17 Ağustos 2012 Cuma Saat 16:01
Lübnan’lı bir Arap olan gerilla Cudi uzun bir süre gözlemlediği PKK’yi daha yakından tanımak için 2009’da Kürdistan dağlarının yolunu tutmuş. Şimdi Kürt özgürlük savaşının bir gerillası olan Cudi Lübnan, PKK’nin sadece Kürtler için değil tüm Ortadoğu halkları için bir umut olduğunu söylüyor.
Kürt özgürlük hareketi PKK’nin ilk örgütlendiği alanlardan birisi Ortadoğu’nun kaynayan coğrafyası olan Lübnan’dı. Orada yaşayan Kürtler ile ilişki geliştiren PKK’liler ezilen ve ikinci sınıf olarak görülen Arap halkıyla da sıkı bir dostluk geliştirdiler. Aynı coğrafyanın kadim iki halkının kaderi ortak bir buluşmayı yaşıyordu. Bölgede yaşanan bir dünya savaşı her iki halka da büyük acılar çektiriyordu.
PKK Kürt halkının özgürlüğü için yola çıkmıştı ama bölgedeki diğer halkların da ezildiğini çok iyi biliyordu. Onun için PKK’liler gittikleri her yerde Kürtlerde yarattıkları aydınlanmayı diğer halklarda da yarattılar. PKK’nin bu aydınlatmasında farklı halklardan birçok insan etkilendi. PKK’den etkilenen halkların başında Arap halkı geliyordu. Bunlardan birisi de Cudi Lübnan’ın ailesi olmuştu.
Gerilla Cudi ve ailesinin PKK ile olan ilişkileri 1980’lerin başına dayanıyor. Yani PKK’nin ilk Ortadoğu’ya açılım yıllarına. Fabrika sahibi olan Cudi’nin babası PKK’lilerle ve özellikle de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile bir dostluk geliştirmiş. Hatta Öcalan birkaç defa evlerine gidip gelmiş. Kürt Öcalan’ın hem Ortadoğu halklarının özgürlüğü için geliştirdiği düşünceleri hem de devrimci tavırları aileyi çok etkilemiş. Cudi’nin anlatımına göre aile içerisinde en çok etkilenen ve bağlanan annesi olmuş.
Ailenin PKK’lilerle olan ilişkisi Cudi’yi de etkilemiş. 1993 yılından itibaren aktif olarak Kürt özgürlük mücadelesinde çalışmaya başlayan Cudi, PKK’lilerin tüm zorluklara rağmen verdikleri emeğin herkes tarafından büyük bir saygı ile karşılandığını söylüyor. Bir halkın özgürlüğü için verilen bedeller ve harcanan çaba karşısında etkilenen Cudi ilk başlarda halk çalışmalarında yer aldığını belirtiyor. Tabii içinde çalışma yürüttüğü Kürtlerin dillerini bilmemek Cudi için belli bir zorlanma yaratsa da o hiç pes etmediğini belirtiyor.
Cudi’nin Kürt özgürlük hareketi içindeki çalışmaları 1999 yılında Öcalan’ın yakalanmasına kadar devam eder. Bir dönem PKK’liler ile ilişkisi kesilen ve uzak kalmak zorunda kalan Cudi uzun bir aradan sonra tekrardan çalışmalara dâhil olur. Ama bu sefer “PKK’yi merkezden tanımak ve yaşamak istiyorum diyerek tercihini dağlardan yana kılan Cudi 2009 yılında gerilla saflarına katılır. Neden gerilla diye sorulduğunda da Cudi, “Önderlik PKK şehitler partisidir, diyordu. Ben de gerçekten de PKK’yi en iyi gerillada tanıyacağıma inandım. Gerçekten de öyle oldu ve verilen bedellerin, emeğin gerillada yüceleştiğine şahit oldum diyor.
Gerillaya ulaştıktan sonra Cudi için yeni bir hayat başlamış. Kendisi Arap olduğu için dil konusunda ilk başlarda belli bir zorlanma yaşamış. Ama hem gördüğü eğitim ortamlarında hem de pratik alanlarda kaldığı arkadaşlarının yardımıyla dil konusundaki sorununu aşmış. Şimdi Kürtçeyi çok iyi konuşabilen Cudi düşüncülerini çok rahat bir şekilde çevresiyle paylaşabiliyor.
Tabii Cudi için farklı bir halktan olmanın yanı sıra kadın olarak da gerillada bulunmak çok ayrı bir duygu. Bu konudaki düşüncelerini gerilla Cudi şu sözlerle ifade ediyor: “Daha evdeyken beni en çok etkileyen arkadaşlardan birisi de Rojbin Arap arkadaş olmuştu. Birkaç defa bizim evimize gelmişti. Bilindiği gibi Rojbin arkadaş da Arap’tı. 98 yılında uluslararası komploya karşı fedai eylemi gerçekleştirmişti. Dediğim gibi bir kadın olarak da Kürt özgürlük mücadelesinin içinde olmak benim için çok kutsal bir olay. Hem Ortadoğu halklarının özgürlüğü için savaşmak hem de kadın özgürlüğü için savaşmak tarifi zor bir duygudur. Bunların yanı sıra sadece Arap değil, farklı uluslardan insanların PKK’ye katılması beni çok mutlu ediyor. Çok sayıda farklı halklardan arkadaşlar var.
Gerillada gördüğü eğitimle ile yaşadığımız dünyayı daha iyi analiz edebiliyor. “Özgürlük benim için bir tutku ve bu tutkuyu en iyi gerillada hissetmeye başladım diyen Cudi, şöyle devam ediyor: “Bu savaşın sadece Kürtler için değil tüm Ortadoğu halkları için büyük kazanımlar sağladığını daha iyi anladım. Hele bir Arap olarak bu savaşın içinde yer aldıktan sonra bunun ne kadar yakıcı olduğu noktasında ikna oldum. Çünkü Ortadoğu’da bir savaş sürüyor ve bu savaşın en büyük acısını Arap ve Kürt halkı çekiyor. Bizlerde bu savaşın halkların lehine zafere ulaşması için mücadele etmeliyiz. Batılı ülkelerden bekleyen değil de kendi özgürlüğünü kendisi elde eden bir konumda olmalıyız.
Gerilla Cudi hem Kürtlerin hem de Ortadoğu halklarının elde ettikleri kazanımlarının PKK lideri Öcalan sayesinde gerçekleştiğini belirtiyor. Elde edilen kazanımlar için Öcalan’a borçlu olduklarını ifade eden Cudi, “Hangi halktan olursa olsun herkes Kürt Başkan Apo’ya sahip çıkmalı. Çünkü onun sayesinde sadece Kürtler değil aynı zamanda Ortadoğu’nun diğer halkları da bir aydınlanmayı yaşadı diyor.
Son olarak gerilla Cudi, Lübnan özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anılarına sahip çıkılması için daha fazla çalışmak gerektiğini ifade de ediyor.-ANF
Demhat Tolhildan / Delil Zilan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info