Ulusal kurtuluş hareketleri tarihlerinde en kötü ulusal kurtuluş hareketinin, temsil ettiği halkın kimliğine ve o halkın kurtuluşu için en büyük mücadeleyi yürüten başka bir ulusal harakete saldırdığı görülmemiştir ve kendi halkının en büyük soykırımcısıyla el ele verdiği hiç görülmemiş bir durumdur. Ajan biri ajanlık yapar ceza verilir çünkü ajandır ve cezası bellidir. Peki kendisine ulusal haraket diyen, Kürdistani diyen, Kürt kimliğini temsil ettiğini söyleyen ve bir kesim Kürt tarafından Kürt ulus devleti olarak kabul edilen KDP/Barzanileri nasıl tarif edeceğiz ve ulusal kurtuluş tarihimizde nasıl bir yere koyacağız? Düşmanın Kürtler içindeki uzantısı olan KDP/Barzanileri İhanetin, hainliğin, kokuşmuşluğun en dibine koymak gerekiyor. Düşmanın verdiği zararın aynısını verenlerin Kürt halkının dostları olamayacağı kesindir. KDP/Barzaniler ne demokratikler, ne ulusallar ne de Kürdistaniler. Modern ulusal kurtuluş çağında, kendilerine aşiret demeye uyandıkları için, kendilerine parti diyorlar. Oysaki KDP/ Barzaniler en kötü bir ulusal kurtuluş hareketi bile değiller. Bir ulus içinde farklı ideolojilere sahip partiler olabilir ve bundan dolayı anlaşmama da olabilir bu normaldir ama düşmanla iş birliği içinde olmak nedir ve nasıl açıklanır?
Gerillanın üslendiği alanlara pusu kurmak, lojistiğin gitmesini engellemek, bu konuda düşmana bilgi vermek ve düşmanla beraber çalışmanın hesabını Kürt halkına nasıl vereceksiniz? Bunlarda haysiyet ve şerefin zerresi bile kalmamış. Kürt halkının vücuduna girmiş bir ur haline gelmişler. Bunlardan kurtulmak şart olmuştur. Öyle bir zamanda geçiyoruz ki ya tam kaybederiz ya da tam kazanırız. Kürt halkı kazanabilecek her türlü sosyal, kültür, politik ve örgütsel donanıma sahiptir. Politik olmak kadar taktik ustalığa da sahip olmak ve her yüzümüze gülenin dostumuz olmadığını bilmemiz gerekiyor. Özellikle devletlere güvenmemek gerektiğini bilip ona göre pozisyon alacağız. Halkların devleti olduğunu iddia eden, ezilen halkların yanında olduğunu söyleyen Sovyetler/Rusya bile, Kürtlere hep sırtını döndü kendi devlet çıkarlarını düşündü. Devletler halkların dostları değiller. Halklar halklarla el ele verirler ve özgürlüğü inşa ederler. Zaten demokratik ulus sistemi devletlerin kuracağı bir sistem değil halkların kurabileceği bir sistemdir. Çünkü halkların özgürlüğü demokratik ulus sistemindedir. KDP/ Barzanilerin iç yüzünü daha iyi tanımak için, Önder Apo’nun paradigması üzerinde iyi yoğunlaşmamız gerekiyor. Irak merkezi hükümeti Başur Kürdistan’a ekonomik olarak yardım etmiyormuş da, Türkiye ile işbirliği yaparlarsa Türkiye Başur Kürdistan’a ekonomik olarak yardım edecekmiş ve KDP yönetimi de memurlarına maaş verebilecekmiş ve Başur Kürdistan’ı Türkiye’ye konfederal olarak bağlayacakmış türünden saçma sapan gerçek dışı şeylerle hain yüzlerini gizlenmeye çalışıyorlar. Kürt halkını inkâr eden, soykırım uygulayan ve Kürt adını duymaktan rahatsız olan TC, Başur Kürdistan’a ekonomik olarak yardım edecek ve konfederal olarak Türkiye’ye dahil edecekmiş öylemi? Girdiği her Kürdistan parçasında Kürtçeyi yasaklayan, Türkçe eğitimi dayatan TC, Başur Kürtlerini konfederal statüyle kendisine bağlayacak ve Başur Kürt halkına da maaş verebilecekmiş öylemi? TC devleti Bakur Kürtlerine neden konfederal sistemle statü vermiyor? Önce, bütün Kürt halkının ulusal statüsü kabul edilir ve bu noktada siyasi temsilcilerinin kabul edilir. Sonrası, siyasi ve teknik konulardır ve demokratik ulus paradigmasıyla halkların kardeşliği temelinde bütün Orta Doğu’da konfederal bir sistem kurulur. Kürt halkının özgürlük güçleri olan gerillanın üslendiği alanlara her gün bomba yağdıranlara, Kürt köylerini göçe zorlayanlara ve ona destek veren hain KDP Barzanilere kim güvenir ve kim söylediklerine inanır? Petrol zengini Başur Kürdistan yönetimi Türkiye’nin vereceği maaşa mı kalmış? Bu KDP/Barzanilerde hiç utanma duygusu kalmamış.
Aslında yaşam kişiliğin aynasıdır sözünü dikkatle aldığımızda KDP/Barzanilerin yaptıkları ihanet zaten iç yüzlerini gösteren bir aynadır. Ancak devleti ve bir ulus içinde ortaya çıkan üst sınıfı iyi tahlil etmek ve toplumsal yaşamda bunu tasfiye etmek Önder Apo’nun paradigması üzerinde iyi yoğunlamala ve doğru bir şekilde hayata geçirmekle olur. Yoksa, ulus devlet kurduk özgür olduk anlayışı yanlıştır. Hem ulusal kurtuluşumuzu sağlayacağız hem de sınıfsız toplumu inşa edeceğiz. KDP/ Barzanilere Kürt uluslaşması içinde bir yer ve statü vermek mümkün değildir. Çünkü tümüyle ihanete saplanmış ve tanınmaz hale gelmişlerdir.
Nerelerine baksak ihanet ve hainlik korkuyorlar. Elle tutulacak temiz bir tarafları yok. Politik ve demokratik birikim kazanmış, Önder Apo’nun paradigması ışığında yeni bir özgür yaşama yürüyen Kürt halkının KDP/ Barzanilere, özgür yaşam içinde yer vermelerine imkân yoktur. Zaten Kürdistan çapında KDP/ Barzanilerin yüzde beşi bulan bir kitle güçleri bile yoktur. Bu durumda, bu parti maskesi takmış ihanet ağı neyine güvenip de bir gelecek sahibi olacak. Kürt halkı bu hain yapılanmaya Kürdistan’da yaşam hakkını haklı olarak tanımaz. Bu çete mafya takımı, inkârcı rejime destek vermeseydi Kürt halkının ulusal kurtuluşu ve özgürlüğü yıllar önce sağlanırdı. TC, ihanetten destek alarak Kürt halkının inkârını günümüze kadar sürdürdü. Yoksa, sadece askeri ve teknik güce dayanarak yüz yıl boyunca soykırım sistemini sürdürmek imkansızdır. Demek ki inkâr rejimi hep ihanetten güç aldı beslendi, cesaret aldı. Aksi halde, örgütlü bir halkın karşısında en güçlü bir devlet bile dayanamaz pes eder. TC inkâr rejimi, Kürdistan’ın her parçasına rahat girebiliyorsa, her tarafa bomba yağdırıyorsa, katliam yapıyorsa bu, KDP/ Barzanilerin ve bu gibi hainlerden aldığı destek ve güçledir. KDP/Barzanilere en iyi cezayı, demokratik ulus paradigmasıyla yoğrulmuş ve politikleşmiş Kürt halkı verir, verecek.
Kemal SÖBE