• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Politik Analiz

Bir Direniş Örneği: MEXMÛR

PKK’nin teslimiyeti reddeden geleneğinden aldığı güçle şimdiye kadar Apocu mücadele tarzından ödün vermeden direnen Kamp halkı bu saldırıları da boşa çıkarmasını bilecektir.

Yayınlayan Lekolin
2 Haziran 2023
Kategori: Politik Analiz
248 16
A A
Bir Direniş Örneği: MEXMÛR
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Günümüzde, kapitalist sistem güçlerinin kendi emperyal hesapları doğrultusunda çıtasını yükselttikleri çıkar ve paylaşım savaşlarının neden olduğu göç dalgaları tüm dünyada ‘mülteci’ sorununu temel gündem haline getirmiştir. Buna, bölgesel hegemonik güç olma hayalleri peşinde koşan bölge devletlerinin bu emperyal güçlerle ilişkileri ve birbirlerine karşı üstünlük sağlama çabaları da eklenince,  ‘demografik yapıyı değiştirme’ taktiği bu savaşlarda kullanılan en etkili silah olmaktadır. Aşırı kâr elde etmek ve bir karış toprakta daha nüfuz sahibi olabilmek için onarılamaz acılar yaşattıkları toplumları oradan oraya göç ettirerek büyük insanlık dramlarının yaşanmasına neden olmaktadırlar. O kadar ki, hesaplaşma ya da anlaşma masalarında mülteci sorununu pazarlık konusu yapabilmekte; hatta bir tüccarın mal alım-satımındaki kazançlı çıkma mantığıyla birbirlerine satabilmektedirler.

Kısaca; kendilerinin senaryosunu yazıp çizdikleri, yönettikleri bu trajik hayat hikayelerinde baş rol görevini yine mültecilere biçmektedirler. Bundan elde ettikleri ve kendi aralarında paylaştıkları hasılatın çok küçük bir kısmını maddî yardım adı altında oynadıkları rol icabı mültecilere dağıtmaktadırlar. Güya, tüm dünya halklarının ve özellikle de mültecilerin siyasî, sosyal, sağlık, eğitim, ekonomik, kültürel haklarını korumakla görevli Birleşmiş Milletler, sömürgeci güçlerin bu kirli oyunlarına sponsorluk yapan bir firmadan öteye rol oynamamaktadır.

Bu da yetmezmiş gibi, mültecileri aşağılarcasına ‘sığınmacı’, ‘göçmen’, ‘yabancı uyruklu’ gibi adları takarak birer güvenlik tehdidi yahut baş belasıymış gibi gösterip insanlık onuruna karşı çirkef yaklaşımlar içerisine girmekten de geri durmamaktadırlar. Tam bir alaycı sırıtma örneği. Deyim yerindeyse, anti-demokratik, eşitsiz, adaletsiz davranmada haksız ama güçlüdürler!

Peki, kimdir bu mülteciler? Dilleri, ırkları, kimlikleri nedir? Köle olarak çalıştırılmak üzere yaratılmış insanlar mıdır? Yoksa özgürlüklere sahip oldukları için mi hep hedef haline gelmektedirler? Zulüm ve haksızlığa uğrayan, duygu ve düşüncelerine el konulup teslim alınmaya çalışılan kesimler midir? Yoksa canlı türü sayılmayıp da meta olarak kullanılmaları uygun görülen herhangi bir cisim midirler?

Bence bunların hepsi. Ya da hiçbiri.

Siyasî ve askerî baskı, toplumsal sorun, ekonomik sıkıntı gibi nedenlerden dolayı  ülkesinden göç edip başka bir ülkede yaşayana ‘’mülteci’’ denir. Hepsi bu. Başka bir tanımla, mültecilik; belirttiğimiz bu nedenlerden dolayı kaçak ya da resmî yollardan kendi öz vatanından ayrılıp başka bir ülkeye iltica etmektir.

Ne var ki, bu durum Kürtler açısından daha farklı olduğu kadar trajikomiktir de. Bu paylaşım savaşlarında sömürgeci-işgalci güçler tarafından ülkeleri kağıt üzerindeki haritalarda yapay sınırlarla çizilerek parçalanmış, bölünmüştür. Direngen, mücadeleci ve ulusal değerlere bağlı olmaları kendi topraklarından kopmalarını önlese de, dört parçaya bölünmüşlükten kaynaklı sınır hattı olarak belirlenmiş bir taş, bir tel, bir hendeği geçmeleri durumunda ‘’mülteci’’ sayılmış, sayılmaktadırlar. Yani kendi ülkelerinde mülteci olarak görülmektedirler! Dünyanın hiçbir yerinde bunun başka bir örneğine rastlanamaz.

Bunda, sömürgeci-soykırımcı Türk devletinin etkisi büyük olmuştur. Özellikle son yıllarda Suriye topraklarına saldırarak Rojava Devrimi’ni tasfiye etmeyi hedeflemiş, işgal ettiği bölgelerin demografik yapısını değiştirerek buradaki Kürtlerin farklı yerlere göç etmesine neden olmuştur. Bu durumda, kendi koydukları sınır hattını ihlal ederek hiçbir hukukî yanını bırakmaması karşısında uluslararası toplum ve kurumlar sessizliklerini korurken, yerinden yurdundan olan Kürtler göç ettikleri Başûr ya da Bakur Kürdistanı’nda mülteci muamelesi görmektedirler. Olayın iç acıtıcı tarafı da bu olmaktadır zaten.

Önder APO öncülüğünde gelişen Kürt Özgürlük Hareketi’nin başarılı mücadelesi karşısında 90’lı yıllarda da daha çok Botan bölgesinde tutuklama, işkence, köy yakma, faili meçhul cinayetler gibi insanlık dışı uygulamalarla onbinlerce Kürt’ün sınır hattını aşıp Başûr’daki Zaxo, Dihok, Musul gibi yerlere göç etmesine neden olmuştu. Kurulduğu günden beri, faşist Türk devletinin Kürt düşmanlığı politikalarına ortaklık eden KDP oluşumu ise bu Kürtleri kucaklayıp sahipleneceği yerde Türklerden daha fazla saldırmış, Önder APO ve PKK’ye olan bağlılıklarından vazgeçirmeye çalışıp teslimiyeti dayatmıştı. Bunlardan teslim alabildiğini kendi alanlarına yerleştirip kullanırken, direnenler ve özgürlük davalarından vazgeçmeyenler ise Mexmûr kampına yerleşmişlerdir.

Türk saldırılarından çok KDP’nin işbirlikçi, hain yaklaşımlarına maruz kaldıkları birçok kampı değiştirerek en son Mexmûr Kampı’na yerleşen onbine yakın insanımız yaklaşık yirmibeş yıldır bu direnişlerini sürdürmektedirler. Zorlu mülteci yaşam koşullarına rağmen birlik ve beraberliklerini koruyarak kenetlendikleri Önder APO felsefesiyle hayata tutunmuş, kendi öz yönetim sistemlerini geliştirerek siyasî, askerî, ekonomik, özel-psikolojik saldırılara meydan okumuşlardır. BM’nin mecburî ve isteksiz de olsa bazı girişimler sonucunda ‘siyasî kamp’ statüsünde kabul etmesi bile işgalci Türk devleti ve işbirlikçisi KDP’nin her türden saldırılarına engel olamamıştır. Buna karşı, Önder APO’nun ahlakî-politik toplum paradigması temelinde örgütlenmelerini kuran Kamp halkı, devrimci mücadele tarzında bir direnişi esas alarak tüm saldırıları boşa çıkarmayı başarmıştır. Askerî saldırıların yanı sıra, psikolojik, ekonomik, ahlakî yönelimlerin en iğrenç, en kirli ve en çirkin türleriyle karşı karşıya kalan Mexmûr Kampı’ndaki halkımız her zaman için ayakta kalabilmiş ve Kürdistan özgürlük mücadelesinde bir direniş örneği olarak yerini almıştır.

Bu yüzdendir ki, işgalci faşist Türk devleti ve hain KDP, göğüslerine bir hançer gibi saplanıp içlerine dert olan Mexmûr Kampı’nı teslim almak, parçalamak ve dağıtmak için yoğun çabalar içerisindedirler. Kendi başaramadıklarını şimdi de siyasî baskılarla ve bazı tavizler karşılığında Irak hükümeti üzerinden gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. 9 Ekim Şengal Anlaşması’na benzer devreye koydukları yeni bir konsept çerçevesinde bir haftadan fazla süredir Irak ordu güçleri Kamp etrafını zırhlı araç, iş makinaları ve yüzlerce askerle kuşatmaya, tel örgüler çekerek teslim almaya çabalamaktadır. Bu girişimlerin siyasî neden ve sonuçları olsa da, Kamp halkı bu orantısız güç kullanımına karşı ellerindeki taşlarla ve yüreklerindeki cesaretle karşılık vererek dosta düşmana direniş mesajları vermiştir. Halkı psikolojik açıdan etkileyip korkutmak amacıyla Kamp üzerinde uçurdukları helikopterlere bakıp aldırmamışlardır bile. PKK’nin teslimiyeti reddeden geleneğinden aldığı güçle şimdiye kadar Apocu mücadele tarzından ödün vermeden direnen Kamp halkı bu saldırıları da boşa çıkarmasını bilecektir.

Dokuz yıldır Kamp’a uğramayan BM yetkililerini bile dize getirip halkın ayaklarına kapayan bu direniş nihaî zaferle sonuçlandığında, egemen güçlerin tüm dünya mültecilerine dönük köleci yaklaşımlarına da bir ders verilmiş olacaktır. Bunun için, Kürtler kadar özgürlükten yana tüm toplumlar Mexmûr’u sahiplenmelidir.

Ferhat ŞAHİN

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: BMIrak ordusuKDPMaxmur Şehid Rüstem Cudi Mülteci KampıMexmurÖnder APOPKKTürk Devleti
Önceki yazı

Karasu: Önder APO Özel Savaşı Bilince Çıkarmıştı

Sonraki Haber

Seçimin Ardından Seçim Okumaları

Benzer Haberler

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı
Özgürlük Perspektifleri

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

7 Mayıs 2025
Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!
Politik Analiz

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

6 Mayıs 2025
Ortadoğu’da Stratejik Değişimler ve Statüko Çabaları- 3
Dizi Yazı

Ortadoğu’da Stratejik Değişimler ve Statüko Çabaları- 3

4 Mayıs 2025
Sonraki Haber
Seçimin Ardından Seçim Okumaları

Seçimin Ardından Seçim Okumaları

Öne Çıkan Yazılar

  • Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

    525 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

    504 Paylaşım
    Paylaş 202 Paylaş 126
  • PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

    503 Paylaşım
    Paylaş 201 Paylaş 126
  • Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

    523 Paylaşım
    Paylaş 209 Paylaş 131
  • Ortadoğu’da Stratejik Değişimler ve Statüko Çabaları- 1

    548 Paylaşım
    Paylaş 219 Paylaş 137

Önerilenler

PKK 12. Kongresi Başarıyla Gerçekleştirildi!

MİT’in Suriye Çölüne Geçirdiği DAIŞ’lilerin İsimleri- ÖZEL HABER

Önder APO: Çözüm İçin Kürt-Türk İlişkileri Tarihsel Olarak Anlaşılmalı

Tüm Egemen Güçlerin Politikalarını Şekillendiren Enerji Rekabet Alanı: Doğu Akdeniz!

MİT Korucuları Başur Kürdistan’a Geçiriyor- ÖZEL HABER

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç