15 Nisan 2010 Perşembe Saat 17:49
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Türkiye’deki siyasi tabloya baktığımızda, AKP’nin belli bir
düzeyde bir algı yarattığı ya da yaratmaya çalıştığını görebilmekteyiz. Alışık
bazı tabuları yıktığı söylenebilinir. Ancak bu tabuların yerine kendi
tabularını yerleştirdiği de bir o kadar gerçektir. Bakanlık aritmetiğini buna
göre oluşturan AKP, her derde deva bir görünüm uğraşı içindedir. Çelişkileri
karşıtları ile birlikte yıkan bu siyaset, bir zamanların dinamikleri olan
karşıtlıkların da yıkılması oluyor. Karşıtsız olan her şeyi kendi içine çekerek
yeni bir üst yapı oluşturmaya çalışmaktadır. Yüzyıllık bir siyasi tarihin her
yünlü birikimini harmanlaştırmıştır. Türkiye’de bu mana da bir muhalefetin
olmadığını, kalmadığını söylemek mümkündür. AKP’nin kendi açısından bu
başarısı, yeni bir muhalefetle karşı karşıyadır. Kürt muhalefeti…
AKP, ideolojik sorunların kendisini farklı siyasi kimlik
altında yansıtan partilere çözüm bulmuştu. Aslında sorun, Türkiye’de ciddi bir
ideolojik kimlik taşıyan partilerin olmamasıydı. Ekonomik bazı önlemlerle bu
partileri dibe vurmayı başardı. Dolayısıyla, bu tür yöntemlerle muhalefet
dilini de içinde barındıran AKP, partiler partisi gibi bir özellik taşıdı,
görünüşte bir koalisyon partileri toplamına benzemektedir. Muhalefete bıraktığı
şey, bir tabela olarak elektrik direklerindeki ‘’dikkat çarpılırsınız’’
resmindeki insan kafası ve uyarısıdır. Bu partilerin, bütün gövdesini almayı
başardı. Dolayısıyla, Türkiye’de bu parti sistemine tek muhalefet edebilecek
parti BDP’dir. Türkiye Koalisyonlar çağını geride bıraktı. Koalisyonlar, Kürt
özgürlük mücadelesine karşı yapılan mili mutabakat biçimleriydi. AKP bütün
bunları birleştirip, yeşil mutabakat adı altında farlı bir vizyonla
çıkmaktadır.
Gelgelelim asıl konuya:
AKP’nin barajı düşürmemesinin altında yatan şeyin ne olduğu
konusu, kimince AKP için hiçbir önemi olmayan bu baraj sistemini, niye
kaldırmak istemediğini anlamakta fayda vardır. AKP baraj sistemiyle
Kürdistan’daki orta sınıfı kontrol edip, denetimde tutmaya çalışmaktadır. Orta
sınıfın garanti ve çıkar siyasetine ihtiyaç duyduğu bilinmektedir PKK, BDP
gibi riskli olgulara gelmeyeceği, fedakarlık yapmayacağı açıktır. Ulusal
devletler ile sömürülmüş ülkelerin orta sınıfları aynı değildir. Ancak,
konjonktür değiştiğinde aynı sınıfın yurtseverlik siyasetine başvurduğunu unutmamak
gerekir hatta işin öncülüğüne bile soyunurlar. Kürdistan’daki orta sınıf çok
farklıdır. Aşiret ve Şeyh geleneğinden gelme bir orta sınıf oluşturulmuştur. Bu
sınıf yapaydır ve devlet orijinlidir. Ancak, Kürt feodal yapıdan geldiği için
belli düzeyde bir toplumsal külliyata sahiptir. Bu yapının elit kesimi orta
sınıflaşırken, gövde eskisi gibidir.
PKK buna karşı çok
ciddi savaş vermiş olsa da, devletin koruculaştırma ve silahlandırma
politikaları nedeniyle bu yapı özellikle korundu. ETNİSİTİYE dayalı bu orta
sınıfın yanında, cüzi düzeyde bir ekonomik orta sınıfta vardır. Bunlar
akrabadır ve mahmuzlarıyla devlete bağlıdırlar. İşte bu sınıf, siyaset yapma
garantisini BDP de göremiyor. BDP’nin önündeki engeller kalkarsa BDP den daha
BDP’ci kesilmeleri işten bile değildir. BDP’nin barajdan kaybettiği oyları bir
kenara atın, bunun dört katını alabilir bir düzeye gelir ki yüz milletvekili
çıkartabilir.
AKP’nin korkusu budur. Baraj kalkarsa AKP Kürdistan’ı tümden
kaybeder. Baraj Kürdistan’daki feodal ve orta sınıfı garantiye alıyor. Baraj
devlet için Kürdistan’ı devlete bağlayan göbek bağı gibidir. AKP Kürdistan da
oy kazanmadı. Devir aldı. AKP barajı devir aldı. Şu an öyle gözüküyor ki baraj
en fazla AKP’nin şu anki yürüttüğü politikaya yaramaktadır. Baraj, AKP’nin en
büyük demokrasi sınavı konumundadır. Samimiyeti baraj ile ortaya çıkacaktır.
Yargı ve darbe tartışmaları AKP için ne kadar önemli ise barajda Kürtler için o
kadar önemlidir. AKP’nin Türkiye genelinde baraj sistemiyle tek parti konumuna
geldiği dolayısıyla tek parti ve bu gücü Türkiye’yi değiştiriyor deyip, Kürtler
feragat etsin düşüncesi çok yerinde olmayıp, AKP’nin Kürdistan’daki bu
haksızlığına hak vermek oluyor. Demokrasi, nasıl oluyor da demokrasiyi
engelliyor. Bu büyük bir çelişkidir. Amaç, AKP’nin bu haksız oy kazanımını
savunup orta sınıfı devlet elinde tutmaktır. Ergenekoncularda aynı şeyi
yapmışlardı.
Zeki Sarı.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info