28 Kasım 2014 Cuma Saat 08:11
Ortadoğu, dünya dengelerinin kurulduğu coğrafya olduğuna göre, PKK’nin dünya
siyasetinde etkisi olan bir güce ulaştığı açıktır. Eğer bu 42 yılda PKK var
olmasaydı bugün sadece Kürdistan değil, tüm Ortadoğu despotizmin hakim olduğu
bir siyasi coğrafya olurdu. Bugün çatışmalar ve savaşlar ağır biçimde yaşansa
da Ortadoğu özgür ve demokratik yaşama en yakın dönemi yaşamaktadır. Sabah
şafağı gecenin en karanlık anında atarmış metaforu tam da bu günkü Ortadoğu
gerçeğini tanımlamaktadır. Bugün Ortadoğu gerçek anlamda bir devrimci durumu
yaşamaktadır. Bu Ortadoğu gerçeğinde devrimci demokrasi, radikal demokrasi
dışında istikrar ve barışı sağlayacak proje yoktur. Mevcut Ortadoğu’da radikal
demokrasi galebe çalacak, özgür ve demokratik yaşam bu coğrafyada kurulacaktır.
Bu özgür ve demokratik yaşamın kurulmasında ise PKK belirleyici rol
oynayacaktır.
Bugün Kürt halkı “PKK halktır, halk burada sloganı atarak gerçekliği
ortaya koymaktadır. PKK’nin 42 yıl önce tarih sahnesine çıktığı dönemde
Kürtlükten kaçış vardır. Kültürel soykırımcı sömürgecilik önemli oranda amacına
ulaşmıştır. Öyle bir sistem kurulmuştur ki, Kürtler gönüllü olarak Türkleşmeye
yönelmektedir. Çünkü Kürtlüğe hiçbir yaşam hakkı bırakılmamıştır. Fiziki,
manevi ve kültürel olarak yaşamak için Türk olmaktan başka bir kapı
bırakılmamıştır. Şimdi yine Kürtlük üzerinde baskı sürdürülse de, Türkiye’nin
metropolleri ve kasabalarında Kürtlere yönelik linç girişimlerinde bulunulsa da
insanlar Kürtlüğünden onur duymakta ve Kürt olduklarını açıkça dile
getirmektedirler. Hatta Kürtlerle bir akrabalığı varsa bunu bile dile
getirmektedirler. Mehmet Ali Birand ölmeden kısa süre önce dayı tarafının Kürt
olduğunu söylemiştir. Hülya Avşar da Suruç’a gittiğinde Kürt kızı olduğunu
söylemiştir. Daha önce de söylediğini biliyoruz. Ancak Hükümetin Kobanê
düşmanlığı yaptığı bir dönemde bunu söylemesi anlamlıdır. Kürt kimliğinin
meşrulaşması ve onur duyulacak duruma gelmesinde de PKK’nin rolü
belirleyicidir.
PKK’nin Kürt halkı açısından ne anlam ifade ettiği yazılıp
çizilmektedir ancak hala tam hakkının verildiği söylenemez. PKK sadece Kürt
halkını yeniden yaratmamıştır Türkiye ve Ortadoğu’nun yüzünü ve karakterini de
değiştirmiştir. Kürt kadınının özgür ve demokratik yaşamı sağlayacak toplumsal
değişimi yaratmadaki rolü bile bu gerçekliğin somut kanıtıdır.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz PKK amaçlarına bugünden
ulaşmıştır. Hatta beklenilenden daha büyük gelişmeler yaratmıştır. Birçok
gelişmede dolaylı ve dolaysız rolü vardır. Bugün Güney Kürdistan’ın varlığında
PKK’nin rolü belirleyici düzeydedir. Türkiye’de birçok kesim üzerindeki
baskının hafiflemesi bile PKK’nin mücadelesinin sonucudur. Bunların bir kısmı
ise PKK’yi yalnızlaştırmak için atılan adımlardır. 1990’lı yıllarda alınan bir
kararla PKK’ye destek verebilecek kesimlerin üzerindeki baskının hafifletilmesi
kararı alınmıştır. 1990’lı yıllarda çıkan siyasal af ve Alevilere daha yumuşak
yaklaşım gösterilmesi kararı bu çerçevede ortaya çıkmıştır.
Ancak Türk devleti ne kadar uğraşırsa uğraşsın tüm Türkiye
halklarının da demokrasi gücü olan PKK’nin gelişimini önleyememiştir. Bugün PKK
tüm Türkiye halklarının umudu haline gelmiştir. Mahir, Deniz ve İbrahimlerin
özlemleri ve direniş ruhu PKK’de yaşamaktadır. Bugün PKK Aleviler için de umut
haline gelmiştir. Türkiye’nin zulüm ve baskıdan kurtulup demokrasiye ulaşmasını
da PKK’nin Türkiye demokrasi güçleriyle birlikte yürüttüğü mücadele
sağlayacaktır.
PKK ilk tarih sahnesine çıktığında amacı Kürdistan halkını
özgürlüğü için savaşan bir halk gerçekliği haline getirmekti. Birinci ve esas
hedefi buydu. Bugün bu hedef fazlasıyla başarılmıştır. Özgürlüğü ve demokratik
yaşamı için on yıllardır hiç oturmayan, hep ayakta olan bir halk yaratılmıştır.
Bu halk bugün sadece Kürt halkının değil, tüm Ortadoğu halklarını
özgürleştirecek güce ulaşmıştır. Bugün Türkiye’nin de, İran’ın da, Suriye’nin
de, Irak’ın da en temel demokratik özgürlük gücü Kürtlerdir. Bu ülkeler
demokratikleşip özgürleştiğinde tüm Ortadoğu demokratikleşip özgürleşecektir.
Bunda PKK’nin belirleyici rolü olduğu açıktır.
Bugün Türk devleti PKK’ye karşı savaşarak, PKK’yi tasfiye
etmek isteyerek suyun akışını tersine döndürmeye çalışmaktadır. Ancak ilk
insanlığı ve uygarlığı yaratan Dicle-Fırat boylarının ayağa kalkan özgürlük ve
demokrasi gücünü durdurmak mümkün değildir. Dicle-Fırat boyları bu defa da PKK
öncülüğünde insanlığın demokrasi, özgürlük ve sosyalizm çağını yaratan bir rol
olacaktır.
Hüseyin Ali
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info