28 Mart 2016 Pazartesi Saat 14:11
Kürdistan’ın geneli gerek siyasi gerek askeri bakımdan büyük
bir savaş içerisindedir. Saldırı içerisinde olan güçler, Kürt Özgürlük
Hareketini zayıflatarak var olan kazanımları boşa çıkarma ve durumu kendi inisiyatifine
alma amacındadırlar. Özellikle Avrupa ve ABD, Türk devletinin Kuzey
Kürdistan’daki katliamlarına karşı sessiz iken Rojava’da sürekli askeri yönden
ilişkiye geçme istekleri bunun kanıtıdır. Bu nedenle Ortadoğu üzerinde savaşan
hegemonik devletler, Kürtler üzerinden Ortadoğu’da kendi çıkarları temelinde
belli bir sonuç alma çabasındadırlar.
Özgürlük Hareketine
“Çifte Yaklaşım
Ortadoğu’da çatışmalı sürecin ivme kazandığı 2011 yılından
bu yana Rojava’da süren devrim gerek siyasi gerek askeri alanda kurumsallaşma
düzeyine varmaktadır. Bu nedenle siyasi bir irade olarak halk nezdinde her
geçen gün etki gücü artan bir mekanizmaya dönüşmektedir. Tüm bunlara rağmen
Avrupa ve ABD’nin sürekli Rojava’yı YPG üzerinden dile getirmesi, devrime olan
yaklaşımlarının niteliğini ortaya koymaktadır. Bu da hegemonik devletlerin
Kürdistan üzerindeki savaşının yeni özelliğini ele vermektedir. Bu şekilde
Özgürlük Hareketini denetim altına alarak kazanımlarını da kendi
inisiyatiflerine almayı amaçlamaktadırlar.
ABD ve Rusya’nın Yaklaşımı
Cenevre-3’ün şu aşamada başarısız kalmasından sonra
Kürtlerin Suriye sorunundaki önemi fark edilmiş, taraflar tarafında Kürtler
olmadan bu sorun çözülemez kanısı daha da öne çıkmıştır. Ancak tüm kesimler
bunu söylemiş olsa da pratikte yaşananlar, bunda ne kadar ciddi olduklarını
ortaya koymuştur. Özellikle Kürtlerin Cenevre-3’e halen de alınmama çabaları,
Türk devletinin Efrin’e olan saldırıları karşısında sessiz kalınması, bunun
başlıca kanıtları olmaktadır. Bu nedenle Amerika ve Rusya’nın Özgürlük
Hareketine olan yaklaşımları hegemonik devletlerin Kürtlere olan gerçek
yaklaşımlarını ortaya koymaktadır.
ABD Denge Oyunu
Oynuyor
Suriye’de yürürlüğe giren ateşkesin ne kadar süreceği
bilinmez iken daha önce ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Suriye’deki
ateşkesin işe yaramaması ve “siyasi çözüm yolunda adım atılamaması halinde B
planının devreye konulacağını ve bunun da ülkenin bölünmesi olabileceğini dile
getirmesi Suriye sorunu noktasında ABD ve Rusya’nın belli noktalarda bir “anlaşmaya
vardığını göstermektedir. Bu açıdan Demokratik Kuzey Suriye federasyonu projesi
ile çözüm anlayışımız, bu emperyal hedeflere karşı yegâne toplumsal çözüm
alternatifidir. Diğer taraftan, ABD adım atarken bunu tedbirli yapmak
istemektedir. Özellikle Rejimin Halep ve İdlip civarında ilerlemesi, ABD’yi
telaşlandırsa da, ABD bunu karşısında Rakka hamlesini devreye koymak
istemektedir. Bu nedenle bazı noktalarda DAİŞ çetelerinin kendi konumlarını
değiştirmesine göz yummakta ve bununla rejimi zayıflatma amacını taşımaktadır.
Öte yandan Kürtlerle siyasi iradeden çok daha çok askeri ilişkilerde bulunması
ve Türk devleti ile denge politikası yürütmesi, yürüttüğü siyasetin hatlarını
göstermektedir.
Demokratik Suriye
Federasyon’u Bölge Halkları İçin Umut
Sonuç olarak, başta Kuzey Kürdistan’da Türk devletinin
katliamcı zihniyetine rağmen Sur ve diğer alanlarda devam eden tarihsel direniş
ve son olarak Şeddadê’nin DAİŞ çetelerinden özgürleştirilmesi ve Ortadoğu’ya
yön verecek Demokratik Suriye Federasyon projesi Kürtler ve bölge halkları için
yeni umut yaratırken aynı zamanda Kürdistan üzerindeki saldırıları da
yoğunlaştırabilir.
Şerzan Xelîl
Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”