• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

SALDIRILARIN ESAS NEDENİ İHANETTİR

2 Temmuz 2020

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025

Yeni Ortadoğu’nun Kalıcı Kaos Düzeni ve Stratejinin Temel Ayakları

21 Haziran 2025
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
No Result
View All Result
Home Bölümler Makaleler

SALDIRILARIN ESAS NEDENİ İHANETTİR

Lekolin by Lekolin
2 Temmuz 2020
in Makaleler
Reading Time: 4 mins read
A A

Türk Devletinin Başure Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları son olarak Şengal, Maxmur ve Medya Savunma Alanlarına yönelik bombardıman ve Haftanin alanına yönelik işgal operasyonuyla yeni bir aşamaya geçti. Türk devleti bu saldırılarına PKK’yi bahane yapıyor. Bu alanlarda PKK gerillaları vardır diye saldırılarda bulunduğunu belirtiyor ve elindeki tüm imkanlarla böyle bir algı oluşturmak istiyor. Böylece hem işgalini meşrulaştırıyor hem de bu alanlardaki halkın PKK’ye karşı gelmesini hesaplıyor.

Türk devleti faşist, sömürgeci, Kürt düşmanı bir güçtür. Kürt halkı adına var olan tüm kazanımlara saldıran ve ortadan kaldırmayı amaçlayan bir yaklaşımı faşizmin var olma gerekçesi yapmış durumda. Dolayısıyla böyle bir işgal operasyonuna da, bunu meşru kılmak için yaratmak istediği algıya da şaşırmıyor insan. Şaşırdığımız nokta şudur; kendisini Kürt milliyetçisi olarak lanse eden ve iktidarda bulunan KDP yetkililerinin de aynı nakaratı tekrarlaması ve Türk işgalini PKK’nin varlığı ile açıklamaya çalışmasıdır. Kendi toprağına saldırı var, kendi denetiminde bulunan yerler işgal ediliyor, sivil insanlar katlediliyor ama Türk devletiyle kirli çıkar ilişkileri içerisinde bulunan bu kesimler halkımızın kanı ve ülkemizin kutsal toprakları üzerinden hesaplar yapıyor. Türk devletinin özel savaş aygıtının yaratmak istediği algıyı kendileri en önde yaratmaya ve bunu halka benimsetmeye çalışıyorlar.

Her şeyden önce bilinmelidir ki Türk devleti sadece PKK düşmanı değil, Kürtlük adına var olan her şeye düşmandır. 2017 referandum sürecinde Başur Kürdistan’ındaki kazanımlara düşmanlığı ayan beyan açığa çıkmıştı. Sorun PKK değil Kürt halkının özgürlüğüdür. Zaten PKK bunu amaçladığı için baş düşman ilan edilmiştir. Türk devleti Kürtlerin bırakalım halk olmaktan kaynaklı haklarını, varlığını dahi kabul etmiyor.

İkincisi Kürdün varlığına düşman bir güçle işbirliği içerisinde olan KDP’nin şu anda var olması ve muhatap kabul edilmesi PKK sayesindedir. PKK olmasaydı ne Başurda böylesi bir statü ortaya çıkardı, nede Türk devleti kendilerini muhatap kabul ederdi. Var olan kirli çıkar hesapları mevcut KDP yönetiminin gözünü kör etmiş. Kendi varlık gerekçesini ortadan kaldırmak istiyor.

Üçüncüsü Türk devleti PKK var diye Başur topraklarına saldırmıyor. AKP iktidarı ile yayılmacı bir karakter kazanan Türk Devleti başta Kürtlerin bulunduğu alanlar olmak üzere Ortadoğu’da yeni bir Osmanlı sürecini yaratmak istiyor. PKK’yi kendi bu yayılmacı hedeflerine kılıf yapıyor. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyor. Mesela Libya’da PKK mi var, Kerkük’te PKK mi var, Başika’da PKK’mi var, Şengal’de PKK mi var, Yemen’de PKK mi var, Azez, Bab, İdlib’de PKK mi var? Hayır sadece ve sadece faşist Türk devletinin yayılmacı emelleri var. Şu anda Başur Kürdistan’ınıda bu emellerin bir gereği olarak işgal etmektedir.

Gerçekleri ters yüz etmenin anlamı yok. PKK var diye Türk Devleti saldırmıyor. Türk devletinin saldırılarının asıl nedeni Türk devleti ile kirli çıkar ilişkileri içerisinde olan, bu uğurda halkını ve kutsal ülke topraklarını peşkeş çekmekten çekinmeyen KDP yönetiminin işbirlikçi, ihanetçi yapısıdır. KDP var diye Türk devleti böyle pervasızca ülke topraklarına saldırıyor ve bu işgalini PKK üzerinden meşrulaştırıyor. Çünkü KDP yönetimi bireysel çıkarları için Başur Kürdistan’ını baştan sona Türk devlet işgaline açmış durumda. Kirli yüzü açığa çıkmasın diye de Türk Özel savaşının argümanına sarılmış ve PKK’yi suçluyor. Ancak Başur Halkı bu oyunu yutmuyor, alanlara çıkarak hem sömürgeciliğe, hem de ihanete tavır alıyor ve sloganlarıyla bu gerçekliği haykırıyor. KDP yönetimi bilmeli ki gün gelecek, devran dönecek ve bu halka hesap vereceklerdir. Bu halk oynanan oyunun farkındadır ve zamanı geldiğinde hesabını da sorar.

Son olarak PKK dört parça Kürdistan’da Kürt Halkının Özgürlük umududur. Kürt Halkının özgürlük hayallerinin, umutlarının var olduğu her yerde PKK vardır ve olacaktır. Bu halkın en değerli evlatlarının bir araya geldiği, ülke ve halkın çıkarları adına fedaice örgütlendiği yapıdır PKK. PKK vardır diye Türkler saldırıyor demek, Kürt halkının özgürlük umudu ve hayali vardır, ondan saldırıyor demektir. Ülkeyi ve halkımızın özgürlük umudunu kendi bireysel çıkarları için sömürgecilere peşkeş çeken güçler, PKK bu halkın çıkarlarını savunuyor diye, kendi kirli çıkar ilişkilerine engel oluyor diye PKK düşmanlığı yapmaktadır. Başur Kürdistan’ından yüzlerce gerilla PKK saflarında yer almaktadır. Yani PKK’liler bu halkın evlatlarıdır, bu halkın özgürlüğü için her türlü bireysel yaşamdan vazgeçmişlerdir, bu halkın içerisindedirler ve hepte öyle olacaklardır. PKK’yi kendi saltanatlarına karşı tehlikeli olarak gören bu güçler, saltanatlarını korumak adına Kürt düşmanı güçlerle her türlü ihanet ilişkisine girmekten geri durmamaktadırlar. İşte Başur Kürdistan’ına bunca saldırının asıl nedeni bu bireysel, ailesel saltanatlarına koruma adına ihaneti seçenlerdir. Başur halkımız boşuna ‘’Kahrolsun İhanet’’ diye haykırmıyor…

Ayhan KAYA

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Share246Tweet154
Previous Post

KADIN BEDENİNE BÜRÜNEN ERİL ZİHNİYET BAKIN NE DİYOR

Next Post

TC’nin Tarihi İşgal Konsepti

Lekolin

Lekolin

Next Post

TC’nin Tarihi İşgal Konsepti

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi