27 Kasım’dan bu yana İşgalci TC’ye bağlı çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik saldırıları devam ediyor. İşgalci TC, Suriye Milli Ordusu (SMO) maskesi altında topladığı, finanse ettiği ve örgütlediği DAIŞ çetelerini karadan sahaya sürerken havadan da İHA ve SİHA’larla yoğun bombardıman gerçekleştiriyor.
Binlerce insanı katleden; talan, tecavüz, kaçırma ve işkence gibi insanlık suçu işleyen DAIŞ’in üst düzey üyeleri ve çeteleri işgalci TC’nin denetiminde ve MİT direktifleriyle hareket eden SMO’ya bağlı çete gruplarına transfer edildiği 27 Kasım’da başlayan ve sonrasında devam saldırılarda kendini açık bir şekilde ortaya koydu.
Suriye’nin ikinci büyük şehri Halep’in HTŞ tarafından ele geçirilmesiyle eş zamanlı olarak harekete geçen işgalci TC’ye bağlı SMO maskeli DAIŞ çeteleri Til Rifet başta olmak üzere Hama, Humus, Şam ve en son Minbic’te kameralarda boy gösterdi.
İşgalci TC’nin Özel Savaş aparatlarından “Haber Türk, CNN Türk ve A Haber” kanalları canlı yayında Minbic’e giden DAIŞ çetelerini SMO maskesi ile meşru göstermeye çalıştı. Fakat kollarındaki DAIŞ armalarını dahi gizleme gereği duymayan DAIŞ çeteleri milyonların önünde işgalci TC ile olan organik ilişkilerini bir kez daha tescillemiş oldu.
DAIŞ’in Mart 2019 yılında Suriye’nin Baxoz kentindeki yenilgisinin ardından son coğrafi konumunu, yani sözde “yerel halifeliği” kaybetmesinin ardından, yerel halifeliği yeniden canlandırma ve diğer uluslararası güçlerin meşgul olduğu savaşlardan yararlanma arayışı son 2 yıldır yoğunlaşmıştı.
Bu minvalde DAIŞ yeni üyeler kazanma fırsatı yakalayarak, yeniden örgütlenme faaliyetlerine hız verdi. İşgalci TC devletinin bölgedeki emellerini yerine getirmek ve Misak-i Milli sınırlarına ulaşmak için DAIŞ çetelerine her türlü finansmanı ve desteği sağlayan devletlerin başında geldi.
İşgalci TC devleti ve DAIŞ ilişkileri konusunda şimdiye kadar birçok belge ve tutuklu DAİŞ çetesinin itirafı yayınlandı, ancak Bağdadi sonrası DAIŞ’in tamamen işgalci TC devletinin kontrolünde tutulduğu netleşiyor.
İşgalci TC ve DAIŞ ilişkileri somut olarak, dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yetkisi altında DAIŞ çetelerine silah taşınmasıyla gün yüzüne çıkmış, 2014 yılında yapılan bu silah sevkiyatının görüntüleri yayınlandıktan sonra, bu olaya dokunan ya cezaevine atılmış, ya sürgün edilmiş ya da tasfiye edilmiştir. O günden bugüne bu ilişkiler katlanarak devam etti.
TC ve DAIŞ İLİŞKİLERİNİN TESCİLLİ BELGELERİ
Hakikat ve Adalet için Suriyeliler (STJ) örgütünün 28 Haziran 2021 tarihinde yayınladığı raporla binlerce insanın ölümünde parmağı olan DAIŞ’in üst düzey üyelerinin işgalci TC’nin denetiminde ve MİT direktifleriyle hareket eden SMO’ya bağlı çete gruplarına transfer edildiği belgelendi.
Hakikat ve Adalet için Suriyeliler örgütünün yayınladığı, “Hesap Vermeksizin Devam Eden İhlaller: Suriye Ulusal Ordusunda DAIŞ’in Üst Düzey Üyeleri” başlıklı raporunda 27 üst düzey DAİŞ üyesinin işgalci TC’ye bağlı SMO çete grubuna nakledildiğini ve Kuzey Suriye’nin birçok yerine yayıldığını belgeledi.
Raporda 27 DAIŞ üyesinin 11’i birinci ve ikinci düzeyde komutan, 6’sı güvenlik görevlisi ve 10’u da farklı üst kademelerden oluştuğu belirtildi.
Yine Rojava Media Center (Rojava Bilgi Merkezi’nin) 9 Ekim 2020 tarihli özel raporunda, işgal altındaki bölgelerde işgalci TC tarafından korunan, finanse edilen ve eğitilen 40’tan fazla eski DAIŞ üyesinin kimliklerini ortaya koydu. Rapor, birçok DAIŞ emiri ve çetelerinin işgalci TC tarafından verilen kimlik kartlarını kullandığını ve TC’nin denetimindeki SMO çatısı altında MİT’ten talimatlar aldığını ortaya koydu. Yine 2019 yılında Rojava Bilgi Merkezi, Efrin’de işgalci TC destekli çete gruplarının bir parçası olan onlarca eski DAIŞ çetesini tanımlayan geniş kapsamlı bir rapor yayınladı. Bunlar arasında eski emirler, komutanlar ve cihatçı savaşçıları Türk askeri istihbarat servislerindeki (MİT) yöneticileriyle koordineli faaliyet yürütüyordu.
2016’nın başlarında, 25.000’den fazla yabancı DAIŞ çetesi işgalci TC üzerinden Irak ve Suriye’ye akın etti. Türkiye’de MİT tarafından tahsis edilen kamplarda ve evlerde DAIŞ çeteleri yeni ağlar oluşturarak Avrupa, Kuzey Amerika ve diğer yerlerden DAIŞ’in faaliyet yürüttüğü bölgelere sözde ‘Cihat Kapısı’ üzerinden geçti. The Guardian gazetesi, Türkiye’nin DAIŞ ile resmi bir sınır geçişi gerçekleştirdiğini gösteren belgeler elde etti.
ABD ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ortak operasyonu ile 27 Ekim 2019 tarihinde İdlib’de öldürülen DAİŞ lideri Ebubekir El-Bağdadi’nin faşist şef Erdoğan ile direkt iletişimde olduğu ve bu iletişimin dönemin MİT müsteşarı Hakan Fidan ile MİT Özel Faaliyetler Dairesi başkanı emekli albay Kemal Eskintan’ın sağladığı öğrenilmişti. 4 Kasım 2019 yılında hazırladığımız “Tescillenmiş DAİŞ-TC İlişkileri” başlıklı özel dosyamızda bu kirli ilişkilerin nereye dayandığını ve somut örneklerini ortaya koymuştuk.
DAIŞ çetelerini kendi kirli emellerini gerçekleştirmek için her yerde kullanan işgalci TC devleti Medya Savunma Alanlarında işbirlikçi KDP’nin tüm desteğine rağmen sonuç alamayınca yine Suriye ve işgal bölgelerinde beslediği ve eğittiği DAIŞ çetelerini takviye etti. Sitemiz Lekolin.org 15 Temmuz 2024 tarihli Özel haberinde işgalci TC-KDP ile aynı nokta, karakol ve cephede Kuzey Suriye’deki işgal bölgelerinden getirilen özel çete grupların başındaki DAIŞ’li çetebaşların isimlerini tek tek açıklamıştı.
Son olarak yine sitemiz Lekolin.org 13 Kasım 2024 tarihli özel haberinde; MİT’in 5 Kasım 2024 tarihinde Rîhaniyê bölgesinde özel bir kampta 6 aydır eğittiği azılı DAIŞ çetelerini Girê Spî’ye geçirdiğini belirtti. Kampta işgalci Türk devletinin subayları tarafından yoğun bir askeri eğitimden geçirilen DAIŞ çetelerinin MİT güdümündeki çete gruplarına entegre edilerek Girê Sipî ve Eyn İsa bölgelerindeki temas hatlarına konumlandırıldığı öğrenildi. Temas hatlarına konumlandırılan DAIŞ çetelerinin kimlik bilgileri de açıklanmıştı.
Militan RÊHAT