Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın Rus Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşme ve ardından Astana görüşmelerine değinerek Suriye rejimiyle yakınlaşma niyetlerini kamuoyuyla paylaşması ve ardından peş peşe yapılan açıklamalar işgalci Türk devletinin denetimindeki Efrin, Ezaz ve Bab başta olmak üzere birçok bölgede sunni Arap kökenli çeteleri harekete geçirdi.
27 Haziran günü Türkiye ve Suriye hükümeti arasındaki El Bab yakınındaki “Ebu Zêndin Sınır Kapısı’nın yıllar sonra tekrardan açılmasıyla gösteriler kanlı bir hal alarak şiddetlendi. Suriye Rejimi ile anlaşma adımlarının başında gelen bu kapının açılması için harekete geçen MİT bir yandan çetebaşlarıyla üst üste toplantılar yaparken diğer yandan kanla bastıramadığı gösterileri farklı yollarla bastırmaya çalışmakta.
ABD GÜDÜMÜNDEKİ CEYŞ EL IZEA ÇETELERİ TC’YA BAĞLI ÇETE GRUPLARI İLE NEDEN GÖRÜŞTÜ?
Edindiğimiz bilgilere göre 15 Ağustos 2024 tarihinden Efrin’e bağlı Şiye ilçesinin Çeqelê köyünde MİT’e göbekten bağlı müşterek güç diye adlandırılan El Hemzat ve El Emşat çete grubu, Ceyş El İzze çete grubuyla toplandı. Toplantıya şuanda İdlib’te kalan Ceyş El İzza çetebaşı Cemil El Salih, Ceyş El İzza askeri komutanı Hişam Ebû Merî, El Emşat çetebaşı Ebu Emşa katıldı.
Yapılan toplantıda işgal bölgelerinde devam protesto ve gösterilere karşı Amerika Ceyş El İzza müşterek güçle ortak hareket etmelerini talep etti. Fakat Ceyş El İzze protesto gösterilerinin başlangıcından bu yana Suriye Rejimi ile İşgalci Türk devletinin yakınlaşma adımlarına karşı bir pozisyonda yer almaktadır.
Yine bu minvalde 3 Haziran 2024 tarihinde yani dün MİT’in Suriye Masası yetkilileri, müşterek güce bağlı çete gurupları (El Hamzat ve Süleyman Şah), Sultan Murad, Fatih Sultan Mehmed ve ÖSO çete grubu çatısı altında bulunan küçük çaplı çete grubu liderleriyle toplantı gerçekleştirdi.
Edinilen bilgilere göre toplantıda işgalci Türk devleti ve Suriye Rejiminin yakınlaşma adımı çerçevesinde Halep’in kuzeyinde bulunan uluslararası M4 karayolu üzerindeki ticari bir geçiş noktası olan Ebu Zendin’in yeniden açılmasına karşı devam eden protestolar tartışıldı.
Tüm çete gruplarını kendi politikalarına dahil etmeye çalışan MİT yetkilileri toplantıda sınır kapısının yeniden açılmasının bölgedeki ekonomik ve insani koşulları iyileştireceği vurgulanırken, bunun Suriye hükümetiyle herhangi bir normalleşme çabasıyla ilgisi olmadığını belirtti.
Buna karşın Suriye merkezli El Vatan Gazetesi, Suriye muhalefetinden (işgalci Türk devletine bağlı çete grupları) bir kaynağa dayanarak, Türkiye’nin bu ay Rusya, Türkiye, Suriye ve İran arasında Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesini amaçlayan dörtlü toplantı öncesinde, sınır kapısının yeniden açılması yönündeki sözlerini yerine getirmeye çalıştığını bildirdi.
MİT’in son iki aydır işgal bölgelerindeki hareketliliğinden de anlaşılacağı üzere Türki çete gruplarını her ne kadar kendi denetimine almış olsa da Cephe El Şamiye, Cephe El Şerqiyê sunni arap kökenli çete grupları İşgalci Türk devleti ve Suriye Rejimin’in en ufak bir yakınlaşma adımına dahi karşı olma pozisyonlarını devam ettirmekteler.
MİT PROVOKASYON YARATMAK İÇİN PROTESTOCULARIN ARASINA AJANLARINI YERLEŞTİRDİ
Ebu Zendin Kapısı, işgalci Türk devletine bağlı grupların kontrolündeki El Bab kenti yakınlarında yer alıyor ve bu kapı El Bab’ı Şam hükümet güçlerinin kontrol ettiği bölgelere doğrudan bağlıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bu geçiş, malların ve sivillerin geçişine de sahne olmuştu. 2019 korona süreciyle kapanan kapı 27 Haziran 2024 yılında işgalci Türk devleti ve Suriye Rejiminin çeşitli anlaşmaları çerçevesinde yeniden açıldı. Tasfiye edileceği kaygısı yaşayan çete gruplarının başlattığı gösteriler ve çatışmalarda 16 kişi ölürken kısa bir süre kapatılan kapı geçtiğimiz Temmuz ayının 18’inde yeniden açıldı. Bunun üzerine El Bab, Ezaz ve Cerablus hattına yoğun askeri sevkiyat yapan işgalci Türk devleti gösterileri bastırmaya çalıştı.
Düne kadar da Efrin ve El Bab’da devam eden gösterileri bastıramayan işgalci Türk devleti MİT eliyle yeni bir plana gitti. Edindiğimiz bilgilere göre şuanda bölgede devam eden göstericilerin içine MİT tarafından bir grup çetenin sivil elbiseler giydirilerek yerleştirildiği ve bunların göstericiler arasında karışıklıklar ve provokasyonlar çıkardığı öğrenildi. Yine MİT’in yerleştirilen çetelerin gösterilere katılanlar hakkında bilgi toplaması için talimat verdiği bildirildi. Göstericiler arasına yerleştirilen ajanlar görevlerini yerine getiremedikleri için işgalci Türk devletinin kimliklerine el koyduğu ve maaşlarını kestiği öğrenildi.
REJİMİN AÇIKLAMALARI PRATİĞİYLE ÇELİŞİYOR
Beşar Esad’ın işgalci Türk devletiyle yapılan anlaşmalara ilişkin en son mecliste yaptığı konuşmasında “Suriye, Türkiye’nin işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve terörizme verdiği desteğin sona ermesi gerekliliğini sürekli vurgulamaktadır” açıklamasının hemen ardından “Bazı Türk yetkililerin Suriye’nin çekilme olmadığı sürece Türklerle görüşmeyeceğini söylediği yönündeki iddiaları doğru değil. Önemli olan net hedeflerimiz olması ve bu hedeflere nasıl doğru ilerleyeceğimizi bilmemizdir” şeklindeki açıklaması Rusya aracılığıyla başlatılmak istenilen görüşme zemininde bir yumuşama olduğunu gösteriyor.
Bu çelişkili açıklamalarına rağmen kırmızı çizgilerini koruduğunu savunan Esad Rejimi, işgalci Türk devletiyle yaptığı istihbarati iş bilirği çerçevesinde sahadaki pratiği söylemlerinin tersi bir yönde cereyan etmektedir. Dolayısıyla açıklamaların gerekçesi ne olursa olsun, bu Rejim’in ve işgalci Türk devletinin bazı konularda anlaşmadığı anlamına gelmiyor. Sitemiz Lekolin.org’da 21 Ağustos’ta yayınlanan özel haberde İşgalci Türk devletinin, Dêrazor olaylarında Rejime verdiği desteğin yanında kendi çetelerini bölgeye yerleştirmek için Temmuz ayında Cerablus bölgesinde eğittiği 50 kişilik özel çete grubunun isimlerini vermişti. Yine Suriye Rejim istihbaratının Demokratik Özerk Yönetim bölgelerine yönelik yoğunlaştırdığı istihbarat faaliyetleri MİT ile ne düzeyde ilişki halinde olduğunu gözler önüne seriyor.
ADANA ANLAŞMASI YENİ VERSİYONUYLA DEVREYE KONULMAK İSTENİYOR
Faşist Şef Erdoğan ile Putin’in 5 Ağustos 2022’de Soçi’de bir araya gelmesinden sonra ve aynı şekilde Tahran’da yapılan üçlü zirvenin ardından tekrardan gündeme gelen Adana Anlaşması, Rusya garantörlüğünde yeni bir versiyonla devreye konulmak isteniyor. 29 Ağustos’ta Çilaxa, Girkê Legê ve 2 Eylül günü Kobanê sınır hattında işgalci Türk devleti ve Rusya’nın attığı ortak devriyeler Adana Anlaşmasının birer adımıdır.
Bu esas üzerine iştahlanan işgalci Türk devleti 30 km derinliğinde sözde oluşturmak istediği ‘Güvenli Şerit’ ve 5 km derinlikte askeri operasyon yapma planlarını bir üst aşamaya çıkardı. İşgalci Türk devletiyle birçok konuda çelişen Suriye Rejimi tüm hegemonik devletlerde olduğu gibi çıkarları söz konusu olduğunda taviz vermeyecekleri bir ilkeleri yoktur.
Fırat ALİ