04 Nisan 2014 Cuma Saat 04:29
30 Mart yerel seçimleri, birçok açıdan değerlendirmeye değerdir. Bu yazıda Alevilerin seçimlerdeki tavrını değerlendirme gereğini duydum. Bir Alevi olarak bu yazıyı yazmaya kendimi mecbur hissetim. Şimdiden belirtmeliyim ki, birçok kesim bu yazıdan hoşlanmayacak ve rahatsız olacaklardır. Çünkü gerçek yüzleri açığa çıkacak ve deşifre olacaklardır.
Yerel seçimlerde Aleviler önemli bir sınav verdiler. Bu sınavın sonucu oldukça negatiftir. Bundan dolayı da Alevi topluluğunu yeniden tahlil etmekte fayda var. Özellikle Kürt Alevilerini ciddi bir şekilde ele almak bir mecburiyettir. Çünkü, Kürt Alevileri ciddi bir kimlik bunalımını yaşamaktadırlar.
Kürt Alevileri, seçimlerde % 70-80 oranında CHP ye oy verdiler. “Ne olmuş yani, Aleviler CHP ye oy veremezler mi? denilecek. Aleviler kendilerini, aydın, laik, demokrat, sosyalist, hatta devrimci gibi sol bir terminoloji ile tanımlamaktadırlar. Bunları doğru varsaysak, nasıl oluyor da, dolaylı bir şekilde MHP ve Fetullahın cemaatine oy veriyorlar. CHP’nin, MHP ve Fetullahla ittifak yaptığını dünya alem biliyordu. CHP’nin birçok adayı MHP’li idi. Hatta Kılıçdaroğlu adındaki kılıç artığının bozkurt işaretini yaptığını, herhalde görmeyen, duymayan kalmadı. Sanıyorum Aleviler bunları bilmiyordu ve görmemiş.
Kürt Aleviliği, 1938 soykırımıyla birlikte asimile edildi. “Beyaz katliam denilen bir sürece tabi tutuldular. İzettin Doğan gibi sahte, ajan önderler eliyle evcilleştirildiler. Özünden saptırıldılar. Devletin yedeğine alındılar. Aleviliğin özüne dair en ufak bir kırıntı bırakılmadı. Sahte bir Alevilik gerçekleştirildi. En çok mağduriyet teorisini, demagojisini geliştiriyorlar. Yaşadıkları acıların arkasına sığınarak kendilerini çirkinleştiriyorlar. Bugün itibarıyla Kürdistan’da ulusal, kültürel, inançsal yozlaşmayı ve yabancılaşmayı en çok yaşayan kesimdirler.
Kürtlerin tarihi ve coğrafyası baştan sona katliamlarla örülüdür. Her taşın ve ağacın altında onlarca yiğidin cenazeleri var. Kürdistan’ın suları halen kan akıyor. Ne yazık ki Aleviler, kendilerini bu tarihin, coğrafyanın ve halkın bir parçası olarak saymamaktadırlar. Yaşanan trajedileri, acıları görmek istememektedirler.
Aleviler, “kendi katiline sevdalı, aşık bir topluluk haline gelmişler. Tarihte ve dünyada böyle başka bir topluluğu, ulusu, inanç grubunu bulmak mümkün değildir. Örneğin, Dersim soykırımını yapan CHP, Atatürk ve İsmet İnönü üçgenidir. Bu konuda yeterince tarihi belge, kanıt var. Bugün Türkiye’de ve Kürdistan’da bunu bilmeyen yok. Yine Maraş, Sivas, Malatya katliamları aynı güçler eliyle tezgahlandı. Bunlara rağmen, her bir Alevinin evinde, baş köşede Atatürk’ün bir fotoğrafı asılıdır. Yine, aynı şekilde İsmet İnönü ve CHP’nin bayrağı. Şeyh SAİT in değil. Evet, Şeyh SAİT’in değil, CHP’nin İnönü’nün, Atatürk’ün, fotoğrafları. Trajik-komik bir durum değil mi?
Aleviler, Kürt olmaktan utanıyorlar. Kürtlüğü aşağılıyorlar. Vebadan kaçar gibi kaçıyorlar. Türkleşmek için adeta yarışıyorlar. Türkleşmeyi sınıf atlama olarak görüyorlar. Bunun bir onursuzluk, kendini aşağılama olduğunun farkında değiller. Bu denli kimlik bunalımını yaşayan başka bir topluluğa rastlanamaz. Tarihte ve dünyanın hiçbir yerinde kendisini bu denli inkar eden, kendi gerçekliğine yabancılaşan başka bir topluluk bulmak mümkün değildir.
Kürtler, bugün dünyanın en politik, örgütlü, demokrat, ilerici, sosyal bir toplumdur. Kürt düşmanları bile bu gerçekliği itiraf etmek zorunda kalmışlardır. Alevilerin bu gerçekliği görmek istememeleri düşündürücüdür. Kürt toplumu içinde en geri kalan kesim ne yazık ki Alevilerdir. Ama Aleviler, deve kuşu misali kafalarını kuma gömmüş, olup bitenleri görmüyorlar. Kafalarını kaldırıp, Kürdistan’da yaşanan devrimin havasını biraz solumalıdırlar.
Aleviler bu devrim sürecinde yer alacaklar mı? Devrimin neresinde olacaklar? Bu soruları sormamın nedeni, karşıt bir pozisyonda poz vermelerindendir. Bu sistem ve sistem partileri, özelliklede CHP kendilerine ne vermiştir? Bu soruya benim cevabım katliam, sürgün, yoksullaştırma, aşağılama vb. dir.
Umarım bu yazı aleviler arasında bir tartışmaya vesilesi olur. Geç kalınmış olabilinir. Ama gereklidir. Alevilerin kendilerini yeniden tanımlamaya ihtiyacı var. Bir alevi olarak bu konularda ciddi kaygılarım var. Başım dik bir şekilde Aleviyim diyemiyorum. Çünkü Alevilik gericilikle, sistem ajanlığıyla özdeşleşmiş bir durumdadır. Bir cümleyle bitirelim. Samimi, inançlı, dürüst, yurtsever, demokrat aleviler ve dedeler var. Ama azınlıktırlar. Bunlar karşısında saygım sonsuz. Sözüm meclisten dışarıyadır.
Fırat Bezar
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info