23 Mayıs 2014 Cuma Saat 07:40
Soma holdinge ait maden ocağında üç yüzden fazla insan hayatını kaybetti. Bundan önce gerek devlet yetkilileri gerek Holding yetkilileri yaptıkları açıklamalarla Soma’daki kömür ocağının örnek bir kömür ocağı olduğunu dile getiren sözcükler sarf etmişlerdi. Bu, kömür ocağında güvenlik önleminin üst düzeyde olduğu anlamına gelmekteydi. Yani risk analizi yapılmış bunun sonunca da gerekli tedbirler alınmıştı. Peki, güvenlik önlemlerinin üst düzeyde olduğu söylenen bu ocakta bu kadar ölüm kader miydi? Hayır. Ölümler bir kez daha risk analizinin Devletin Özel Şirketlerle aynı anlayış çerçevesinde yaptığını ortaya koymaktadır.
Soma’daki facia da, risk analizinde insan faktörünün doğru hesaplanıp ele alınmasının önemi bir kez daha açığa çıktı. Yine insan faktörünün ele alınmadığı zamanda yaşanacak faciayı açık bir şekilde göstermektedir. Peki, risk analizi nedir ve insan faktörü Türkiye’de nasıl ele alınmaktadır?
Risk Analizi, iş yerinde gelecekte ortaya çıkabilecek problemlerin oluşum olasılığını inceleyerek, potansiyel tehdit ihtimalleri kapsamında gerekli tedbirlerin alınması için kullanılır. Bu çerçevede, risk analizi, potansiyel problemlerin önceden belirlenerek, pro-aktif şekilde oluşumları analiz etmek ve değerlendirmek için kullanılan bir süreçtir. Olayla ilgili muhtemel tüm sonuçların gerçekleşmesi konusunda olasılıkların tahmin edilebilmesidir. Güvenlik risklerinin risk büyüklüklerinin, önlem alınması gereken alanların belirlenmesi, belirlenen bir tehdidin büyüklüğü, ne kadar zarar vereceği, hangi alanları etkileyeceği, hangi çalışmayı etkileyeceği ve nasıl etkileyeceği belirlenme sürecidir. Risk analizi, stratejik kararlarda ele alınan değişkenle ilgili olan riskin kapsamlı olarak anlaşılmasını sağlayan yöntemler bütünüdür. Bir başka deyişle, ilgi duyulan değişkene ilişkin kestirim, olasılık dağılımı biçiminde ortaya konulur. Olasılık dağılımını elde etmede farklı çözüm yöntemleri kullanılmaktadır. Kar-zarar hesabı, tercih belirlenmesi, deneme, alınan-alınacak tedbirin güvenlik değerlendirmesini yapar.
İş yerinde riskler belirlenirken riskle ilgili durumlar (işçi, iş yeri, maliyet, araç gereçler, mekân vb. )tek tek ele alınır, tehditler belirlenir, mevcut güvenlik önlemleri bir plan dâhilinde incelenir. Planlama içeresinde bir detay tek başına önemsiz görülebilir. Planlama bütünlüklü ele alındığında önemsiz görülen bu detay planlamanın en önemli unsuru olarak öne çıkabilir. Bu da Türkiye’de İNSANDIR.
Risk analizinde, değerlendirmeye alınacak olay veya durum ile ilgili temel bileşenler tespit edilir. Risk analizde dikkat edilmesi gereken parçalar tek ele alındığında, parçalar arasındaki etkileşim göz ardı edilebilir veya gözden kaçabilir. Türkiye’de unutulan ve göz ardı edilen İNSANDIR. Parçalar arası ilişki-çelişki (insan-emek, insan-patron) ve etkileşimin göz ardı edilmesi, parçalar bir araya getirildiğinde, gerçek sonucu vermeyebilir. Her parçanın tek başına anlamı ile o parçanın bütün içinde ki anlamı farklı olabilir. Bu hususta insan faktörü öne çıkar ve bütünü ilgilendiren en önemli etkendir. Bu ele alınırken kar-zarar hesabından, araç gereçlerden ve alandan daha öncelikli olmalıdır. Yani insan, iş yerinden, paradan, zarar-karardan daha önemli görülmelidir. İnsanı bunlardan önemli görmeyen her anlayış risk analizini yaparken işçi güvenliğini hesaplamaz. İşçi güvenliğinin hesaplanmadığı her iş yerinde de işçi katliamları olacaktır.
Munzur Botan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info