04 Temmuz 2013 Perşembe Saat 14:58
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2013 tarihinde Amed Newroz’unda okunan mesajında ” Demokratik Çözüm Süreci” ni başlatmıştı. Kürtler sürekli Önderliğin başlattığı bu süreci desteklediklerini bütün dünya duyurdu. Bu sürecin sağlıklı ve somut adımları hep Kürtler attı. Demokratik Çözüm Süreci başladığından bu yana atılan somut adımları hatırlatayalım. Bu adımlardan birincisi olan HPG’nin elinde esir olan TC devletinin askerleri, Kaymakamı, kamugörevlileri, korucuları vs. serbest bıraktı. Ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan 23 Mart tarihinden kamuoyuna ve dünyaya PKK’nin ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ateşkesin ardından Karayılan 25 Nisan 2013 tarihinde Qendîl’de yüzlerce gazetecinin katıldığı basın toplantısıyla 8 Mayıs’tan itibaren Gerillaların Kuzeyden Güneye geri çekileceğini duyurmuştu. Ve gerillaların üzerine gidilmediği müddet hiç bir gücün silahı kullanmayacağını da ifade etmişti.
Müzakere sürecinin olduğun günden bu yana hep somut adımların Kürtler tarafından atıldığını hatırlattık. Süreçten bu yana AKP hükümeti ve TC devleti kılını bile kıpırdatmadı. TC Devletinin kalemşörleri ise Kürt halkının iradesi olan Önderleri, KCK ve HPG’nin somut adımlarını görmezden gelerek bu sürecin sağlık yürütmesinin önüne geçmeye çalıştıklarını kamuoyunda görüyoruz. TC Devleti ve her dönem hükümet olan partilerin Kürdistanda asimilasyon, sömürü, inkar, imha,yozlaştırma ve tecavüz politikalarını bir türlü görmüyorlar. Son dönemlerde Kürdistanda hırsızlık, uyusturucu ve tecavüzü bir kültür haline çevirmeye çalışan devletin öğretmeni, askeri , polisi ve kamugörevlisini yetkinleştirerek kirli politikaların gelişlettirmeye çalışılıyor. Daha N.Ç davası sonuçlanmadan, Siirt’te ordunun 8 uzman çavuşu 16 yaşındaki E.A adlı bir kıza tecavüz ediliyor. TC devletinin savcısı ve hakimi yargı sistemiyle bunları serbet bırakıyor. Daha bu olay sıcakken bir haberde Mardin’den geliyor.Devletin Kuran kursu öğretmeni 14 yaşındaki öğrencisine tecavüz ediyor. Bunlarda yetmiyormuş gibi Kürdistanın her yerinde devletin polisi çocukları ve gençleri uyuşturuya alıştırıyor. Hemen hergün her mahallede hırsızlık olaylarıyla karşılanıyor. Kürdistandaki her ilde bulnun istihbarat birimleri Kürt gençlerinin ajanlaştırmaya zorladıklarını bilinmesi gerekir. TC devletinde ”Kürtleri birtirmek için her yol mubahtır” mantığı vardır. Kürtlerde bu mantığa karşı çıkarak bedeller ödemiştir. Hala ödüyor.
TC’nin kalemşörlerine soruyorum. Bütün bunları bir başkası Türklere yapmış olsaydı siz ne yapardınız? Dağa çımazmıydınız? Meşrusavunmanızı oluşturmazmıydınız? Direnize geçmezmiydiniz? Emin ki sizde bütün bunlara karşı mücadele ederdiniz. Devletin olmadığı yerde halkın kendi kendini yönetme hakkı vardır. Halkın insiyatisi vardır. Halkın, kendi sosyo – ekonomisini kurma, güvenliğini sağlama için meşrusavunmasını kurma hakkı vardır. Bütün bunlar doğanın kanundada mevcuttur. Bir gülün kendsini savunan dikenleri dir misalini örnek verebiliriz.
Reşit Dilan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info