14 Ağustos 2012 Salı Saat 08:10
Türk dışişleri bakanlığı ve MİT’in bilgisi dahilinde Hewler başta olmak üzere Güney Kürdistan’a yerleşmiş Türk şirketleri, Batı Kürdistan devrimine karşı Kontrgerilla birimleri yetiştiriyor.
Güney Kürdistan şehirlerinde büyük ihaleler alan Türk şirketleri, amaçları dışında MİT adına istihbarat faaliyetleri yürütüyor. Şirketler belirlenmiş sayıda MİT elemanını, “şirkette çalışıyor olarak göstererek MİT elemanlarını kamufle ediyorlar.
Güney Kürdistan ticaret yasalarında yabancı şirketlerinin bölgede ihale alıp ve yatırım gerçekleştirebilmeleri için Güney Kürdistan bölgesel hükümetinin belirlediği kişiler Türk şirketlerine ortak edilerek söz konusu şirketler denetime alınmaya çalışıyordu. Fakat işin içinde ‘milyar dolarlar’ olunca tam tersi bir durum ortaya çıkıyor. AKP hükümeti bu şirketler üzerinden ortakları olan Güney Kürdistanlı üst düzey bürokratları zengin ederek Güney Kürdistan hükümetinin iç ve dış politikasına bire bir müdahale eden-yönlendiren bir konuma gelmektedir.
Güney Kürdistan’ı karanlık faaliyetlerinin merkezi haline getiren Türk şirketlerinin, Kürt ulusal birliğine, Kürdistan parçalarındaki Kürt direnişlerine karşı kirli-karanlık-gizli ittifak ve faaliyetlerine şirketlerin ortakları olan Güneyli bürokratlar tavırsız kalarak Kürt karşıtı konseptin uygulayanı durumuna getirildikleri bilinmek durumundadır.
AKP menşeli şirketler Kontrgerilla faaliyetleri yürütüyor
TC dışişleri bakanlığının Hewler konsolosluğuna gönderdiği belgenin son bölümünde belirtilen-kodlanmış MİT’in kontrolündeki ‘işbirlikçi şirketler’ 77 Consturaction, Yüksel Aş, İlci holding, Nursoy İnşaat, Makyol İnşaat, Özgün İnşaat, Gürbak İnşaat’ın hangi amaçla çalıştıkları gün yüzüne çıktı.
Yine konsolosluğun işbirlikçi şirketlerinde MİT’in belirlemiş olduğu sayıları altı (6) ile yirmi (20) kişiyi çalıştırıyor. İşbirlikçi şirketlerde çeşitli statülerde çalıştırılan kişiler istihbarat bilgisi topluyor.
Dış işleri bakanlığınca kodlanmış şirketler üzerinden TC’nin Suriye’de kaos yaratmak, Batı Kürdistan’a müdahale etmek için MİT tarafından devşirdiği Kürt gençleri bu şirketler üzerinden eğitiyor. Devşirilen Kürt gençleri Bamerne ve Şeladize’deki Türk ordusuna ait askeri üstlerde eğitiliyor. Bu kamplarda 15 günlük silah eğitimi diğer kalan 15 günde işbirlikçi şirketlerde çalıştırıyor.
Kamplarda eğitimleri tamamlanan Devşirilen Kürt gençleri Türkiye’ye götürülerek Nusaybin ve Hatay sınırından Batı Kürdistan’a sokularak Esad rejimine ait karakollara saldırtılıyor. Bu saldırılarla Esad ordusunu Batı Kürdistan’a çekme palanları yapılıyor.
Suudi ve Katar’ın finanse ettiği, AKP devletinin eğiterek silah desteği verdiği ‘Suriye Özgür Ordusu’ isimli taşeron yapıya ‘Kürt Özgür Ordusu’ olarak eklenmeye çalışılan Batı Kürdistanlı gençlerden ve Suriye topraklarındaki Türkmenlerden devşirilen kontra gurubu, Batı Kürdistan’daki Kürtler arası birliği bozmak amacıyla provokatif eylem yapmak üzere görevlendiriliyorlar.
Batı Kürdistan’da ‘Güvenlik Komiteleri’ tarafından yakalanan kontra gurubun üyelerinin verdiği ifadelerde, Güney Kürdistan’daki Bamerne ve Şeladize’deki askeri üslerde eğitildiklerini, MİT tarafından istihbarat eğitimi aldıklarını, TEV-DEM ve PYD yöneticilerine suikast düzenleyeceklerini, Kürt partileri arasındaki birliği bozmak amacıyla, Kürt parti temsilcilerine yönelikte suikastlar gerçekleştireceklerini itiraf etmişlerdi.
AKP devletinin provokasyon ve katliam yapmak amacıyla Güney Kürdistan’da eğitip gönderdiği ‘Kürt Özgür Ordusu’ isimli kontra oluşumun en son faaliyeti 5 Temmuz’da Efrin’e bağlı Avraz köyünde gerçekleşti. MİT’e bağlı kontra gurubu, Efrin’in Avraz köyünde Komela Ciwan üyesi Çektar Amed’i katlettiler. Olay yerine giden Güvenlik Komitesi ile çatışmaya giren kontra gurubundan üç kişi öldürülmüş üzerlerinde MKE(Makine Kimya Endüstrisi) menşeli el bombaları, mermiler, tabanca ve uzun namlulu silahlar ele geçirilmişti. Öldürülenlerin üzerlerindeki flash belleklerde ise Bamerne ve Şeladize’deki Türk ordusuna ait askeri üslerde, rütbeli Türk askerleri ile eğitimlerde çekilen fotoğrafları bulunmuştu.
‘Kürt Özgür Ordusu’ isimli kontra gurubu Şara’ya bağlı Sinka köyünde, AKP devletinin beslemesi ‘Özgür Suriye Ordusu’na ait bayrağı kaldırarak Kürt esnaflarına saldırdılar. Efrin, Kobani’de, Güvenlik Komitelerinin kontrol noktalarına silahlı saldırı düzenlediler. Bir süre önce de Efrin’de Halk Meclis üyesi Abdo Murad’a yönelik silahlı saldırı gerçekleştirmişlerdi.
77 Consturaction, MİT adına çalışıyor
Türkiye’nin ‘işbirlikçi şirketler’ içinde yer alan Hewler merkezli ’77 Consturaction’ isimli şirketin onlarca Batı Kürdistanlı ‘Devşirilen Kürt gençleri’ çalıştırdığı artık bilinen bir gerçektir.
77 Consturaction isimli şirket 2000 sonrası ABD‘nin Irak’a müdahalesi ile hızla büyüyen İstanbul merkezli bir Türkiye şirketidir. Şirketin sahibi olan Süleyman Civil aslen Arnavut göçmenidir. Süleyman Civil’in kardeşi Amerika’nın Microsoft adlı şirketin üst düzey yöneticisidir. ABD üslerindeki ihaleleri kardeşi sayesinde aldığı söyleniyor. Güney Kürdistan, Güney Irak ve Afganistan’da çok sayıda şantiyesi vardır. 2010-2011 yılında Hewlér’deki Beton santrallerinin ve beton işlerinin yüzde 51’ini Fransızların Lafarce adlı şirketine satmıştır. Ayrıca şirketin bilinen Irak ortakları Nihat BARZANİ ve Yaşar KOPAN adlı faşist bir Türk’tür. Şirketin merkez yönetici ve ortaklarından biri olan Durmuş TOP isimli kişinin eski Türk solu (DEV-YOL) mensubu olduğu söyleniyor. Şirketin Duhok, Kerkük, Hewlér (Qandil, Baharke, Rizgary, Havaalanı ABD üssü, Gwer, Musul Yolu, 100 m. Caddesi…), Musul, Basra… gibi yerlerde işleri devam etmektedir. Ayrıca şirketin adının 77 olması 1977 yılında mezun olan İTÜ İnşaat Mühendisliği öğrencilerinin ortaklığıyla kurulmasındandır (Süleyman CİVİL, Durmuş TOP…). Şirket 1988’de kurulmuştur.
2008 yılında Zaxo-Duhok arasında bu şirketin araçlarında yüzlerce kilo patlayıcı yakalanmış daha sonra araçlar ve taşıyanlar serbest bırakılmıştı. Şirkete alınan Rojavalı Kürtlerin her ayın 15 gününde Şeladize ve Bamerne’deki Türk devletine ait askeri üslerde eğitiliyorlar. Geri kalan 15 gün de şirkette çalışıyorlar.
Şirket aynı zamanda Batı Kürdistan’a gönderilen silahlı kontrgerilla guruplarının silah, cephane ve finansmanını da üstlenmiş durumdadır. AKP devletinin Suriye’de “düşmanı Esad’a karşı oluşturduğu yandaş muhaliflere gönderdiği silah ve mühimmatlar, 77 Gurup tarafından Güney Kürdistan’dan satın alınarak, Guruba ait TIR’larla Hatay’a götürülerek ‘Sünni-yandaş’ muhaliflere ulaştırılıyor.
TC dışişleri bakanlığının konsolosluğa gönderdiği belgenin son bölümündeki maddeler her şeyi ortaya çıkartıyor. Belgenin son bölümündeki maddelerden bazılarını tekrar hatırlatmakta yarar vardır:
• Kuzey Irak bölgesine gelen Suriyeli Kürt kökenlilerin özellikle gençlerin bir kısmının Türkiye’ye yönlendirilmesi, sorumluluk bölgenizde (Erbil, Duhok ve Süleymaniye) kalanlarınsa yerel güçlerle varılan mutabakat gereği etki altına alınarak olası bir iç savaş için ‘’ Kürtler için savaşan ordu’’ esprisi ile silahlandırıp eğitilmesine katkı sunmak, oluşturulacak kamplarla ilgilenmek, gelen eğitim ekipmanın güvenliğini sağlamak, destek olmak, gerekli mühimmatın sağlaması için çalışmak
• Gelen gençlerin tekrar dönmek için ilgili genel müdürlüklerimizle anlaşmaları bulunan ‘’İYİ YAPI-UYK’’ ve ‘’KURAN-CML’’ kod inşaat şirketleri ve bağlı şantiyelerde ve diğer duyarlı hizmet sektörlerinde işe alınmalarında yardımcı olmak, öncelik vermek. Değişik etkinliklerle bölgede kalmalarını sağlamak, aileleri ile geleneksel ilişkilerinin sürdürülmesi ve maddi destek olmalarının teşvik edilerek güven yaratılmasının sağlamak
• Suriye Kürtleri arasında özellikle gençler üzerinde Kuzey Irak bölgesinin ‘’ Özgür Kürdistan toprakları olduğu’’ fikriyatının geliştirilip bu bölgeye Kürt gençlerinin akışının teşvik edilmesi
• Rejime karşı silahlı Arap direniş güçleri ile Kürtlerin ortaklık yaratarak rejimi ortak yıkmalarının Kürtlerin çıkarına olduğu, bunun Kürtleri özellikle sesiz kaldıkları 1982 Hama katliamına maruz kalan Müslüman kardeşler güçlerine affettireceği argümanının değişik ve zengin biçimde kullanılması gelen heyetin ve lideri Salah Bedrettin’in süreçle adım adım yapabilecekleri faaliyetler olarak mutabık kalınan konular olmuştur.
Batı Kürdistan’ı Güney Kürdistan’a bağlama planı
Türk şirketleri ve onların ortaklarının en stratejik planı ise Batı Kürdistan’ı Güney Kürdistan’a bağlama ve oradaki Kürtleri AKP devletinin yedeğine alarak Batı Kürdistan’da Kürtlerin yaratmaya çalıştığı demokratik özgürlüğün bir model olarak uygulamasının önüne geçme, Batı Kürdistan’da yeni bir Pazar ve sömürge alanı yaratmadır.
Bu plan ABD ve İngiliz projesi olarak hayata geçirilmeye çalışılırken diğer uluslararası güçlerden Suudi Arabistan ve Katar’da AKP devletinin finansörlüğünü yaparak Sünnilik çerçevesinde her türlü “yeşil desteği sunmaktadır.
Uluslararası güçlerin, AKP ve onunla işbirliği içinde olanların Batı Kürdistan konusunda iştahını arttıran diğer bir olgu ise petroldür. Güney Kürdistan’ın özellikle Behdinan bölgesinin her alanında petrol arayan ve petrol çıkartarak Güney Kürdistan’ın doğal kaynaklarını sömüren AKP devleti-ortakları ve onların efendileri, Batı Kürdistan’ın Derik bölgesindeki zengin petrol kaynaklarına gözlerini dikmiş durumdadırlar.
Peyamner haber ajansı kime hizmet ediyor?
12 Haziran’da Peyamner haber ajansının sitesinde Hewler çıkışlı “PKK/PYD Suriye’de Esad Rejimini Destekliyor başlıklı bir haber yayınlanmıştı. Peyamner’de yayınlanan haberin içeriği ile daha sonra basına sızdırılan TC Dışişleri bakanlığının Hewler konsolosluğuna gönderdiği belge ile benzerlik taşıması, oradaki planın dile getirilerek PYD’nin hedef gösterilmesi oldukça dikkat çekicidir. Peyamner sitesinin kime hizmet ettiği, kimlerin sözcülüğünü yaptığı tartışılması gereken bir durumdur. Bir taraftan Kürtlerin birliğinden, ulusal birliktelikten dem vurulurken diğer taraftan da karanlık güçlerin, Kürtlerin ulusal birliğini istemeyenlerin sözcülüğünü yapmak, Kürt karşıtı bir pozisyona girmek samimi bir yaklaşım değildir.
Peyamner’in yayınladığı söz konusu haber-analiz yazısında “…fakat ne yazıktır ki Kürdistan İşçi Partisi (PKK) Batı Kürdistan’da yanlış bir siyasetin temsilcisi konumunda ve Esed rejimini desteklemektedir ifadelerin yer veriliyordu. Bu propaganda “kardeşim Esad diyen daha sonra “düşmanım Esed sözlerinin sahibi Türk devletinin başbakanı Tayip Erdoğan’ın ifadeleriyle aynı olması düşündürücüdür.
PKK-Kürt düşmanlığıyla ün salmış birçok kesim, Türk basınında AKP yandaşlığıyla tanınan köşe yazarları bile PYD’nin Suriye’de akıllı bir siyaset yürüterek, Esad’a destek vermeden yine Esad güçleriyle çatışmaya girmeden, Türk devletinin desteklediği ‘Suriye Özgür Ordusu’ndan uzak durarak Batı Kürdistan’daki Kürt şehirlerinin tamamını hiçbir çatışmaya girmeden aldığını itiraf etmek zorunda kalmışlardır.
Peyamner haber sitesinin bu tarzdaki yayınları kışkırtıcılıktan başka bir şey değildir. Peyamner Haber Ajansının tutumu Kürt karşıtı çevrelerin, kapalı kapılar arkasında gizli tasfiye planları hazırlayanların yanında olmak, sözcülüğünü yapmak değil, Güney Kürdistan’da Türk şirketlerinde barındırılan, Bamerne ve Şeladize’deki eğitim kamplarında eğitilerek Batı Kürdistan’a provokasyon yaratmak, Kürt şahsiyetlerine yönelik suikast düzenlemek amacıyla gönderilen kontra gurupları açığa çıkartıp deşifre etmek olmalıdır. Bunun dışındaki faaliyetler Kürt ulusal birliğine zarar verici yaklaşımlardır.
Sonuç olarak 2012 yılı bütün parçalardaki Kürtlerin kaderlerinin çizileceği, bu temelde Kürt ulusal birliğine en fazla ihtiyacın olduğu yıl olacaktır. Böylesi bir süreçte, kapalı kapılar arkasında Türk devletiyle Kürt birliğine karşı olan gizli anlaşma ve ittifaklar kurmak kimseye fayda getirmeyecektir. Geçmişte Türk devletiyle Kürt karşıtı anlaşmalar yapan Suriye’nin-Beşar Esad’ın şuan geldiği durum unutulmamalıdır.
Yasin Kılıçkaya-Reşit Dilan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info