Faşist şef Erdoğan tekrar iktidar olmak istiyor. Bu onun işidir. Her kesimi idare ederek Bakur, Başur, Rojava ve Rojhilat Kürdistan’ı gasp etmek istiyor. Elinde gelse Kürdistan’ı ve kürdü yeryüzünde silmek ve hatırlanmamasını sağlamak istiyor.
İnsanlar karşısındakine yardım etmeyi isterler. Bütün insanlar böyledir. Halkın imece usulü ile topladığı yardımları deprem zedelere göndermesini ve dağıtmasını engelledi. Hatta emek ve özgürlük dayanışması ile halkın dini, dili, rengi, ideolojisine bakmadan eşit bir şekilde dağıtılan yardım depolarını gasp etti.
Karşımızdakinin mutluluğunu görmek isteriz, üzüntüsünü değil. Birbirimizden nefret etmek ve birbirimizi hor görmek istemeyiz. Bu dünyada herkese yetecek kadar yer var. Ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir. Sömürgeci soykırımcı şef Erdoğan iktidarı boyunca insanların mutlu olması için çalışmadı. Üzüntülerine üzüntü kattı. Nefret tohumlarını çoğaltarak birbirimizi daha da hor görmesini sağladı. Hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketli olan toprak anayı TOKİ’ler ile beton yığını haline getirdi.
Hayatın bize çizdiği yol eşitlik, özgür yaşam ve güzelliklerle dolu olabilir ama biz bu yolu faşist Erdoğan öncesi ve Erdoğan- Bahçeli döneminde de çoktan yitirdik.
Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı, hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin, yokluğun ve kanın içine sürükledi. Hızımızı arttırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren kapitalist sistem bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı; zekamızı ise katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz. Kapitalist sistemin makineleşmesi ve betonarmeden çok insanlığa gereksinimimiz var. Analitik zekadan çok iyilik, doğruluk ve anlayışa gereksinimimiz var. Bu değerler ve umutlar olmasa hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz. Sömürgeci soykırımcı AKP -MHP iktidarı insanda umut niteliğinde kalan değerleri de alıp yok etmek istemektedir.
Birlik, beraberlik insanları birbirleri ile iletişim hali bizi birbirimize daha da yakınlaştırır. Her seferinde birlik ve beraberliğe nifak tohumları eken milliyetçi, şovenist, tekçi zihniyeti taşıyan faşist Erdoğan – Bahçeli güruhları Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde engeldirler. Biz birbirimize yakınlaştıkça onların eli ile insanlarımız sokak ortasında şehit ediliyor. Faili meçhul cinayetler işletiliyor. Özgür yaşam arayışında olan binlercesini zindanlara atıyor. Buda yetmiyormuş gibi Kürdistan’ın dağları bombalanıyor, doğası yakılıyor, tahrip ediliyor, verimsiz hale getirip, talan edip hıncını Kürt ve Kürdün coğrafyasından çıkartıyor.
Bunlar doğaları gereği insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmayı, evrensel kardeşliği oluşturmayı ve hepimizin eşit-özgür temelde birleşmesini engellemeye çalışmaktadırlar. Şuanda bile sesimiz dünyadaki milyonlarca insana, milyonlarca acı çeken kadın, genç, erkek ve çocuğa, suçsuz insanları hapse atan, işkence eden bir sistemin kurbanlarına ulaşıyor. Bu yazıyı okuyanlara şunu söylemek istiyorum: Kendinizi ümitsizliğe kaptırmayın. Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden, insanların özgür ve kendi renkleriyle yaşamasından, insanların kendi dilleri ile konuşmasından korkanların duyduğu acının bir sonucudur. İnsanlardaki bu nefret duygusu geçecektir. Diktatörler ölecek ve halktan zorla aldıkları iktidarı yine halk ellerinden alıp tekrar demokratik halkçı yönetime geçirecektir. İnsanlar bir amaç uğruna ölmeyi bildikleri sürece özgürlük ve özgür yaşam asla yok olmayacaktır.
Biz insanlar güçlüyüz. Diktatörleri devirecek güce sahibiz. Mutlu bir yaşamı yaratacak güç bizim elimizdedir. Bu hayatı özgür ve güzel kılacak güç bizdedir. Hayatı olağan üstü bir maceraya da çevirecek olan yine bizleriz. Öyleyse, özgür yaşam, özgürlük, eşitlik ve demokrasi adına gücümüzü kullanalım ve birleşelim. Sömürgesi soykırımcı faşist AKP-MHP zihniyeti ve oluşturduğu sisteme karşı savaşalım. Bu seçim bize tam da bu fırsatı veriyor. Mamoste Cegerxwîn diyor; “Heger hûn ne bin yek, hûnê herin yek bi yek” tam da yerinde olan bir sözdür. Hem birleşelim hem de oylarımızı faşist Erdoğan ve Bahçeli hegemonyasına karşı kullanalım. Bütün diktatörler iktidara gelmek için demokrasi, özgürlük, yaşam kolaylığı, hak, hukuk, adalet, eşitlik, güvenlik sağlayacak vaatlerinde bulunurlar. Ama yalan söyledikleri ve verdikleri sözleri hiçbir zaman tutmayacakları da bilinen bir gerçekliktir. Artık özgürlüğümüz için elimizi vicdanımıza koyup oy kullanalım. Hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındıralım. Faşist Erdoğan- Bahçeli’nin bu seçimde gitmesi için çalışalım. Biz çalıştıkça başaracağımızı unutmayalım.
Son olarak nerede oy kullanacak olursanız olun faşist Erdoğan- Bahçeli aleyhine vereceğiniz her bir oy gökyüzündeki kara bulutları dağıtacağı, güneşi çıkartacağı, karanlıktan aydınlığa çıkan demokratik eşitlikçi ve özgürlüklerle dolu bir Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu’ya götüreceğini unutmamak gerekir.
Kemal ÇİYAGER