Ermenistan ve Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ sınırında 27 Eylül başlayan çatışmalar her geçen gün şiddetlenirken dış basın da Erdoğan ve çetelerinin bu savaştaki rollerine geniş yer verdi. Bölge, 2016 yılından bu yana en kanlı çatışmalara sahne olmakla birlikte 30’u sivil 200’den fazla kişi hayatını kaybetti.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’daki çatışmalara katılan Azerbaycan güçlerini askeri açıdan desteklediğini söyledi. Paşinyan, Türkiye’yi ‘Azerbaycan ordusunu savaş uçakları, insansız hava araçları ve diğer askeri teçhizatla desteklediğini ve Dağlık Karabağ bölgesine askeri danışmanlar gönderdiğini söyledi. Paşinyan, 2 Ekim’de Le Figaro gazetesine yaptığı açıklamada ellerinde, Türkiye’nin bölgeye paralı askerler gönderdiği yönünde kanıtlar olduğunu ifade etmişti.
Erdoğan rejimi içinde bulunduğu siyasi, askeri ve ekonomik krizi frenlemek için yaşanan çatışmalardan çıkar elde etmeye çalıştığı tüm dünya kamuoyunda deşifre edildi. Ayrıca iki komşu ülke için ateşkes ve görüşmelere başlama çağrıları, çatışmaların Rusya ve Türkiye’nin de içine çekileceği çok cepheli bir savaşa dönüşebileceği endişeleri ortasında yoğunlaşıyor.
Daha önce Akdeniz’de NAVTEX Sondaj aramaları nedeniyle sorun yaşadığı Fransa Başkanı Emunel Macron; Azerbaycan’ı destekleyen NATO üyesi Türkiye’den duruma müdahil olmamasını istedi. Ayrıca Macron, Brüksel’deki Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, Suriyeli “cihatçı gruplar”dan 300 kadar savaşçının Dağlık Karabağ’a yerleştirildiği yönünde istihbarat raporları bulunduğunu, ifade etti. Bunların Halep bölgesinde faaliyet gösteren radikalizm yanlısı çete gruplardan geldiklerini, kırmızı çizginin geçildiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Emmanuel Macron, daha önce Erdoğan’dan bu konuda bir açıklama talep edeceğini duyurmuştu. İkisi arasında Suriye’den paralı asker akışı konusunda gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından, geçen perşembe günü Kremlin’den yayınlanan bir bildiride kendisinin ve Putin’in bu durumu kınadığına dikkat çekildi. Fransa Cumhurbaşkanı 2 Ekim’de tüm NATO üyelerini ittifakın bir üyesi olarak Türkiye’nin eylemlerini görmeye davet ettiklerini söyledi. NATO, daha önce Türkiye’yi kınamış ve onun, üyelik koşullarına uymadığını ve bu durumun örgütü, kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan çatışmalara sürüklediğini dile getirmişti.
The Guardian: Eylül ortasında kamp kuruldu
The Guardian gazetesi de, Suriyeli savaşçıların “Azerbaycan’da sınır muhafızları olarak özel bir Türk güvenlik şirketinde çalışmak için kayıt yaptırdıklarını” ve eğitimlerinin bir ay önce başladığını bildirdi. Programa katılan Suriyeli iki kardeş, yöneticilerinin Afrin’e gitmelerine yardım etmeden önce Azez’de yaşadıklarını, Azerbeycan’daki petrol ve doğalgaz tesislerini korumak için kendilerine aylık 800-1.200 dolar maaşlı sözleşmeler teklif edildiğini söyledi.
İçlerinden biri, “Maaşlarımız yaşamak için yeterli değil, bu yüzden bunun para kazanmak için harika bir fırsat olduğunu görüyoruz.”
The Guardian’a konuşan bir başka savaşçı, “Libya’da ilk yurtdışında iş teklifi almaya başladığımızda, insanlar oraya gitmekten korkuyorlardı, ancak şimdi kesinlikle Libya’ya veya Azerbaycan’a gitmek isteyen binlerce kişiyiz” dedi. Bir Suriye Ulusal Ordusu komutanı Reuters’e, Azerbaycan’a 700-1.000 civarında savaşçının gönderilmesinin planlandığını söyledi
SOHR: 850 çete aktarıldı
Londra merkezli ve alanda birçok kaynağa sahip olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de (SOHR), Türkiye üzerinden geçen hafta 300 paralı çetenin, çatışmalar başlamadan önce, geri kalan 550 paralı çetenin ise bu hafta bölgeye gittiğini duyurdu. SOHR ayrıca Sultan Murat Tugayı ile El Hamza Tugayları savaşçıları yüzlerce $ 1,500-2,000 aylık maaş vaadiyle Afrin yoluyla Azerbaycan’a gitti bildirdi.
Türkiye bağlı paralı çetelerin Ermenistan’a aktarıldığına dair haberler Ermenistan’ın Rusya Büyükelçisi Vardan Toghanyan tarafından da gündeme getirilmişti. Toghanyan, Türk devletinin ”Suriye’nin kuzeyinden yaklaşık 4 bin savaşçıyı Azerbaycan’a götürdüğü” bilgisini paylaşmıştı.
Savaşın ikinci gününde Karabağ Cumhurbaşkanı Arayik Harutyunyan yaptığı açıklamada saldırılarda Türk helikopteri, F-16 uçakları ve farklı ülkelerden getirtilen çeteler kullanıldığını belirterek, “Dağlık Karabağ’a karşı savaşan Azerbaycan değil, Türkiye” açıklamasını yapmıştı.
Yukarda belirtilenlerden anlaşılacağı üzere; Faşist şef Erdoğan miadını çoktan bitirmiş Osmanlı hayallerini gerçekleştirmek, Ortadoğu’da Rusya ile yaşadığı krizi Kafkasyaya taşımak, ABD doları karşısında değer kaybeden Türk lirasını güçlendirmek ve son olarak içte ve dışta içine girmiş olduğu buhrandan çatışma bölgesindeki petrol ve gazdan pay edinerek kendini kurtarmak için eli kanlı DAİŞ çetelerini her yerde aktif kullanmaktadır.
Militan RÊHAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi