14 Mart 2016 Pazartesi Saat 13:08
Başur Kürdistan, emperyal güçlerin ateş çemberindeki akrebi
andırıyor. Nasıl ki, ateş çemberine alınmış bir akrep kendisini korumak için
kullandığı zehri ile kendi yaşamına son veriyorsa Başur Kürdistan’ın da bulunan
KDP yönetimi de kendi tarihsel hazineleri ile kendini deyim yerindeyse ölüme
hazırlıyor. Kendi ölümünü hazırlayan KDP aynı zamanda-ölüm dağıtıyor. Emperyal
güçlerin bu ateş çemberi için kullandıkları en iyi enerji ise dini argümanların
her türlü yoz şekle büründürülerek servis edilmesi oluyor. Bu servisten payını
alan Irak ve Başur Kürdistan’ı parçalara ayrılma ile yüz yüze. Bunlar
“yaratılıp-yaşatılırken ekonomisi alt üst edilmiş bir halde olan Başur
Kürdistan’ı aslan payını alanların eline bakmakla ve ancak “artıklara kalmakla
yetiniyor.
Başur’da “Yaratılmış
Bağımlılık
Başur Kürdistanı’nın ekonomik durumu kendi öz dinamikleri ve
zenginliklerinden ziyade tamamen dış güçlere bağlıdır. Bu yaratılmış olan
bağımlılık Başur Kürdistan’ının bir bütün olarak şekillenmesini en fazla
etkileyen husus olmuştur. Egemen devletlerin kontrolünde olmasından kaynaklı
olarak bu devletler her yönüyle ekonomi üzerinden yerel hükümeti kendine
bağlamıştır.
Ekonomik kriz olarak ele alınan Başur Kürdistan’ın sorunu
aslında siyasi bir sorundur ama bu sorun ekonomi üzerinden genişleyip
büyütülmektedir. Bu stratejiyi yürüten kapitalist güçler tüm yönleriyle
siyaseti bertaraf edip kendi oluşturmuş oldukları sistemi alana yayma gayreti
içindedirler. Hegemonya sahibi güçlerin sistemi üzerinde şekillen KDP ise
alanda yaşanan tüm ekonomik ve siyasi sorunun tek sorumlusu olarak PKK’nin
olduğunu yayıp bu çerçevede anti propaganda yapmaktadır. Böylece istediği
siyaseti PKK’ye karşı yürüttüğü karalama politikası ile sürdürme gayreti
içindedir.
Aslında yaşanan siyasi sorun kapsamında mali herhangi bir
adım atmaya çekinen tavırları bulunmaktadır. Yaşanan iç çelişki ve sorunları
dış cephede gösterme kadar son süreçte yaşanan yolsuzlukları Mesud-Mesrur
Barzani ikilisi Neçirvan Barzani’nin şahsına yükleme girişimleri içerisindeler.
“Aile içi anlaşmazlıkları aşan bu Mesud-Mesrur ve Neçirvan Barzanilerin
çelişkisi maalesef günlük Başur yaşamını derinden etkilemektedir.
Yine zorlanma içinde KDP her gün yeni yeni kurallar açığa
çıkararak halka daha fazla yükleniyor. Karayolu ulaşımında ücretli olan Hızlı
Geçiş Sistemi (HGS) uygulamasına geçen Başur, ikame alımını zorlaştırmak için
zam uygulamasına, gelirini artırmak için ise daha sıkı yol ve trafik
kontrolleri gibi uygulamalar ve yeni alınan kararlar ile farklı pratiklerle
Türkiye’deki vergilendirme sistemi ile halkın cebini boşaltan sistemi kendisine
rol model alarak sahneye sürüyor.
KDP Değil De
Diğerleri
KDP ile anlaşan YNK’de KDP’nin izlediği politikanın
eleştirse bile aslında aynısını yürütüyor. YNK’nin bu tavrı ekonomide iflas
etmesi ve askeri gücün zayıflaması ile KDP’ye yaklaştığı ise bariz bir şekilde
görülüyor. Farklı bir strateji ve hamle yürütmekten aciz YNK güçleri de dıştan
bekleyerek, el-avuç açma politikası yürütüyor.
Ne YNK’nin KDP’den aşağı kalır yanı var ne de Goran’ın YNK’den
diyebiliriz. Mevzu bahis Güneyli güçler olduğunda renkleri, içerisinde yer alan
simalar farklı olsa da uygulamalar pratikte hemen birbirinin aynısını teşkil
ediyor. Düşünceleri YNK’ye yakın Goran’da büyük bir çıkmazın eşiğinde, Güney’in
ekonomik durumundaki basiretsizliğinin yanı sıra parti içi
çatlaklar-istifalarda cabası. Kendi içinde parçalanıp bitme noktasına gelen
Goran, çıkış yolunu ise özel savaş haberlerinde aramaktadır. Son günlerde “PKK
ile ortak ordu kurduk propagandasını yayan Goran, kendisini ayakta tutma
gayreti içindedir.
Başur Kürdistan’ının da alternatif olmaktan uzak
KDP-YNK-Goran üçlüsü, dıştan bekleyen pozisyonunu koruyup zora sıkıştıklarında,
göstermelik bir şekilde karşılıklı “restleşmelere imza atmakta, bulandırma
siyaseti yürütmektedirler.
Siyaset arenasında, Başurlu güçlerin karşılıklı danışıklı
dövüşleri süredursun, olan ise Başur halkına oluyor. Halkın yaşam kalitesi her
geçen gün düşerek, geçim sıkıntısı, pahalılık alıp başını gidiyor.
KDP, Yüzde 63 Zararla
Sattığı Petrolün Hebasını Bile Kapatamıyor
KDP hükümeti, mali açıdan yaşadığı zorlanmaları bir nebze de
olsa aşmak için var olan petrol kaynakları üzerinden siyaset geliştirerek dış
güçlerden bu yönlü gelen talepleri kabul ederek, apar topar anlaşmalar
imzalıyor. En son Türkiye ile petrol üzerine olan hesaplarının kapatılacağı bir
süreçte Türkiye’nin “borcunuzu öderiz ama öncelikli olarak Türk şirketlere olan
borcunuzu ödeyeceksiniz söylemi yerel hükümeti zor duruma sokmuştur. Bu durum
üzerine Irak hükümeti ile anlaşma yapma girişimleri olan KDP yönetimine
“çaldığınız petrolün hesabını vermekle başlayın ve kaçak hatları gün yüzüne
çıkarın denildi. KDP’nin bu hesabı verecek güçte olmaması Irak hükümeti ile
yapılabilecek anlaşmayı da rafa kaldırmış oluyor. KDP hükümetinin yüzde 63
zarara sattığı petrolü borçlarını bile kapatamazken bu anlaşmaların da suya
düşmesi halkın daha da zor bir süreci yaşayacağının ifadesidir.
İran Ne Der Bu Durumda
Başur Kürdistan’ının Orta Saha diye adlandırılan alanın da
merkezi yönetimin hiçbir siyasi ve askeri gücünün kalmadığı ve bu gücün
çoğunlukla Haşdi Şabi’nin hâkimiyetine girdiği biliniyor. Onun için Irak’ı ele
aldığımızda İran’ın ne kadar etkili bir güç olduğunu unutmamalıyız. Çünkü İran
her yönü ile Irak’ın içine girdiği gerek siyasi gerek askeri yönü ile istediği
zaman müdahalede bulunduğu aşikârdır. Şu anda Irak¬, Şii-İran’ın paravan
devleti olmuştur.
Halk Neden Suskun?
Başur halkı, KDP’den razı değildir. Fakat Stockholm Sendromu
yaşıyormuşçasına KDP’den de vazgeçememektedir. Ortadoğu’daki “istikrarsızlık
durumunun Başur’a yansımalarının en büyük örneği, denize düşen Başur halkının
kendi yılanı KDP’den vazgeçemiyor olmalarıdır.
İngiltere’den Oyun,
Amerika’dan Politika, Türkiye’den Padişahlık
Bir yandan İngiliz oyunları, bir yandan Amerika’nın
politikaları, bir yandan Türkiye’nin padişahlık hayalleri, diğer yandan
parçalanmış bir Irak’tan pay almak için çalışan diğer dış güç ve unsurlar…
Başur Kürdistan’ı üzerinde oynanan bu kadar oyun neticesinde
KDP yönetiminin herhangi bir çıkışının olmaması bu bağımlılık durumunu daha da
derinleştirmektedir. Başur’un bu durumunu şuan en iyi değerlendiren ve
alternatif oluşturan tek güç PKK olmaktadır. PKK’nin bu alternatif olma
durumunu hazmedemeyen güçler de sürekli bir karalama politikası ile hareket
etmektedirler. Bunu en fazla yayan ve dayatan kesim de yine KDP’dir fakat diğer
güçlerde azımsanmayacak denli her türlü karalama politikasını kullanmaktadır.
Biz şuan gözü para ve iktidar hırsıyla bürünmüş bir KDP ile karşı karşıyayız…
Rijwan Mistefa /Hewlêr
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”