Bu nedenledir ki bugün yaşananları geçmişten bağımsız ele alırsak hem yetersiz hem de bir şeylerin yarım kalması demektir. Faşist TC devleti geçmişten bu yana yok etme ve inkar üzerine inşa edilmiş bir devlettir. Demokrasi, eşitlik, adalet kendisinin bitişi olacağından kaynaklı bu faşizm zihniyeti kolay kolay değişmeye yanaşmaz. Eşitliğin olduğu bir ortamda iktidarının azalacağından ya da yok olacağını bildiğinden kaynaklı bu durum işine gelmez. Bunun için iktidarı her şeyden önce geliyor. Faşist TC devleti bugüne kadar yürüttüğü özel savaş yöntemlerini 2002’den bu yana AKP hükümetine devretmiştir. İşgalci AKP hükümeti iktidara geldiğinden bu yana sözde birçok yenilik getirdiğini sürekli dile getiriyor ancak Türkiye ve Kürdistan’ın durumu göz önüne alındığında ise biz her hangi bir yenilik göremiyoruz. Fakat AKP’nin Kürdistan’da yeni bir sömürgeci tarzını görebiliyoruz. Özel seçtiği bölgeler için bir şeyler yapmış olabilir ancak Kürtler için neler yaptığı ortadadır.
Türkiye’de tek olma hayali olan işgalci Erdoğan bunu Türkiye’de muhalefetin yokluğundan kaynaklı kısmen başarmış olsa da Ortadoğu liderliği için bütün egemen güçlerin desteğine rağmen başaramadığı ortadadır. Tek olma hayali suya düşen Erdoğan’ın dengesi iyice bozulmuş rotadan çıkmış bir hal aldığı görülüyor. Yaptığı konuşmalarla büyük bir aymazlık ve bilinçsizlik içerisinde olan Erdoğan’ın psikolojik bir bunalım içerisinde olduğunu söylersek yanlış olmaz. Kendi dışında ya da kendi bildiğinin dışında hiçbir düşünceyi kabul etmeyen Erdoğan bugün dağlarda, zindanlarda ve sokaklarda verilen direniş karşısında kabul etmese de büyük bir çöküntü yaşıyor.
Binlerce yurtseverin zindalarda başlattığı süresiz ve dönüşümsüz açlık grevlerinin 67. Günü geçmesine rağmen bir çözüm sunmak yerine yapılanın bir şov olduğunu söyleyecek kadar ahlaksızlaşan Erdoğan ve sözde akıl hocalarının istenilen taleplerin yerine getirilmemesi ve zindanlarda şahadetlerin yaşanması ile birlikte Türkiye’nin nasıl bir kaosa sürükleneceğinin ciddiyetinde olması gerekiyor. Erdoğan bedenlerini ölüme yatıran binlerce insanın “şov ve blöf yaptığını söylemesi ise büyük bir gaflet ve cehalettir.
Faşist zihniyetli Erdoğan’ın bu kadar saldırganlaşmasının nedeni ise iyi bir yönetici olamadığını hatta sözde birçok akıl danışmalarının olmasına rağmen ülkesinin kaosa sürüklenmesi gerçeğinin ortaya çıkışıdır. Binlerce insanın yaşamının kendisi için bir önemi olmayan Erdoğan ve hükümetinin yaptığı konuşmalarının çözüm için herhangi bir niyetinin olmadığı herkes tarafından net bir şekilde anlaşılıyor ve ne niyette olduğu Erdoğan tarafından ortaya koyulmaktadır.
Son zamanlarda idam tartışmalarını gündeme getirmeye çalışan Erdoğan sıkışan kedi misali tırmalama girişimleri ile kimin şantaj ya da şov yaptığını gösteriyor. Daha önce TC devletinin sömürge başbakanı Tayip Erdoğan ve yandaş medyasının tam sorunu çözüyorduk PKK Silvan saldırısını yaptı yalanın dönemine göre farklı versiyonunu geliştiriyor. Şimdi de Erdoğan ve özel savaş tayfasının ‘tam Kürt sorununu çözecektik bu seferde açlık grevleri sabote etti’ gibi uydurma ve psikolojik savaş argümanına sarılmaktadır.
Kürtleri idam söylemleri ile tehdit etmeye çalışan Erdoğan’ın aklına başına alması gerekiyor. Çünkü kürtler eski Kürtler değil ve bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırdırlar. Ve unutulmamalıdır verilen bedelin iki katıda bedel alınır. Yaptığı söylemlerle de anlaşılacağı gibi Erdoğan’ın çözümünün ne olduğu ve çözüme ne kadar samimi yaklaştığı da doğru anlaşılmalı ve kimse kendini Erdoğan’ın çözümü konusunda kandırmamalıdır.
Şu an zindanlarda verilen direnişe şantaj diyen Erdoğan’ın PKK’nin direniş geleneğini iyi okuyup anlaması gerekiyor. Geçmişten bu yana bir gelenek haline gelen zindan direnişlerini hiçbir güç kıramamıştır ve kıramayacaktır. Çünkü bu direnişler ruhunu Kemal, Mazlum, Hayri, Eşref, Akif ve daha adını sayamayacağımız binlerce yoldaştan almıştır. Siyasetten çok tüccar mantığı ile davranan Erdoğan’ın iktidarda kalma ömrünü uzatmak için elinden gelen her şeyi yapmakta olduğu da gün yüzüne çıkıyor.
Amed Dilxwaz
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info