12 Kasım 2016 Cumartesi Saat 14:05
1990´larda Alevi derneklerinin açılmasına izin veren TC, ne
yazık ki Cem evlerine resmi statü vermeyi çok gördü. Her zaman sistem dışı
kalayı tercih ve yaşam tarzı haline getiren Alevilere yüzyıllardır var olan bu
inanca neden daha önceden bu hak tanınmadı da 1990´lardan tanınmaya başlandı?
Alevi halkına dernek kurma izni veren Türk devleti
Alevileri, “Kürt ulusal mücadele saflarından bir nevi uzak tutmayı hedeflemiş
ve Alevi toplumunu devletin arka bahçesi olma için rezerv tutmaya ve CHP’ye
kanalize etmeye çalışmıştır.
Bugün gelinen nokta, Aleviler resmi statü içerisinde hala
yer almıyor, Cem evi resmi statü içerisinde değil. Devlet yardımı akmazken tüm
giderlerini üye aidatı ve yapılan aktivitelerde elde edilen para ile kendilerini
finanse etmektedirler. Alevi toplumu inancını sürdürebilmek için hala ‘kendi
yağında kavrulmaktadır’ demek yerinde olur.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi devletin başı hatırlanacağı üzere
“Cem evi Cümbüş evi“ Cem evi, ucube“ gibi aşağılayıcı ve hakaret içerikli
kelimeler hala kulaklarda çınlıyor.
Alevi kurumları-ibadet mekanlarının Camii sayısına göre
tartışmak ve mukayese etmek bile devenin sırtında görülen bir tek kıl tüyünü
saymak gibi olur. Ama buna rağmen Alevi kurumları devlet desteğini almadan halkın
desteğiyle yaşamaya devam etmektedir.
Türk İçişleri Bakanlığı’ndan edinilen resmi verilere göre,
81 ilde toplam 937 Cem evi var. 31 ilde cemevi yok. Cami bulunmayan il sayısı
ise sıfır. 3 bin 200 caminin bulunduğu İstanbul’da Cem evi sayısı 64. 81 il’in
31´inde Alevilerin ibadethaneleri bulunmamakta.
Anadolu ve Bakurê Kürdistan’da dernekleşmeler üzerinden
ibadet mekanlarını kuran Alevilerin bugün dernekleri-ibadethaneleri
kapatılıyor. Üstelik TC sınırları içerisinde ‘inancını hür yaşaması öngörülen’
inanç kesimlerinin devlete bunu sağlaması için ödediği verginin aynı olduğu
görüldüğünde, çıkan uygulama sonucun aynı olmaması üzücü.
Devlet 2016 yilinda Diyanet işlerine verdiği 6 milyar 482
milyon 979 bin liralık bir bütçe ile sadece Camilere yatırım yapmaktadır. Kendi
ülkesindeki halka yatırım yapmayı çok gören TC devleti şimdi de bu yatırımları
yurt dışındaki Müslümanlara Diyanet İşleri aracılığıyla destek verilerek
Rusya´da bulunan Minsk´e yapmaktadır. Minsk’e bilindiği üzere Diyanet aracılığı
ile cami yaptırılmıştır. Minsk’te 54 yıl
önce yıkılan Minsk Camii, TC’nin katkılarıyla yeniden inşa edildi. Yapımına
daha önce başlanan ancak tamamlanamayan caminin inşaatını 2014 yılında Diyanet
İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı üstlenerek yaptı.
Şimdi bu habere dair ayrıntıları okuduğumda, bir Alevi
yurttaşı olarak “Türkiye’de Alevi toplumuna neden Cem evleri yapılmıyor ve
ya diğer inanç kesimlerinin ibadetlerini rahat yapabilecekleri imkanlar
sağlanmıyor da başka ülkede yaşayan Müslümanlar için hizmet edilmektedir?”
sorusunu sorarım.
Aleviler ve Kürtlere yönelik devlet yaklaşımı, aslında
farklı kimlikler konusundaki devlet yaklaşımının bir parçası.
Bu güne kadar Alevi yoktu, Kürt yoktu, ne zaman ki “Varız!
dediler, en ağır katliamlarla cevap verildi ve yüz yüze geldiler.
Özcan Bozoğlu
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html
0
21
TR
HE
:” ”
:””
” “,” ”