10 Ocak 2015 Cumartesi Saat 18:11
Eğer Kobani işgal planı boşa çıkarılmamış olsaydı belki de
AKP süreci gündemine bile almayacak ya açık bir teslimiyet bu olmayınca da Sri
Lanka benzeri bir katliamı uygulayacaktı. AKP devletinin, Önderliğin süreç
kurumları olarak tanımladığı İzleme Kurulu, Sekretarya ve Müzakere Heyetini
gündemine alması bile söz konusu olmayacaktı. Türk devleti Kobani sonrası
yaşadığı kırılma sonrası çaresizlikten ve 2015 seçimlerine kadar oyalama
taktiğiyle samimiyetten uzak bir anlayışla süreç demagojisi yapmaktadır.
AKP devletinin zamana yayma ve oyalama taktiğiyle bir seçimi
daha kazanmak istediği artık herkes tarafından görülmektedir. Bir yandan 6-8
Ekim sahildanlarından bu yana 2009’da startını verdiğine benzer bir siyasi,
toplumsal soykırım anlayışıyla yüzlerce Kürdü tutuklayıp rehin alırken diğer
yandan Kürt gençlerini sokak ortasında infaz etmektedir. AKP devleti öte yandan
Hüda-Par adı verilen paramiliter Hizbul-Kontra çetelerini örgütleyip Cizre’deki
halkımıza saldırtıp Kürt gençlerini katlederken bir taraftan da Kalekol,
Karakol ve HES inşaatlarını sürdürmektedir. Diğer yandan AKP Başur’da KDP’yi
PKK’ye karşı kışkırtarak Kürtler arası bir fitne çıkarma, çelişkilerin
çatışmaya evrilmesi noktasında yoğun bir çabanın sahibi olmaktadır.
AKP’nin samimiyeten uzak bu somut yaklaşımları her yönüyle
soykırım anlayışında ısrar ettiğinin ispatıdır. Tarihinin en büyük
sıkışmışlığını yaşayan, eski iktidar ortağı Gülen örgütüyle iktidar kavgasına
girerek çatışmalı bir süreci giren AKP devletinin 2015 seçimleri öncesi adım
atmaması halinde ona bir seçim daha kazandırmak AKP’nin Kürt soykırım
politikalarına hizmet edecektir.
Öte yandan KDP’nin son olarak özellikle Şengal’deki ve
özellikle Behdinan taraflarındaki düşmanca yaklaşımları AKP devletinin
anlayışından bağımsız değildir. KDP’nin çocuklarını ziyarete giden bazı gerilla
ailelerine yaklaşımda hakaretvari yaklaşımları oldukça düşündürücüdür. KDP’nin
AKP ve birtakım Küresel güçlerin de desteğini alarak PKK’yi Şengal’den çıkarma
stratejisi temelindeki hamlesi AKP-KDP stratejik ittifakıyla paralel görülmesi
durumu daha anlaşılır olmaktadır. KDP Şengal’de yaşadığı tarihsel kırılmayı
hareketi Şengal’den çıkarma stratejisi temelinde DAİŞ’e karşı yapacağı
danışıklı operasyonlarla ve Güney Kürdistan bölge başkanı Mesut Barzani’nin
Şengal’de yaptığı medyatik şovlarla aşmaya çalışıyor.
Hatta KDP, AKP desteğiyle kendi medyası üzerinden Şengal’de
öncü direniş güç olan HPG-YBŞ sanki hiç yokmuş algısı yaratarak güçlerini geri
çekmesine rağmen sanki orada direnen ve Şengal kurtarma operasyonunu geliştiren
tek gücün KDP peşmergesi olduğu yanılsaması yaratmaya çalışmaktadır. KDP ve
stratejik ortağı AKP desteğini de arkasına alarak siyasal anlamda Şengal
üzerinden içerisine girmiş olduğu kırılma ve sıkışmışlığı aşayım derken daha
derin bir kırılma ve sıkışmayı yaşar hale gelmiştir.
Mazlum Yılmaz
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info