13 Mayıs 2019 Pazartesi Saat 05:03
Türkiye’de Kürt olmak ve Kürt bir anne olmak farklıdır. Çünkü Türkiye
devleti 90’lı dönemlerde uyguladığı asimilasyon, inkar, böl-parçala, yok et
politikası, Erdoğan ve AKP iktidarı eliyle derinleşerek devam ediyor. Uygulanan
bu politika en çok Kürt annelerinin yüreğini yakmıştır.
Çocukları, faili meçhule giden anneler, çocukları işkencede katledilen
anneler, TC ve AKP iktidarının attığı bombalarla bedenleri parçalanan
çocukların anneleri ve Tecride karşı Cezaevinde açlık ve ölüm orucuna giren
direnişçilerin anneleri bu gün yürekleri çocuklarıyla birlikte atıyor.
Onun için bu yıl binlerce anne, Anneler Günü’nü çocuklarının direnişlerine
ses olmak için beyaz tülbentleriyle direniş alanlarında karşılayacak.
Anneler beyaz tülbentleriyle alanlarda, ölümlere karşı, güzelliği, barışı, demokrasiyi
özgür bir yaşamı temsil ederken, Erdoğan
iktidar polisleri, askerleri sanki
anneleri yokmuşçasına anneleri, joplaması, yaka apaça tutup ayak altına
almasının hiç bir izahı da olamaz.
Tek istekleri ölümlerin durması olan annelerimizin ayaklar altına
alınmasının açıklamasının olmadığı gibi bir annenin yüreğindeki acıyı anlamak
için anne olmak gerekmez sadece insan olmak yeterli..
Ama insanlıktan nasibini alayamayan TC ve şövenist Erdoğan iktidarı, her
dönemde annnelerimiz olan kadınlara saldırmaktan yerlerde sürüklemekten,
tutuklamaktan, işkence etmekten, evlatlarının parçalanmış cenazelerini almalarına
engel olmaktan vazgeçmedi. Diktatör Erdoğan için öldürmek, işkence etmek için
Kürt olmak yeterlidir.
7 Eylül’de Cizre Cudi Mahallesi’nde evinin kapısının önünde vurularak katledilen10
yaşındaki Cemile Çağırga’nın cansız bedenini dondurucuya koyup günlerce
bekleyen Taybet ananın acısını kim dindirebilir. Taybet ananın yavrusunu
günlerce donmuş halde sarılmasını hangi gün unuturabilir. Unuturamaz Kim
Cemilenin yerini alabilir Taybet ana için kimse cemile olamaz. Taybet ananın
‘anneler gününü’ o gün katlettiler cemile’yle birlikte.
Her konuşmasında anneleri ağzından düşürmeyen Erdoğan’nın bükelemin tarzı
açıklamalarına baktığımızda her dönemde farklı söylemde bulunduğunu görüyoruz.
11 Mayıs 2014’te Erdoğan’nın ne dediğine bakmak gerek, “Kadına el
kaldıran insanlığa el kaldırmıştır, çocuğa el kaldıran, şiddet uygulayan, bir
insan dahi olamayacak derecede alçalmıştır. Son hazırlığını yaptığımız yasa
tasarısı, bu konuyla ilgili cezaları ciddi manada artıran bir yasa tasarısı
olacaktır
Peki Diyarbakır’da açlık grevi ve ölüm orucu direnişlerinde olan çocukları
ve yakınlarının sesini duyurmak için yürüyüş ve oturma eyleminde olan
annelerin, üzerine tazyikli su, jop, gaz bombası atarak yerlerde sürüklediğinde
insan denilmeyecek kadar alçaldığını göstermiyor mu ?
Annelerin yerlerde sürüklenmesi, yaralanması ve tutuklanmaları sonucunda
Türkiye’de insanlığın yitirildiğinin en somut örneği değil midir. Diktatörün, “Yine
şiddet uygulayan, bir insan dahi olamayacak derecede alçalmıştır demesi bile
faşist Erdoğan’nın, Kadınlara ve
annelere uyguladığı şiddetle ne kadar alçaldığını ve insanlıktan uzak olduğunu
gösteriyor.
Yine 25 Kasım 2017’de Erdoğan, “Annelerin konumu çok farklı. Annenin
ayakların altına cenneti seren bir inancın mensupları olarak kadınlarla ilgili
yanlış algıların dinimizle ilişkilendirilmesini asla kabul edemeyiz demişti. Cennet annelerin ayakları altındadır dediğin
anneleri her gün ayakların altına alıyorsun. Polislerinle, askerinle ve
joplarınla her gün anneleri işkencelerden geçiyorsun. Hane? cennet annelerin
ayakları altındaydı. Sen o cenneti ayakların altına almaktan bir gün bile
vazgeçmedin ey diktatör.
Annelerimiz yerde sürükleniyor, beyaz tülbent yasaklanmak isteniyor.
Annelerin yanında olan, onlarla dayanışan kadın vekillerimiz hedef haline
getiriliyor ve şiddete uğruyor. AKP’nin bugün annelere hediye ettiği şey
çocuklarının eriyen bedenleri. Annelerimizin beyaz tülbentleri ile yerlerden
sürüklenmesi şiddettir, faşizmdir, insanlık dışı uygulamadır.
‘Dünyada kadın da olsa çocuk da olsa gereğini yapın’ diyen siyasetçi ve devlet
adamı yoktur. Dünyanın en despot ve faşist siyasetçileri bile böyle bir şey
söylememiştir. Zaten bu söylemi ile Tayyip Eroğan kadın ve çocuk katili olarak
tarihe geçmiştir.
Yürekleri yanan ve küllenmiş yüreklerinde yeniden
direnişi yaratan bütün annelerin “Anneler Günü’ kutlu olsun!
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html