27 Şubat 2018 Salı Saat 09:12
0
21
Yeşil
coğrafyası cennet diyarının bir parçası Kurdıstan’ın. Arazi yapısı yarı ovalık
yarı dağlık bu cennet parçası yerin yemyeşil doğasıyla insana huzur veren bir
yapıya sahip olan ilçe. Bereketli toprağında her türlü meyve ve sebze
yetiştirilir. Ama özellikle zeytin ve nar’ı meşhurdur buraların. Yine her türlü
tahıl ürünleri ve sebze üretimi için verimli, elverişli bir toprak örtüsüne,
arazisine ve su kaynaklarına sahip küçük, şirin bir yaşam yeri.
Bu yerleşim
yerinin köylerinden biri olan Bele köyü de hayvancılık ve tarımla uğraşan,
ekonomisini emeğe dayalı geliştiren, toplumsallığında dayanışmayı, paylaşımı,
ortaklaşmayı esas alan kısaca doğal toplum özelliklerini koruyan, canlı tutan
bir köyümüz. Yurtsever, mücadeleye maddi
ve manevi sürekli desteği olan, devrime değerler katan bir köyümüz. Bu köyden
hem PKK saflarına katılan gerillalar vardır hem de devrim süreciyle birlikte
YPG ve YPJ saflarında Rojava devrimine büyük katkıları olan yiğit kadınlar ve
erkekler emekleriyle, fedakârlıklarıyla katılım sağlamışlardır. İşte bu Bilbile ilçesine bağlı olan Bele köyü
fedailer de yetiştirmiştir kendi bağrında.
Yakın bir tarihte
faşist, işgalci, talancı Türk devletinin Efrin’e saldırılarının gerçekleştiği
ve operasyonun daha ilk haftalarında Avesta Xabur arkadaşımız düşman güçlerinin
kendi vatanında, ana yurdunda katliam gerçekleştirme planlarını
kabullenmeyişini ve bunun karşısında duyduğu öfkesini, kinini, yaptığı fedai
eylemiyle ifade etmiştir. Bu yoldaşımız bahsini ettiğimiz mekânların,
coğrafyanın insanıdır. Bu coğrafyanın özellikleri, toprak ve bitki örtüsü ve
mekânın iklimiyle şekillenmiştir kişiliği, insanlığı, kadınlığı. Bunu
söylüyorum çünkü herkesin biraz doğup büyüdüğü yerlere, mekânlara, iklime,
coğrafyaya benzediğini düşünüyorum. Yani her birimiz biraz Efrin’li, biraz
Kobane’li biraz Urfalı biraz Dersim’li biraz Amed’liyiz. Kişiliğimizi,
duygularımızı, kültürümüzü yaşadığımız yerler kazandırır bizlere. Bizleri yapan
olduğumuz yerdir aslında.
Avesta Xabur
arkadaşımız da bu coğrafyaların biçim kazandırdığı, kişilik oluşturduğu
varlığını, benliğini yapılandırdığı bu mekânın çocuğudur. Şam’da okul okur
Avesta yoldaşımız ve devrim süreciyle birlikte dönemsel olarak gidip geldiği
memleketine kesin dönüş yapıyor ailesiyle. Avesta arkadaş emekle, çalışmayla
erken yaşta tanışmış, hem okuyan hem de aileye maddi destek amaçlı çalışan genç
bir kadındır. Bu anlamda hem okuyan ama hem de çalışan, emekçi bir yaşam sürmüş
hayatı boyunca. Bu durumda kişiliğinde iradi bir duruşun, bağımsız, kendine
güvenen bir yapılanmanın oluşmasında etkili olmuştur. Hem Kürt kadını olacak, hem yaşadığı kültürün
etkileri olacak, hem okuyup ama aynı zamanda çalışma hayatına atılacak ve en
önemlisi de özgürlük mücadelesini tanıyacak, içinde yer alacak ve iradeli,
kendisi hakkında karar gücü olabilen, kendi ayakları üzerinde durabilen bir
kişiliğe, karaktere sahip olmayacak. Bu olacak iş değildir tabi.
Avesta yoldaşın
ailesi Avrupa’ya çıkmadan öce onunda kendileriyle gitmesi için çok ısrar
etmelerine rağmen o kalıp mücadele içerisinde yer almayı, YPG ve YPJ güçleri
tarafından yazılan özgürlük destanında kendisinin de emeğinin olmasını
istemektedir. Ve bunun kararını kendisi vermektedir. Özgürlük destanı
yazılırken kendisinin bunun dışında kalmasına rızalık göstermez genç
yoldaşımızın kocaman kadın yüreği. Büyük yurtseverlik örneği olarak
verebileceğimiz bu örnek aynı zamanda kadın iradesinin, kararlılığının,
bağlılığının en somut ifadesidir de. Aileyi onlarla gitmeyeceğine onları ikna
ederek kalması ve dayısının silahını yerde bırakmama kararlılığıyla yola devam
etmesi büyük onur meselesinde aktif olarak yer alması iradi güç, bağlılık ve
kararlılıkla ancak izah edilebilir. Ve Beritan’ların, Zilan’ların takipçisi
olmak istediğini, onların izini sürme amacını, kararlığını ifade ediyor. Yaşam
mücadelesi ve eylem kişiliği olarak büyük bir iddia da bulunuyor. Beritan ve
Zilan kişiliğinde kendisine örnek aldığı militan kişilik mücadelesi
gerçekliğini yaşamsallaştırıyor.
Şimdi sözü şuraya
getirmek istiyorum aslında Kürt kadını dün Kurdıstan dağlarının her yerinde,
Kobane’de, Cizir’de, Sur’da, Şirnex’de, Nisebin’de bu gün Efrin’de mücadeleye
öncülük ediyor. Büyük onur mücadelesinde, çağın görkemli direniş hamlesinde
Kürt kadını direniş bayrağını en ön saflarda taşıyor. Beş bin yıldır eve
kapatılmış, işi yemek yapmak, çocuk doğurup beslemek, erkeğe hizmet etmek,
kölelik üretmek tarzında şekillenen kadın özgürlük mücadelesi ve önderlik ideolojisiyle
öldürülmüştür. Yerine siyaset yapan, politika geliştiren, güvenliği sağlayan,
irade kazanmış, kendine güveni gelişmiş, yaşamın her anında ve her yerinde
özgürlük kavgası veren, kendi olma bilinici yakalayan kadın kişiliği
yaratılmıştır. Bunun önünü artık hiçbir kişi, rejim, sistem alamaz.
Kurdıstan’da kadın direnişinin önünü kimse alamaz. Bir kere özgürlüğün tadını
alan kadınları kimse durduramaz. Bu anlamda Kürt kadın direnişi geleneği hep
var olacak. Avesta bunun en somut ifadesidir.
Bir aydır Efrin’de kadınlar öncülüğünde
halk savaşı yürütülüyor. Ve bu savaş sadece Kürtlerin savaşı değildir. Efrin’de
yaşayan tüm halkların, inançların, kültürlerin hak ve özgürlüklerinin korunması
savaşıdır. Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik yaşam modelinin varlığını
savunulması savaşıdır. Efrin halkı da kadınıyla, erkeğiyle, genciyle,
yaşlısıyla, çocuğuyla, Ezidi’siyle, Alevi’siyle, Müslüman’ıyla,
Hıristiyan’ıyla, Türkmen, Arap vs.siyle topyekûn bir direniş örneği
sergilemekte ve insanlığın hayranlığını onurlu duruşuyla kazanmaktadır.
Efrin direniş iddiası ve kararlılığı,
Efrin, anasının, genç kızının, kadınının oynadığı rol, Avesta’nın izinden
özgürlük bayrağını devralış sözü ve pratiği düşmanı çıldırtıyor. Uçaklarına,
tanklarına, havanlarına, vahşi çetelerine karşı sergilenen duruş karşısında
Türk devleti büyük bir hazımsızlık yaşıyor. Öfkesini de çok alçakça, mazoşistçe
dışa vuruyor. Barin Kobanê yoldaşımıza yaptıklarının farklı bir ifadesi yoktur.
Kahraman, fedai duruş karşısında çaresiz, çözümsüz olduğunun en yalın
ifadesidir pratikleri. Evet, Rojava devrimi onlar diri diri yaksa da, parçalasa
da kadın devrimidir. Ve şunu da biliyorum ki Türkiye devletinin sonu Kürt
kadınlarının eliyle olacak. Çünkü öfkeleri büyük, kinleri her gün canlı ve
özgürlüklerini ellerinden alan, kendi olmalarını engelleyen her gücü yenme
kıvamındadırlar.
Solin Bahar
Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html
:” ”
:””
” “,” ”
Solin BaharKürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html