24 Temmuz 2015 Cuma Saat 01:37
HDP’nin seçim başarısının ardından Kürt Halk Önderi Abdullah
Öcalan üzerinde AKP’nin sürdürmüş olduğu tecridi değerlendiren KCK Genel
Başkanlık Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Diyar Xerib, tecridin sürdürülmesinin
Türkiye’yi Suriye’ye çevireceğini söyledi. KDP’nin son dönem politikalarını da
değerlendiren Xerib, KDP’nin sergilemiş olduğu pratikler ile AKP’ye paralel
politika yürüttüğünü ifade etti. Şengal’de 3 gerillanın şehit düşmesi olayını
da değerlendiren Xerib, olayın olma durumuna bakıldığında bunun provokasyon
olduğunu aktararak, bir inceleme başlattıklarını ve KDP’ninde bu incelemede yer
alması gerektiğini aktardı. KDP ve ona bağlı olarak ENKS’nişn Rojava
politikasının da iflas ettiğinin altını çizen Xerib, KDP’nin Haftanin-Metina
arasında Türkiye sınırında yapmak istediği kapı hakkında ise, “ KDP AKP’nin
siyasetine araç olmamalı dedi. Son olarak Parastin Başkanı Mesrur Barzani’nin
“PKK Şengal ve Kandil’den çıkmalı açıklamasına da, “ Gidip halka sorsunlar
halk bizi istiyorç Biz burada çok bedel verdikçe Bu nedenle bize saygılı
davranmalılar. Bu açıklama çok yanlış bir açıklamadır ifadelerini kullandı.
HDP’nin seçim
başarısının ardından AKP, seçim öncesi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan
üzerinde sürdürdüğü tecridi derinleştirdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
HDP doğru bir siyaset yürüttüğü için başarılı oldu. Bu
projeyi ve siyaseti ortaya çıkaran ise Başkan Apo’ydu. Sol sosyalist güçler ise
Başkan Apo’nun bu projesine sahip çıktı ve istenen sonuç ortaya çıktı. Zaten HDP’nin bazı eksiklikleri olmasaydı
daha büyük başarılar da elde edilebilirdi.
Sonuç olarak ortaya çıkan bu sonuç demokrasi istemeyenler için çok iyi
bir mesaj oldu. Demokrat kesimler için ise Başkan Apo’nun projesinin hayat
bulması büyük bir mutluluk kaynağı oldu.
AKP tecrit ile HDP projesinin önünün kapatmaya çalışıyor
Türkiye’de ulusal, idari, toplumsal, dini, mezhebi ve
yönetme sorunu gibi birçok sorun var. Bu nedenle HDP projesi başarılı olmasaydı
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın içinde bulunduğu duruma dönebilirdi. Onun için
Başkan Apo HDP projesi ile bunların önünü alarak büyük bir mesaj verdi. Bunun
için HDP projesi desteklenmeli çünkü, bu proje de AKP’nin projesi gibi tekçi
anlayış yok, çoğulcu bir anlayış var. Yani toplumun her kesiminden kimseler
kendini bu projede görebiliyor. HDP
projesine katılmayanlar demokrasiyi istemeyenlerdir. Ayrıca Erdoğan’ın yolu
Türkiye’yi Suriye ve Irak’ın içinde bulunduğu duruma götürür. AKP’de bunu
gördüğü için seçim sonrası kendi projesinin hatasını gördü. Yalnız yanlış bir
adım atarak Başkan Apo üzerindeki tecridi derinleştirdi. Şimdi Önder Apo
zındanda ve AKP ile Erdoğan bu tecridi derinleştirmek istiyor. Barış ve
demokrasi isteyenler ise bunun karşısında mücadele vererek Türkiye’nin
demokratikleşmesini istiyorlar. Çünkü bu kesimler şunu iyi biliyor ki Önder Apo
üzerindeki tecrittin devam ettirilmesi HDP projesinin önünün kapatılması
anlamına geliyor. Yine bu tecrit ile Türkiye’nin tek renkli bir ülke haline
getirilmeye çalıştığını iyi biliyorlar.
Tecritte KDP’nin rolünün olmamasını isterdik
KDP’nin bu tecritte rolünün olmamasını isterdik ama maalesef
seçim öncesine baktığımızda HDP’ye destek vermedi. Bunun aksine bazen açık
bazen de üstü örtülü AKP’ye destek verdi. Bu KDP için iyi olmadı. KDP şayet
Kürdistani bir şekilde rol oynamak istiyorsa, Kğrdistani ve demokratik bir
şekilde davranmalı. Türkiye’de
demokrasiyi isteyen ve bunun için mücadele edeninde HDP olduğunu çok iyi
biliyordu ama buna rağmen bunun tam tersi bir şekilde AKP’ye destek verdi.
Seçim sonrası HDP’nin başarısı da bunu bize kanıtladı. AKP bu sonuca şok
olurken, KDP’nin Kuzey, Güney ve Batı Kürdistan siyaseti boşa çıktı ve KDP
büyük bir kriz içine girdi. AKP Türkiye’de büyük bir kriz yaşarken KDP ise
Güney’de bu krizi yaşıyor. Şimdi Güney Kürdistan’da Federal Kürdistan Başkanı
Mesut Barzani’nin tekrar başkan olması için bir çaba içine girmişler ama
parlementoda bulunan diğer partiler bunu kabul etmiyor. Şayet AKP Türkiye’de
başarılı olsaydı Barzani’nin tekrar başkan olması için sürenin uzatılması kaçınılmaz
olacaktı. Ama HDP’nin zafer kazanması ile parlementoda bulunan YNK, Goran ve
diğerleri bunu kabul etmiyor.
KDP Öcalan’a özgürlük eylemlerini engelleyerek siyasetini
belirledi
KDP zaten Iraq ile olan ilişkileri nedeni ile bir kriz
içindeydiler, bu nedenle AKP’ye dayandılar. Zaten AKP ile petrol konusunda bir
proje için anlaşma yapmışlar. Bu anlaşmaya göre 50 yıl boyunca AKP’ye ucuz
petrol verecekler. AKP’nin seçimde yenik düşmesi ile KDP’nin bu projesi alt üst
oldu. KDP bunlara rağmen AKP ile paralel siyaset yürütüyor. KDP’nin
bahsettiğimiz çok sayıda siyasetinde olduğu gibi Başkan Apo üzerindeki tecrit
de bu siyasetlerden biri. Bunu ise şuradan çok iyi anlaya biliriz: Çok sayıda
barış ve demokrasi isteyenler Başkan Apo’nun özgürlüğünü istemek için eylem
yaparken KDP bu eylemleri engelliyor. Bundan kaç gün önce KNK bürosunu
bastılar. Bunlar tesadüf değildir. KCK ile olan ilişkilerini bozuyorlar ve KCK
ile PKK’ye Güney Kürdistan’da misafir gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunların
hepsi gösteriyor ki KDP yanlış bir politika izliyor. Umut ederim ki KDP bunu
bilinçli yapmıyor ve bu yanlış anlayıştan dönsün. Şayet bu yanlıştan dönmez ise
nasıl ki AKP her geçen gün bitme ile yüz yüze kalıyorsa, KDP’de aynı durum ile
yüz yüze kalacak. Şayet iyi bir siyaset yürütmek istiyorsa Kürt sorununun
çözümü için çabalamalı ve doğru bir siyaset yürütmeli.
Parastin Başkanı
Mesrur Barzani’nin “PKK sadece Şengal’den değil, Kandil’den de çıkmalı
açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mesrur Barzani’nin vermiş olduğu bu açıklamayı Federal
Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani’de yapmış olduğu bir açıklama ile
doğruladı. Bu da AKP ile paralel siyaset yürüttüklerini gösteriyor. AKP ne
yapıyor. KCK’nin güçlü bir siyasi parti olmasını istemiyor ve Başkan Apo ile
görüşmelere müdahale etti. Kuzey ve Batı Kürdistan’da alınan büyük başarılar
PKK’ye olan terörist bakış açısını değiştirdi. AKP ise PKK’nin legal olmasının
önünü almak isterken, KDP’de buna hizmet ediyor.
Halk PKK’nin güneyden çıkmasını istemiyor
Diğer taraftan ise KDP korkuyor, çünkü güney halkı PKK’nin
güneyde bulunmasını ve daha aktif iş yapmasını istiyor. KDP’de bundan korkuyor
ve “PKK güneyde aktif iş yaparsa benim etkim azalır diye düşünüyor. Bu bakış
açısı bize göre yanlıştır. KDP’de gidip Kuzey’de çalışabilir. Orada gizli
değil, açık çalışsın rahat olsun. Biz buna karşı değiliz. Yalnız orda ulusal,
demokratik ve Kürt halkı için çalışma yapsın. Ulusal direnişi öne çıkarsın.
Şimdi biz güneyde onların parasını yemek için bulunmuyoruz, keza kimsenin de
parasını yememişiz, biz Kürt halkına fedakârlık yapmak için oradayız. Biz
yıllardır Kandil Dağlarını savunuyoruz. Onlar kendisi, “ Şayet siz olmasaydınız
buralar terörist dolardı, katliam yapan kimseler ile dolardı diyor. Biz
Kerkük, Şengal, Maxmur ve Celawle’de çok sayıda şehit verdik. Bu nedenle
bizlere doğru yaklaşıp, şehitlerimize anlam verip, saygı göstermeleri gerekir.
Barzani’nin açıklaması yanlıştır
Biz şimdiye kadar otak bir komutanlık oluştursun istiyoruz
ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Barzani’nin bu açıklaması
yanlıştı, zaten çok sayıda parti ve STK’lar da buna tepki gösterdi. KDP’nin
kendisi gitsin halka sorsun, bakalım halk PKK’yi istiyormu istemiyor mu? Ben
kendim Kerkük, Şengal ve Maxmur tarafına gittim. Oradaki peşmergeler bile bize,
“PKK’liler buradan giderse biz sıkıntı yaşarız dediler. Bu nedenle KDP parti
aklı ile davranmamalı, aksi durumda kendisi zarar görür.