13 Nisan 2016 Çarşamba Saat 23:19
Yıllar boyunca Kürdistan toprakları, hükümdarlık savaşı
veren güçler için ana mekan olmuştur. Güç gösterisi yapan ülkeler Kürdistan’da
savaşlarını sürdürmüşler ve bununla birlikte Kürdistan halkına ve halklarına da
kan ve gözyaşı bırakmışlar. Kürdistan’da yaşayan Kürtler her nesilden bu
savaşlara şahitlik etmişler. İnsanın kendi farkına vardığı ilk günden bu yana
sürdürdükleri savaşlar bir tarafı galip diğer tarafı da mağlup etmişse de her
zaman Kürtleri mağlup etmişlerdir. Büyük güçlerin arasında yürütülen savaşlarda
Kürdistan şehirleri yıkılmış, yakılmış, talan edilmiştir. Savaşın kaybedeni
bile Kürtler kadar kaybetmemiştir.
Yani aslında savaşın en çok kaybedeni de yine Kürtler
olmuştur. Yaşanan bu savaşlara birkaç örnek verecek olursak Büyük İskender-Ahameniş
Savaşı, Bizans-Safevi Savaşı, Selçuklu-Bizans Savaşı, Osmanlı-Fars Savaşı,
Türk-Rus Savaşı, Arap-Fransız Savaşı, Arap-İngiliz Savaşı- İran-Irak Savaşı ve
en sonda Ermeni-Azeri savaşını örnek gösterebiliriz.
Bilindiği gibi uzun yıllardır süre gelen bir Azeri-Ermeni
sorunu derinleşerek devam etmektedir. Bu iki ülkenin arasında sorun haline
gelen bölgeyi de “Dağlık Karabağ ki aslı “Kızıl Kürdistan yani “Kurdistana
Uzeydi ve bir başka deyişle “Kurdistana Sor bölgesidir. Kızıl Kürdistan’ı
kendi aralarında bölen ve halen yetinmeyenler yıllar boyunca bu yüzden
savaşmışlar. Bu savaşın durdurulması için bazı uluslararası çabalar olmasına
rağmen, aynı şekilde sorunların derinleşmesi içinde dıştan çokça müdahale
yapılmıştır. Bu iki ülke yıllar boyunca orada yaşayan Kürt halkını inkar edip
topraklarını kendi aralarında bölmeleri yetmezmiş gibi şimdide birbirleriyle
çatışıyorlar.
İki ülke arasındaki savaştan kazanç sağlayan güçler var.
Bunlara silah satan, bu savaştan rant elde eden siyasetçiler, onur madalyaları
alan komutanlar, generaller… Ve çocuklarını kaybeden aileler, vücudunun bazı
parçalarını kaybeden savaş gazileri ve en önemlisi de savaş alanında yaşayan
halk var. Kızıl Kürdistan bölgesinde yaşayan halkın büyük bir çoğunluğunu
Kürtler oluşturmaktadır. Yani savaşın en çok kaybedeni yine Kürtlerdir. Kızıl
Kürdistan’ı kendi aralarında böldükleri yetmezmiş gibi halen Kürtlere kan ve
gözyaşını reva görüyorlar.
‘Kızıl Kürdistan’
Neresidir?
Kızıl Kürdistan ya da Kürtçe deyişiyle ‘Kurdistana Sor’
Ermenistan’ın doğusunda ve Azerbaycan’ında batısında yani her iki ülke arasında
kalan bölgeye denilmektedir. Burada yaşayan Kürtler çoğunlukla Serhat Kürtleridir
ve Celali Aşiretine mensupturlar.
İnanç bakımından da çoğunluğu Yezidi Kürtlerdir. Buradaki
Kürtler Kurmançtırlar ve Kurmanci lehçesiyle konuşmaktadırlar. Buradaki Kürtler
1923 yılında Lenin’in desteğiyle bir devlet kurdu. Bu devletin yüz ölçümü
yaklaşık 10.000 km2 dir. Ve nüfusu da yaklaşık 1 milyondur. Başkenti Laçin
olmaktaydı. Laçin dışındaki şehirlerde Kelbajar, Zar, Jajik, Qubadli vb.
Kürtlerin yoğun yaşadığı bir bölgeydi.
Burada yaşayan Kürtler 6 yıl kadar yani 1929 yılına kadar
bağımsız yaşamışlar. Ama Lenin’in ölümünden sonra başa gelen Stalin, Türkiye ve
İran’ın isteği üzerine Kızıl Kürdistan’ı dağıtır. Kızıl Kürdistan’ı da, Ermenistan
ve Azerbaycan arasında ikiye böler. Oradaki Kürtleri de Sovyet ülkelerinde
dağıtır. Orta Asya’dan, Sovyetin iç ve doğu kesimlerine doğru dağıtır. Bir
kısmı da Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’da kalır. Zaten Ermenistan,
Nahcıvan ve Gürcistan demografi yapısına bakıldığında açıkça görülüyor ki orada
yaşayan en büyük ikinci halk Kürtlerdir. Şimdi Ermenistan ve Azerbaycan’da
yaşayan Kürtler egemen devletler tarafında tanınmamakta ve inkar edilmekte.
Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerin kimliği tanınmamakta ve Kürtleri oralardan
sürmek istemekteler. Ermenistan’da ise daha vahim bir tablo var. Yezidi inancı
tanınmakta ama Kürt kimliği tanınmamakta, Yezidiler Arap olarak tanıtılmakta ve
Kürtleri de düşman olarak tanıtmakta. ‘Kürler bizi katletti’ gibi deyimlerle
Kürleri düşman bilmekteler. Kafkasya’da yaşayan Kürtlerin durumu gün geçtikçe
egemen güçler tarafından daha ağır boyutlara ulaşmaktadır.
Tekrar gündeme getirilen Azeri ve Ermeni
çatışmasının-savaşının hangi topraklar üzerinde yaşadığını artık bildiğimize
göre, orada yaşayan Kürtlerin dramına sessiz kalışa da anlam vermekteyiz. Her iki tarafın savaştığı bölge Kürdistan’dır.
Her iki tarafın savaşından dolayı en büyük acıyı çeken de Kürtlerdir. Kürtleri
bölen ve bu acıyı reva gören egemenler döktüğü kanda ve Kürt analarının
gözyaşlarında boğulacaklar. Kürdistanı sömürenler, Kürdistanı kendi aralarında
bölenler Kürtleri sürgün edenler hesabını verecekler.
Kürtler artık 1929’daki Kürtler değil. Kürtler Rojava
Federal Sistemini kurmuş, Bakur’da özyönetim-özsavunmasını ilan etmiş ve tüm
Kürdistan’da düşmana karşı mücadele etmektedirler. Kürtler, Kürt halkına
yapılanları yarına bırakır ama yanlarına asla bırakmayacaktırlar. Kızıl Kürdistan,
tüm Kürtlerin onurudur ve Kızıl Kürdistan ve Kafkasya’da yaşayan Kürtlerin
yanındayız.
Gabar Roj
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”