30 Eylül 2019 Pazartesi Saat 05:34
İktidarı boyunca savaş, kan, ölüm
ve baskıyla hakimiyet kurmaya çalışan şovenist Erdoğan rejimi şu an girmiş
olduğu bataklıktan kurtulmak için son çırpınışlarını yaşarken tekrar aynı kirli
politiklarına başvurmaktadır. 17 yıllık
iktidar rejimini her türlü baskı, işkence ve hukuksuzlukla devam ettiren AKP
Faşizminin kendi içinde yaşadığı dağılmayla birlikte kendini soykırımlar
üzerinden miadını doldurduğu ömrünü uzatmaya çalışmaktadır.
7 Haziran 2015 genel seçiminde
AKP’nin iktidardan düştüğü, seçimi kaybederek tek başına iktidar olma hakkını
yitirdiği, hile ve katliamla sözde 1 Kasım seçiminde iktidarı gasp ettiği,
dolayısıyla o günden bu yana meşruiyetinin kalmadığı biliniyor. Aslında ondan
sonraki bütün seçimleri de esasen kaybetmiş bulunuyor. Bahçeli MHP’sinin
desteği ve yoğun hilelerle hep “Seçimi kazandım dese de, esas olarak sandıkta
kaybettiğini herkes biliyor. Bu durumun son örneği ise 31 Mart yerel seçimi
oluyor. Kendi partisi içinde en kıdemli diyeceğimiz eski Ekonomi Başkanı Ali
Babacanın ve en yakın mütefiki eski Başbakan Ahmet Davutoğlunun partiden istifa
etmesiyle birlikte AKP iktidar rejimindeki istifalar çorap söküğü gibi devam
etti. Geçtiğimiz yıl 840 bin üye kaybeden AKP rejiminin üye sayısı bu yıl 9
milyon 931 bine düştü. Yaşanan bu istifaların önünü almak için kendi partisi
içerisinde ikna turlarına başlamasına rağmen tümden dağılmaya yüz tutan faşist
iktidar rejimini toparlayamamaktadır.
Peki İpin ucu Nerede Koptu?
2023 hayallerini gerçekleştirmek
için tüm kirli planlarını devreye sokan Erdoğan içine daldığı hayal servünenine
dalmış, her geçen gün bataklığa sürdüğü Türkiye’yi çoktan gözardı etmiştir.
Toplumun her kesiminde kendini her yönüyle hissettiren ekonomik kriz artık AKP
rejiminin bile gizleyemediği bir seviyeye ulaşmıştır. İpin ucunu en başından koparan AKP iktidar
rejimi kendi partisi içindeki kan kaybının 31 Mart seçimleriyle başta İstanbul
ve Ankara gibi iki büyük kentin muhalefetin eline geçmesiyle artmaya başladı. Yerel
seçimlerin ardından Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun parti kurma
çalışmalarını hızlandırdırdı. MHP ile girdiği şovenist, millliyetçi ittifakla
iktidarda kalmaya çalışan Erdoğan’ın son 7 yıldan fazladır popülaritesinin
sürekli dibe batma eğiliminde olduğunu, suni, içi boş gelişmelerle bunu
yükseltmeye çalışsa da battıkça daha da dibe batmaktan kendini
kurtaramamaktadır. İpin ucunu tutamayan Erdoğan, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun
‘terör defterleri açılırsa’ diye işaret
edilmesinden paçasını sıyıramamıştı. Bununla birlikte Erdoğan dikta rejiminin
gerçeklerini dile getirmeye başlayan bakan, başkan ve üyelerin sayısı da arttı
ve artmaya da devam ediyor.
Kaçınılmaz Derin Çöküş!
Kendi içinde girmiş olduğu derin
çöküşün önünü alamayan AKP rejimi parti üye sayısındaki azalışı bir çocuğun
bile inanmayacağı gerekçelere bağlarken, partiden istifa edip yeni parti
oluşumlarına girmeye çalışan, sözde kendisine yakınlığıyla bilenen eski parti
üylerini “Hayin olarak ilan etmekten
geri kalmamıştır. Erdoğan, yarattığı
sistem ve MHP ile diğer aparatçıklardan oluşan müttefiklerine sırtını
yaslayarak kendi mensuplarınca bile itibarı kalmamış olan AKP’nin yükünden
kurtulmak ve şimdiye kadarki bütün sorunları kendi sorumluluk alanından
uzaklaştırıp batan partisine yükleyerek sıyrılmak istemektedir. Çünkü kendisi
de dahil olmak üzere partiden ayrılan parti üyleri de Parti içindeki Derin
Çöküş’ün farkında.
Son Çırpınışlar İşe Yarayacak mı?
İktidarı boyunca savaş, kan, ölüm
ve baskıyla hakimiyet kurmaya çalışan Faşist Erdoğan rejimi şuan girmiş olduğu
bataklıktan kurtulmak için son çırpınışlarını yaşarken tekrar aynı kirli
politiklarına başvurmaktadır. Özellikle
de kendi varoluşunun devamını Kürt Halkının ve Özgürlük hareketinin bitmesinde
gören faşist Erdoğan rejimi Kürdistan’ın dört parçasında Kürt kazanımlarını
kendisine hedef olarak seçmiştir. Son olarak da 27 Mayıs’ta Başur Kürdistan’ı
tümden işgali hedefiyle devreye koyduğu konseptle, Kuzey Suriye hattında
oluşturmak istedikleri sözde güvenli bölge adı altında tümüyle Kürt kimliğini,
kazanımlarını ve uluslarası alanda kazandığı siyasi statüyü parçalamak
istemektedir. Sadece bununla yetinmekle kalmayıp bu alanda bir taşla kuş
sürüsünü düşürmeyi planlamaktadır. Bir yandan çoğunluğu Kürtlerin oluşturduğu
bu alana, daha önce Türkiye’ye göç etmiş Suriyelileri yerleştirerek alandaki
demografik yapı değiştirilmiş olacak. Daha iki gün öncesinde Fırat’ın doğusunu
olduğu gibi kapsayan coğrafyada TOKİ nağmeli ‘barış bölgesi’ hayallerini
tellendirirken Sağlık Bakanlığı da personele Suriye’ye askeri harekâtın icap
ettireceği olağanüstü durum için Mardin ve Urfa’da görev emri çıkardı. Erdoğan
tek taraflı müdahale için ABD’ye iki hafta süre tanıdığına göre sınırların da
teyakkuzda olması lazım! Artık mutat bir mekanizmaya dönüştü: Her eli kulağında
harekât görüntüsünü bir pazarlık denemesi izliyor. Hem içte hem dış politikada
içine girmiş olduğu bataklıktan kurtulmak için başvurduğu kirli savaş
politikasıyla son çırpınışları işe yarayacak mı? İçte çöküş dışta bataklığa
saplanmış durumda.
0
21
TR
:” ”
:””
” “,
:” ”
Militan RÊHAT
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html