Osmanlı Devleti’nin son döneminde Kürdistan’da uygulanmaya başlanan Umumi Müfettişlikler, Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllardan itibaren daha derinleştirilip bir sisteme bağlanarak Kürdistan’ı yeniden işgal ve egemenlik altında tutmanın temel bir yönetim biçimi olarak devreye konulmuştur. 1927 yılında uygulanmaya başlanan Umumi Müfettişlikler fiilen 1947 yılında kaldırılır fakat T.C. hukukundaki varlıklarını 1952 yılına kadar korurlar. Tarihsel olarak 2. Abdülhamit devrinden 1952’ye kadar varlığını sürdüren Umumi Müfettişlikler, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e intikal eden bir yapılanma ve zihniyettir. Umumi Müfettişliklere dönem ve şartlara göre, “Umumi Valilik, Eyalet Valiliği, Genel Valilik, Fevkalade Valilik, Hidivlik, Bölge Valiliği, Genel Enspektörlük, İnspektörlük, Genel Müfettişlik ve Umumi Müfettişlik” gibi adlar verilmiştir. Ayrıca 1986’ da Kuzey Kürdistan’da uygulanmaya konulup 2002 yılında kaldırılan “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği”de Umumi Müfettişlik uygulamasının döneme uyarlanmış halidir. “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği” kaldırıldıktan sonra AKP Kürdistan’da kendi valilerini oluşturup olağanüstü yetkilerle donatması da aynı zihniyetin günümüzde aldığı biçimdir.
Umumi Müfettişliğin Tarihsel Seyri-1
Umumi Müfettişlik kavramı Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk olarak II. Abdülhamit devrinde ortaya çıkmıştır. Kuzey Kürdistan’da Osmanlı ile Ermeniler arasında yaşanan sorunlar Berlin Kongresi (1878)’nde ele alınır. Rusya ve Batılı güçlerin istekleri doğrultusunda Bakuré Kürdistan’ın altı ilinde (Erzurum, Sivas, Van, Bitlis, Mamurtül-aziz, Diyarbakır) ıslahat yapılması maksadıyla bölgeye bir teftiş heyeti gönderilir. Bu heyetle birlikte bölgeye Ahmet Şakir Paşa Umumi Müfettiş olarak görevlendirilir. Umumi Müfettişlik Olağanüstü yetkilerle donatılır. Bu dönemlerde oluşturan Umumi Müfettişliklerin görev ve yetkileri şöyle özetlenebilir: Valiler ve Mutasarrıflar, Müfettişlere karşı sorumludur. Vilayetlerdeki her gelişmeyi Umumi Müfettişlere bildirmek zorundaydı. Hatta en alt düzeyde bir memurun işe alınması için dahi Müfettiş onayının alınması gerekmekteydi. Islahat girişimlerini yakından izleyen yabancı yetkililer de her ayrıntıyı Umumi Müfettişlere bildirmek durumundaydı. Umumi Müfettişler bulunduğu bölgede orduyu harekete geçirerek şiddet kullanma yetkisine de sahiptiler. Ayrıca kişiler hakkında istihbarat toplama, iskân vb. birçok alanda da yetkili kılınmışlardı. Kısaca Umumi Müfettiş atandığı bölgenin tek hakimiydi, doğrudan Abdülhamit ve Bab-ı Aliye karşı sorumlu olup onlara rapor verirdi.
Osmanlı İmparatorluğu hâkim olduğu sınırlar içerisinde daha sonraları Umumi Müfettişliklerin sayısını arttırmayı esas alır. Bu kapsamda da 1902 yılında Rumeli bölgesinde “Vilayet-i Selase” adında bir Umumi Müfettişlik kurar. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra kaldırılan umumi müfettişlik 1913 yılında tekrar gündeme gelir. Ermeni halkına dönük Osmanlı baskıları devam ettiğinden dolayı Rusya’nın isteği doğrultusunda Bakuré Kürdistan’da ıslahat yapılması kararı alınır. Yapılan Uzun görüşmelerden sonra 8 Şubat 1914 tarihinde Osmanlı Devleti ile Rusya arasında umumi müfettişlik kurulması için Yeniköy Antlaşması imzalanır. Antlaşmadan sonra bölgede yapılan incelemenin ardından Erzurum, Trabzon ve Sivas illerinden oluşan alana Hollandalı M. Westenenk, bölgenin diğer illerine de Norveçli Nicolas Hoff umumi müfettiş olarak atanır. Fakat bu iki müfettiş de Birinci Dünya Savaşının çıkması nedeniyle geri çağrılmaları sonucu görevleri son bulur.
Osmanlı Devleti 1918 yılında kısa bir süreliğine Umumi Müfettişliği tekrardan aktif hale getirir. Bu yılda Erzincan, Van, Bitlis ve Erzurum’dan oluşan bölgede “Vilayet-i Müstahsile Müfettişi Umumiliği” kurulur. Başına da Tahsin Uzer getirilir. Fakat bir ay sonra Tahsin Uzer Suriye Valiliğine atanır ve onun yerine yeni bir atama yapılmadığından dolayı Umumi Müfettişlik bu durumdan sonra kapanmış olur. 28 Nisan 1920 tarihinde “Anadolu Olağanüstü Müfettişliği” adında Umumi Müfettişlik uygulamasına yeniden dönülür. 3 Kasım 1920’de kapanan Umumi Müfettişlik tekrardan 1921’de yeni Türk devletinin ilk anayasasında yer alır.
Osmanlı Devleti’nde meydana gelen toprak kayıpları ile birlikte müfettişlik bölgeleri oluşturulmaya başlanır. Her ne kadar Batılı güçlerin isteğiyle Umumi Müfettişlikler kurulmuşsa da bu uygulamaya geçiş Osmanlı’nın da işine gelmiştir. Çünkü Osmanlı şimdiye kadar tam anlamıyla hakimiyet kuramadığı bölgelerde Umumi Müfettişlik yoluyla daha rahat hâkim olmayı, iktidarını geliştirmeyi, işgali derinleştirmeyi sağlamak istiyordu. Zaten Umumi Müfettişliklerin kurulduğu yerler Osmanlı zulmüne karşı huzursuzluğun yükseldiği Kürdistan ve Rumeli bölgeleridir. Osmanlı asayişi sağlama, ıslahat yapma adı altında buralarda devlet denetimini, halklar üzerindeki baskıyı arttırmaya çalışmıştır. Bu şekilde de dağılmakta olan İmparatorluğun ömrünü uzatmaya çalışmıştır.
Yarın: Bölüm-2 Sömürgeci T.C. Döneminde Umumi Müfettişlikler
Firaz GARZAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi