12 Ocak 2020 Pazar Saat 20:43
Nasıl ki Abdulhamit zamanında Fransız, İngiliz, Alman ve Ruslar arasında dengelere oynayarak kendini ayakta tuttuysa, Erdoğan da şimdi aynısını yapmaya çalışıyor.
Nasıl ki Abdulhamit zamanında Fransız, İngiliz, Alman ve Ruslar arasında
dengelere oynayarak kendini ayakta tuttuysa, Erdoğan da şimdi aynısını yapmaya
çalışıyor. Tek tarafa bağlanmadan herkesten istifade ederek kendi ajandasını
uygulamaya çalışıyor. Bunu
ilk başta Kürt kazanımlarını yok etmek için Rojava ve Kuzey Suriye’yi işgal
operasyonlarıyla yapmaya çalıştıysa da, Erdoğan Emevi Camisinde namaz kılma
haliyle yola çıktığı Suriye’de abetsiz dönmek zorunda kaldı. Hatta dönmedi,
bataklığın içine sürüklendi ve İdlib’ bataklığında sürüklenmeye devam ediyor.
Suriye’de girdiği bataklıktan çıkamayan AKP-MHP iktidarının şimdiki hayali ise
Libya bataklığıdır. Türk devletinin Suriye ve Rojava’daki amacı Kürt
kazanımlarını yok etmekti. Türk devleti bunu ABD ve Rusya’yı arkasına alarak
ilk başta Afrin işgal etti. Afrin’nin işgalinden ABD ve Rusya’ya verdiği
sözlerine yeni sözler ekleyerek, ‘Güvenli Bölge’ adı altında Kürtlerin
bulunduğu Kuzey Suriye’ye kimsayal silahlar kullanarak büyük bir katliam yaptı.
Dünyanın gözü önünde kullandığı kimyasal silahlarla binlerce Kürt katledildi.
Kuzey Suriye’ye yönelik başlattığı işgal operasyonlarında Kürt savaşçılarının
verdiği direniş karşısında, başta ABD olmak üzere Rusya ve Şam rejimide
oynamaya çalıştıkları oyunları ellerinde kaldı. Kendi istediğini Suriye’den
alamayan Erdoğan ve çeteleri İdlib’e doğru yola koyuldu. İdlib bataklığında
yuvarlanan Erdoğan’ın çeteleri tek kurtuluş olarak yönlerini Libya’ya vermiş
durumda. Erdoğan’ın Libya’ya yönelmedeki ilk ve en önemli amacı ise Ortadoğu’da
kurulacak masada söz sahibi olmak.
Saray
iktidarının Libya’ya asker göndermede bu kadar ısrar etmesinin altında yatan
ikinci amaç ise Libya’nın yer altı kaynaklarından
tutalım, stratejik konumuna kadar her şeyden yararlanmak istemesidir. Yer altı kaynaklarına sahip olmaya
çalışırken de, Libya halkını da kendisine köle
haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bir diğer amaç Ülkenin güvenliğini ve ekonomisini
geriltmek olacak. Türk
devletinin burada nüfus çalışması yaptığı ise bilinen bir gerçekliktir. Türk devleti Libya
üzerinden Afrika’ya hakim olmanın peşindedır. Bu da Osmanlıcılığın işgal zihniyetinin hala devam ettiğini
gösteriyor. Libya’da uluslararası güçler
için tehlikeli olan bazı kişiler var. Ve bunlar yağmacı Türk devleti tarafından korunuyor.
Lojistik destek veriliyor.
Onun için Türk devleti var gücüyle buradaki savaşa asılmış durumda. Bunun için Saray iktidarı
kaybetmemek için Libya’ya gönderdiği gemilerle birlikte, DAİŞ’lileri de gönderiyor. Sadece DAİŞ değil, Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê’nin işgalinde kullandığı çete
gruplarından, ÖSO’ya bağlı Sultan Murad Tugayı, Mutasım Tugayı ve Kuzey Şahinleri
Tugayı’nın Libya’ya
gönderiliyor. Erdoğan göndereceği bu çetelerinin her bir üyesine aylık 2000
dolar vaat ediyor. Yine Gazete Yolculuk’un The Forum
for Regional Thinking’de araştırmacı olarak görev yapan Elizabeth Tsurkov’a
dayandığı haberine göre Tsurkov sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,
Libya’da Türkiye adına savaşan selefi gruplara, altı ay Libya’da savaşmaları
karşılığında vatandaşlık verileceği taahhüdünde bulunulduğunu iddası gündemde yerini almış durumda.
Bir yandan para bir yandan vatandaşlık vaat eden faşist Erdoğan , 28 Şubat 2012 tarihinde kurulan SADAT’ın Libya’da faliyet yürüttüğü sunulan raporlarla
ortaya çıkmıştı. Daha önce de SADAT ile ilgili eski ABD
Başkan Danışmanı Michael Rubin, 2016’daki darbe girişiminin bastırılmasında
SADAT’ın etkin görev aldığını söylemişti. Yine SADAT’ın Suriye ve Libya’da
faaliyet gösteren yaklaşık 3 bin yabancı savaşçı yetiştirdiğini ve bunun için
Türk hükümetinden hibe aldığını belirtmişti. Michael Rubin, DAİŞ ve
El-Nusra’nın SADAT’tan askeri eğitim alan gruplar arasında olduğunu da dile getirdikleri arasında yer
alıyordu. Türk devleti Suriye’de yürüttüğü demografik yapıyı değiştirme
politikasını Libya’da uygulamaya çalışıyor.
Türk devletinin Libya’daki çıkarları
Suriye politikasındaki başarısızlığın
ardından bölgesel güç olma iddiası sarsılan Türk devleti kendisi için Libya’yı yeni bir alan
olarak görüyor. Onun için Türk devleti yönünü Kuzey Afrika’ya yöneltmiş
durumda. Ortadoğu’da kapılar yüzüne bir bir kapanırken
Akdeniz’deki savaşta istediği kazanımları elde etmek için tek çıkış yolu olarak
Trablus’u görmekte. Ortadoğu’da yeni bir soğuk savaş var. Birincisi Libya’nın yanmakta
olan gazı, ikincisi Türk
devletinin diğer ülkeler ile sınırlarının tespiti
konusunda ciddi bir endişe yaşıyor olması en büyük etkenlerden biri. Çünkü bu
sularda tam sekiz devlet bulunuyor. Ayrıca karar hakkı bulunmayan dokuzuncu
ülke olarak da KKTC, ve Filistin yönetimi var. Türk devleti Libya’daki zenginlikleri eline
almak istiyor. Çünkü Libya Petrol zengini
bir ülkedır. Kaddafi döneminde Libya’da çok sayıda Türk
firması faaliyet gösteriyordu. 2011’de Yaşanan iç savaş ise Türk devletinin ekonomik anlamda burada ciddi bir kayıp yaşamasına neden oldu. Tabii
işin bir diğer boyutu da Doğu Akdeniz’deki güç mücadelesidir. Türk devleti geçen
yıl Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz arama amaçlı sondaj çalışmalarına
başladı. Avrupa Birliği’nin bu sondaj faaliyetlerine yasadışı olduğu
gerekçesiyle tepki göstermesinin ardından Doğu Akdeniz Türk devleti için
uluslararası politikada yeni bir çatışma alanı olarak ortaya çıktı. İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs arasında Atina’da imzalanan EastMed
antlaşmasıdır. Bu antlaşmayla İsrail ile Kıbrıs gazını
Avrupa’ya taşıması planlanan bin 900 kilometrelik boru hattının temelini
oluşturacak öneme
sahiptir. Mutabakat Muhtırası imzalamasının nedeni de
Libya’nın bu çatışmadaki jeopolitik konumu. EastMed antlaşması,
Doğu Akdeniz’den çıkan gazını
Avrupa’ya taşınmasını amaçladığı için Türk devletinde büyük bir tepkiye
neden olmuştur. Ortadoğu politikası tutmayan Erdoğan ve Saray çetelerinin tek
umudu şuanda Libya. Çünkü Erdoğan Ortadoğu’da yürüttüğü politikaların bataklığa
saplanmasından kaynaklı dengesizleşmiş durumda. Bunun içinde son şans olarak
dengesini Libya’da aramakta.
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html
Türk devletinin Libya’daki çıkarlarıSara GULAN