Kürt halkının onlarca yıllık ulusal devrimci demokratik mücadelesi yüz yıllık inkârcı rejimi ve rejimin günümüz sürdürücüleri olan AKP MHP faşizan rejimini oldukça zorluyor. Kürt sorununun inkârından kaynaklı soykırım savaşına harcanan bir trilyon dolar kadar korkunç bir rakam ekonomiyi bitirme noktasına getirdi. Bundan kaynaklı derin ekonomik sorunlar Türkiye halkını da sisteme karşı bir alternatif arayışına koymuştur. Kürt halkının yanı sıra, Türkiye halkı, işçi sınıfı ve yoksul köylülükte devletin varlığının toplumsal sorunların kaynağı olduğunu düşünüyorlar. Faşizmin en çok uygulandığı zamanlar mevcut sistemin toplumu kontrol etmede zorlandığı zamanlardır. AKP MHP faşizan rejiminin toplum nezdinde kredisi tükendi, tükeniyor. Halkı kandıracak yalan bulamıyorlar. RT Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin ruh hallerine baktığımızda korku ve panik içinde oldukları kesindir. Sistemin bittiği ruh hallerinden netçe görülmektedir.
Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında derin kriz yaşayan ve zorlanan rejim, bu kriz ve çıkmazı Kürt sorununu çözecekmiş gibi görünüp, İmralı’ya yeniden gidilip birkaç görüşme yaptırıp gelişen büyük direnişi pasifleştirmek, bitirmek ise asıl amaç o zaman büyük kaybeder. Son zamanlarda, Devlet Bahçeli’nin İmralı açıklamaları sonrası Önder Apo’yla, Ömer Öcalan’ın yıllar sonra yaptığı görüşme ve en son 28 Aralık’ta DEM partili Sırrı Süreyya Önder’in ve Pervin Buldan’ın İmralı ziyaretleri Kürt halkı için elbette önemlidir. Ancak, Önder Apo, tecridin devam ettiğini söylemesi, soykırım savaşının Kürdistan’ın her parçasında devam etmesi, yasal siyaset üzerinde baskının zirveye çıkması özel savaş rejiminin Kürt sorununu çözme gibi bir niyetinin olmadığı yönünde sorgulanır. Bölgesel savaş, BAAS rejiminin yıkılması, İsrail-Filistin-Lübnan savaşı, Kürt halkının özgürlük mücadelesi, Türkiye halkının ekonomik sıkıntı ve şikayetleri, belli ki AKP MHP faşizan rejimini oldukça zorluyor. Bu zorlanmayı, AKP MHP faşizan rejiminin özel savaşın bilinen psikolojik savaş yöntemleriyle aşmaya çalışırsa tekrardan en başa dönülecektir.
Bir şeyler yapacakmış gibi görünüp mücadelede gevşeme ve pasiflik yaratma, duruma tekrar hakim olma siyaseti onlarca yıllık bir özel savaş siyaseti olmaktadır. Kürt özgürlük mücadelesini yürüten güçler özel savaşın özel oyunlarını bozabilecek siyasete ve birikime sahipler. Soykırım rejiminin hileleri artık Kürtleri kandıramaz. Kürt halkı gelişmiş bir politik birikime ve tecrübeye sahiptir. Kürt halkı için, pratik bir çözümü olmayan söylemlerin bir değeri yoktur. Kürt halkı, inkârcı rejimden zaten bir beklenti içinde değildir, bir beklenti içinde olmak doğruda değil. Kürt halkı, demokrasinin ve özgürlüğün ancak mücadele edilerek, bedel verilerek kazanılacağını biliyor, bu konuda büyük bir tecrübesi var. İmralı’da görüşme yapılmasına izin verilmesini Kürt sorununun çözümü için görüşmeler oluyor şeklinde değerlendirilmek isteniliyorsa o zaman buna denk düşen somut adımların atılması gerekiyor. Çünkü askeri operasyonlar ve bombardımanlar olduğu sürece çözümün olmayacağını bilmek gerekiyor. Özel savaş rejimi geçmişi tekrarlamak istiyor, çünkü özel savaş rejiminin Kürt halkını asimile etme zihniyeti hala devam ediyor.
Soykırım savaşında ısrar etme ve hiçbir insani kural ve uluslararası yasayı tanınmaması bunu açıkça gösteriyor. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle Kürt halkının ulusal özgürlüğü iç içe olacaktır. Birine nasıl yaklaşıldığı diğerine yaklaşımı belirler. Bundan dolayı Kürt halkı Önder Apo olmadan özgürlük olmaz diyor. Özel savaş rejimi Kürt halkını ulus olarak kabul etmek istemediği için Önder Apo’ya görülmemiş bir tecrit uyguluyor. Önder Apo’ya uygulanan tecrit Kürt halkının üzerinde uygulanan soykırım siyasetidir. Önder Apo üzerinde büyük bir tecridin olması özel savaş rejiminin Önder Apo’nun paradigmasından çok korktuğu içindir. Son iki yıldır, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için büyük bir mücadele yürütülüyor, etkili çalışmalar yürütülüyor, dünyada enternasyonal çevreleri Önder Apo’ya sahip çıkıyorlar. Bütün bu gelişmeler AKP MHP faşizan rejimini ürkütmüş olmalı ki İmralı’da görüşme yapılmasına izin veriliyor. Yoksa, AKP MHP faşizan rejimi Kürt sorununu çözmek için görüşme yapıyor şeklinde düşünmek doğru olmaz. TC devleti Kürt halkının ulusal varlığını kabul etmeyene kadar rejimin yapacağı görüşmeler konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor. Kürt sorununun çözümünü içermeyen her görüşmeyi özel savaş rejiminin mücadeleyi bitirme oyunu olarak göreceğiz. Faşizm son hızla vahşice Kürt halkına saldırıyorken Kürt halkının etkili mücadele etmekten ve faşizmi yok etmekten başka bir seçeneği yoktur, olmamalıdır.
Kemal SÖBE