24 Ağustos 2014 Pazar Saat 13:44
Hâkim olan ve tüm Kürt halkı için öne çıkan yaklaşım “Birlik olalım, kendimizi ve yurdumuzu savunalım yaklaşımıdır. Bu geçen süreçte yaşanan maddi ve manevi güçlenmenin bir sonucudur. Geçen süre içinde Kürt halkı belli bir güç birikimi ortaya çıkarmıştır ve artık kendini çeşitli tehlikelere karşı koruyabileceğine inancı ve güveni gelişmiştir. Bu temelsiz de değildir.
Bunda Kürt halkının PKK öncülüğünde yürüttüğü mücadelenin payı oldukça belirleyicidir. Geçen süre içinde gerek Türkiye, gerek İran’ın saldırıları yine ikisinin eş zamanlı ortak saldırıları PKK tarafından boşa çıkarılmış ve örgütlendirildiğinde Kürtlerin nasıl direnebileceği, kazanımlarını nasıl koruyabileceği tüm dünyaya gösterilmiştir. Rojava ise bunun taçlandırılması olmuştur.
IŞİD saldırıları karşısında hiç kimse tutunamazken Rojava’da ulusal ruhunu ve birliğini örgütlendiren Kürtlerin bunu başarabileceği, dahası bu çete güçlerini yenilgiye uğratabileceği kanıtlanmıştır. Bundan tüm bölge halkları etkilenmiş, moral almış ve heyecan duymuştur. En büyük etkilenen de güneydeki halkımız olmuştur.
Sol dalga IŞİD saldırıları karşısında güney halkımızın umudunu PKK’ye bağlaması, HPG-YJA Star ve YPG-YPJ güçlerini varlığının güvencesi olarak algılaması nedensiz değildir. “Amerika gelsin bizi kurtarsın demek yerine “Peşmerge ve gerilla birleşsin sloganını yükseltmesi nedensiz değildir. Açığa çıkan bu gerçeklik direnen Kürdün gerçekliğidir. PKK’nin ve Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın eseridir.
Tüm bu süreçleri yıllar öncesinden öngören, hazırlık yapılması için başta KDP olmak üzere tüm Kürt güçlerine mektuplar, selamlar gönderen, çağrılarda bulunan Kürt halk Önderinin bu çağrıları günümüzde tüm parçalarda ve dünyanın her yerindeki Kürtler arasında temel çağrı durumuna gelmiştir. “Birlik olalım, varlığımızı, toprağımızı, kültürümüzü savunalım.
Kürt ulusal birliğinin zemini böyle döşenmiştir. Halkımızın çağrıları umudun ve geleceğin kaynağına işaret etmektedir. Halkımız büyük tehlikelerle karşı karşıyadır fakat süreç birlik için en uygun koşulları sunmaktadır. En önemlisi halkımız birliğini istemekte, emperyalist ve sömürgeci güçlerin koyduğu sahte sınırları, engel ve bariyerleri aşmış bulunmaktadır. Ortak tarih, ortak gelecek, ortak kültür, ortak zihniyet ve örgütlenme eğilimi temel eğilimdir. Halkımız Kürt siyasal güçlerine buna uygun hareket etmesini dayatmakta, karşı karşıya kaldığı tehlikelerin aşılmasını ilk defa dış büyük bir gücün müdahalesinde değil kendi birliğinde görmektedir. Bu zihinsel bir sıçramadır. Halkımız adına gurur verici bir gelişmedir. Kendine inanan, onurlu, güvenli halk gerçekliğimiz her parçada ve yurt dışında kendini ortaya koymaktadır.
Ortak siyasi, diplomatik ve en önemlisi de askeri kurumlaşmaların geliştirilmesi acil görevdir. Kürt Özgürlük Hareketi bunun çağrılarını yapmaktaki ısrarını sürdürmekte ve üzerine düşen her şeyi büyük bir sorumlulukla yerine getireceğini ilan etmiş bulunmaktadır. Güncelde Şengal başta olmak üzere halkımıza yönelik her saldırı ve tehdide karşı en önde diğer Kürt güçleriyle birlikte mücadele edeceğini kanıtlamıştır. Buna güvensiz, hesapçı, karşıt yaklaşımlar halkta karşılığını bulmamaktadır. Giderek tüm zeminlerini kaybedecektir. Buna gelmeyen hiçbir güç Kürt halkı içinde meşruiyetini sürdüremeyecektir. Çünkü her şey Kürde birlik olmayı dayatmaktadır.
Bu başka güçlerle ittifak, ilişki geliştirilmeyeceği dünyadan kopulacağı anlamına gelmiyor. Dünyadan elbette kendimizi yalıtacak değiliz ancak neyi esas alacağımız, dünyayla bölge güçleriyle ve dinamikleriyle hangi esaslar üzerinden ilişkileneceğimiz artık nettir. Kendi birliğine ve özgücüne dayanan Kürtler herkesle en güvenilir ve en sağlıklı ilişki zeminini yakalamış demektir. Bunun dışında geliştirilecek her ilişkinin kaybı kazancından büyük olacaktır ve tarih bunun örnekleriyle doludur.
ABD’nin müdahalesi tüm bunlardan bağımsız değildir. Kendi içinde birliğini sağlamış Kürtlerin ABD ya da hiçbir dış güç karşısında dilenci konumunda kalmayacağı, onurlu ve ilkeli bir duruşa ulaşacağı açıktır. Artık ABD dâhil hiçbir güçle eski (muhtaç ve zavallı) ilişki tarzı sürdürülemez. Kürt halkı hiçbir biçimde kaderini ve geleceğini bu tür ilişkiler üzerine inşa edemez. Bu ortaya çıkmıştır. Kürt halkı birliğini sağladığında neler yapabileceğini görmüştür. Buna inancı ve güveni kesindir.
Şengal’de ve Mahmur’da baş gösteren Kürtlerin ortak ulusal tavrı, kurdukları savunma hatları, geliştirmekte oldukları ortak direniş bu nedenle tarihi önemdedir. Halkımızın yaşadığı büyük zihniyet sıçramasının ete kemiğe bürünmüş ifadesidir. Herkesi bağlamaktadır. Kimse şu ya da bu gerekçeyle bunun dışında ve uzağında kalamayacaktır. Kürtlerin olduğu kadar bölgenin kaderini demokrasi, özgürlük ve barış temelinde belirleyecek olan da budur. Bölgemiz, halklarımız üzerinde oynanmakta olan ve oynanacak olası oyunları boşa çıkaracak yaklaşım da budur.
ABD ya da başka bir güç Kürt halkına kendini dört gözle beklenen kurtarıcı gibi sunamaz artık. Kürtler kurtuluşlarının birlikleri-örgütlülükleri, kurtarıcılarının da kendileri olduğunu kavramıştır. Kürtlerde gelişecek olan, Kürt iradesini büyütecek olan, Kürtleri bölge ve dünya halklarıyla buluşturacak olan, her günü kanamalı Ortadoğu kaosunu demokrasi ve barışa çevirecek olan da budur.
Şiyar KOÇGİRİ
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info