Dün saat 16.30 sıralarında Başurê Kurdistan’ın Hewlêr şehrinde bulunan 150 caddesi üzerindeki Mamostayan City karşısında park eden arabanın içinde bir erkek cesedi bulundu.
Hewlêr Polis Müdürlüğü, şahsın kendisine ait kaleşnikof marka silahıyla intihar ettiğinin açıklandığını duyurdu.
Peki kim bu kişi?
Peşmerge güçlerinde tugay komutanı olan Muhsin Reşid Mihemed.
Muhsin Reşid KDP içinde etkin olan ve tanınan bir şahıs. Eşi Viyan Sebri KDP’nin Irak Parlamentosundaki grub başkan vekili.
Muhsin Reşid sıradan bir peşmerge veya tugay komutanı değil. Kendi bölgesinde etkili ve önde gelen bir şahsiyet.
KDP’nin feodal aşiret sistemi nedeniyle parti ve peşmerge sistemi de bu feodal aşiret sisteminin etkilerini taşımaktadır. Bu açıdan parti içinde yer alan veya peşmergede komutanlık görevi yürütenlerin büyük bir çoğunluğu da bölgenin önde gelen aşiretlerine mensup kişiler.
Bu açıdan aşiretler içindeki ilişki ve çelişki durumları da KDP içindeki siyasi-askeri durumları belirler.
İşgalci Türk devletinin ve onun soykırımcı ordusunun Başurê Kurdistan topraklarını işgal ettiği, Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı soykırım savaşı yürüttüğü bir dönemde böylesi bir “ölümün” dikkat çekici olduğu aşikar!
Son birkaç gündür soykırımcı sömürgeci Türk ordusunun Başurê Kürdistan’daki bazı köylerin girişinde kontrol noktaları kurduğu, köylülere ait araçları durdurup kimlik kontrolü ve aramalar gerçekleştirdiği, bazı köyleri boşalttığı haberleri geliyor.
Benzer haberlerde çok sayıda Türk askerinin gerilla alanlarına takviye edildiği, onlarca zırhlı aracın sivil yerleşim yerlerinden geçerken çekilen görüntüleri yayınlanıyor.
Öte yandan yapılan işgal ve soykırım saldırılarının temel hedefi olarak Gare ve Kandil alanları gösteriliyor.
Peki tüm bu gelişmeler ile Muhsin Reşid adlı peşmerge komutanının ölümü arasında ne gibi bir ilişki olabilir?
Bölgedeki kaynaklar Muhsin Reşid’in özellikle Gare alanı ve çevresindeki bölgede etkili bir şahsiyet olduğu, geçmiş dönemde PKK ve KDP arasında yaşanan gerginliklerde sorun çözücü, arabulculuk rolü üstlendiği, Kürtler arası bir savaşı asla kabul etmediği, bunu engellemek için çaba sarf ettiğini aktarıyor. KDP başkanı Mesud Barzani ile de ilişkileri çok iyi olan Muhsin Reşid’in soykırımcı sömürgeci Türk devletinin Başurê Kurdistan topraklarını işgal etmesinden çok rahatsız olduğunu ve bu rahatsızlığını da bizzat Mesud Barzani’ye defalarca ilettiği belirtiliyor.
Tüm bu bilgiler ışığında Hewlêr Polis Müdürlüğü’nün yapmış olduğu “kendi silahıyla intihar etti” açıklaması ne kadar inandırıcı olabilir!
KDP içinde yer alan ve Türk devletine göbekten bağlı olan grupların Türk devletinin işgal ve soykırım saldırılarına sonuna kadar destek verdiği biliniyor. Tüm talimatlarını Türk subaylarından alan bu yapılar, verilen talimatlar ışığında geçmiş dönemde de çeşitli provokasyonlar içine girdiler. Bu yapıların kontrolünde olan KDP’nin istihbarat örgütü Parastın çeşitli tarihlerde Başurê Kurdistan’ın bazı aydın, gazeteci, siyasetçi, peşmerge komutanı ve aşiret üyelerine yönelik terör saldırıları gerçekleşetirdi.
Muhsin Reşid’in ÖLDÜRÜLMESİ de bu terör saldırılarından biridir ve kesinlikle siyasi bir cinayettir. Türk devlet geleneğinde yer alan bu siyasi cinayet yöntemini ödünç alan Barzani ailesi ve onun istihbarat kurumu olan Parastın, Muhsin Reşid’i MİT’in talimatıyla ÖLDÜRMÜŞTÜR!
Bu cinayet siyasi saiklerle işlenmiştir ve siyasi bir mesaj içermektedir. Parastın ve MİT ortaklığıyla işlenen bu siyasi cinayet ile olası bir Gare işgali durumunda kendilerini uğraştıracak bir pürüz ve sorundan kurtulmak istenmiştir. Aynı zamanda gerillaya karşı savaşmak istemeyen, buna itiraz eden peşmerge ve komutanlarına da göz dağı verilmiş, tehdit edilerek ‘hizaya sokulmak’ istenmiştir. KDP herkese “dediğimizi yapmazsanız sonunuz Muhsin Reşid gibi olur” mesajı vererek gerillaya karşı yürütülen savaş için kendi içinde topyekun seferberlik haline geçmiştir.
Sonuç olarak bu cinayet MİT-Parastın ortaklığıyla işlenen siyasi bir cinayettir, amacı Türk soykırım ve işgal saldırılarını güçlendirmektir.
Ulaş ASLAN