DAIŞ’LİLERİN YARGILAMASININ SABOTE EDİLMESİ
Saldırılardan hemen önce Rojava yönetimi, çağrılara rağmen ülkelerin alıp götürmediği 12 bin kadar DAİŞ’liyi Halk Mahkemesi’nde yargılamaya başlayacaklarını 10 Haziran 2023’te açıklamıştı. Mağdur ailelerin de katılacağı duruşmaların halka, tutuklu vatandaşları olan ülkelerin heyetlerine, basına açık olacağını duyurmuştu. Küba devrimini boğmaya çalışan ABD-CIA kirli savaşının boyutları ortaya seren Havana Duruşması gibi bir süreç ortaya çıkacaktı.
Küba gerillaları güneydoğudaki Sierra Maestra’dan Havana’ya yürüyor, 1 Ocak 1959’da Havana düşüyor, işkence, katliamlar ve fuhuş organizasyonlarıyla özdeşleşmiş diktatör Fulgencio Batista kaçıyor. Emperyalist oluşumlara son veren Küba devrimcileri yağmacı ABD’nin United Fruit Company, ITT, Shell gibi yapılar millileştirip kolonyalist ekipleri kovuyor. 17-21 Nisan 1961’de ABD-CIA, silahlandırdığı işbirlikçiler eliyle Domuzlar Körfezi çıkartması yapıyor. Devrimci direnci kırıp Batista diktatörlüğünü yeniden inşa etmek istiyor. Ancak ABD-işbirlikçileri yenilgiye uğruyor. Yakalananlar için Havana Duruşması başlıyor. Zulüm görenler, işkence mağdurları katılıyor, teşhis yapıyorlar. Radyo ve TV aracılığıyla dünya ABD-CIA’in kirli savaş yöntemlerini öğreniyor.
Burada da DAİŞ, El Nusra, ÖSO üzerinden Rojava devrimi boğulmak isteniyordu. Yıllardır çağrı yapıldığı halde devletler vatandaşı olan DAİŞ’lileri almıyordu. Bunlar artık yargılanacaktı. DAİŞ’lilerin bölge ülkelerinde nasıl el üstünde tutulduklarını, insan, para, silah trafiğini hangi ülkeler üstünden nasıl yaptıklarını anlatmaları bölge ülkeleri için endişe kaynağıydı. Mahkeme Rojava tanınırlığını da artırabilirdi. Dolayısıyla saldırı silsilesi başlatıp yargılamanın önlenmesi hedeflerden biri oldu.
(Daha önce de Rojava’da genel seçim hazırlıklarını saldırılarla ve KDP ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi kartlarıyla oynayarak akamete uğratmıştı.) Zaten Rusya’nın BMGK’deki DAİŞ dosyası “Demokles’in Kılıcı” gibi AKP-MHP’nin başı üstündeydi…
BM’DEKİ KABUS DOSYA HALA DURUYOR
Neydi BMGK’deki o kâbus dosya…. Rusya Nisan 2016’da Türkiye-DAİŞ ilişkilerine dair bir dosyayı BM’ye resmen sunmuştu. Rusya resmi ajansı Sputnik’e göre BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin’in sunduğu dosyada, “Türkiye, IŞİD’in ana silah ve askeri teknoloji tedarikçisi durumunda. Bu amaç doğrultusunda yasadışı örgütleri kullanan Türkiye’de tüm bu organizasyonu idare eden Milli İstihbarat Teşkilatı. Sevkiyat, arabalarla ve insani yardım konvoylarıyla gerçekleştiriliyor” dendi. (Sputnik/01.04.2016) Sevkiyat sırasında kullanılan vakıfların isimlerine yer veriliyor, “hükümetin yardımıyla Türkiye ve yurtdışındaki bankalarda hesap açıldığı” belirtildi.
Ciddi suçlamalardan biri kimyasal madde idi. Sputnik “Öte yandan Rusya’nın sunduğu belgede, Reyhanlı, Azez, Kamışlı ve Cerablus’taki sınır hattı üzerinden Suriye’deki teröristlere patlayıcı madde ve kimyasal madde gönderildiği de bildirildi” ifadesini kullanıyordu. Rusya’ya verilen kapitülasyonlar sonrası Putin bu dosyayı BM’de buzdolabına aldırmıştı. Dosyanın buzları çözülürse, Rojava Duruşması’nda anlatımlar dosyalanırsa, Lahey’deki kurulan Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mahkemeler kurulabilir ve ciddi sonuçlara yol açabilirdi. Duruşmaların başlatılmaması gerekiyordu.
ARAP BİRLİĞİ’NE KABUL EDİLDİ AMA ŞAM HALKI AÇLIK SINIRININ ALTINDA
Türkiye, Arap Birliği’nin Suriye’yi 12 yıl aradan sonra yeniden bünyesine alması ve 19 Mayıs 2023 Cidde’deki Arap Birliği Liderler Zirvesi’ne Beşar Esad’ı da konuşturmasına da yanıt vermek istiyordu. Etkisi frenlenecek Türkiye, “Bir süre seçimlerimize, yeni kabine kurmaya odaklandık ama elimiz hala burada. Yeni kabinemiz de Suriye’de askeri güç tutmaya, operasyonlara devam edecek” mesajı vermiş oluyordu Suriye askeri gücünü de bombalayarak.
VE BÖLGESEL DURUM DEĞİŞİKLİKLERİ
Bölgesel durum değişiklikleri de Suriye sahasını etkiledi. Ülkeler yeni pozisyonlar almaya çalışıyor.
Yemen’in hemen karşısında Umman Denizi’nin batı yakasında Afrika Boynuzu’nda Cibuti Limanı’nı 2017’de alan Çin böylece hem Arabistan yarımadası ülkelerine hem Afrika ülkelerine ticarette önemli aşama kaydetti.
Arap ülkeleri ABD’ye rağmen Çin, Rusya ve İran ile ilişkiler geliştirme yoluna girdi. Çin ile Suudi Arabistan Aralık 2022 (7-8 Aralık 2022’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Riyad’ı ziyaret etmişti) ve Nisan 2023’te enerji, teknoloji, lojistik, yatırım, ulaşım, inşaat alanlarını kapsayan bazı anlaşmalar imzaladı.
Suudilerin, Ürdün’ün güneyindeki Akabe Körfezi ve Kızıldeniz kıyısında Tebük bölgesinde 2025-2040’a kadar kurmaya çalıştığı NEOM (neo-mostaqbal, yani Yeni Gelecek) adlı teknolojik kentin siber güvenliğini, bazı yatırımlarını Çin üstlendi.
Halep, Hama, Humus’tan başkent Şam’a uzanan M5 Otoyolu, Ürdün’de de Kral Yolu (Via Nova Trajana) denen hat ile Ürdün’ün tek deniz bağlantısının olduğu Akabe Körfezi’ne (Eilat Körfezi), yani Suudi Arabistan’ın dev tekno-kenti NEOM’a kadar iniyor. Burası Çin için de önemli ticaret havzası olacak.
Bu denklem içinde Katar, Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Suriye, Türkiye üzerinden kara ve tren yolu bağlantıları, petrol-doğalgaz boru hatları enerji hatları hesaplanıyor.
Nihayetinde Türkiye değişmekte olan denklemde zemin arıyor, jeopolitik kontrol arıyor. Katar’ın yapacağı evler üzerinden demografik yapıyı değiştirme hedefi gerçekleşirse bölge Kürtsüzleşecek ve reorganize edilen İhvan-ı Muslimin (Müslüman Kardeşler) yapıları üzerinden Türkiye ile Basra Körfezi, Umman Denizi, Akabe Körfezi’ne kadar bir hat çekilmiş olacak.
Ancak Astana-20’de çözüm yerine gevezeliğe çapalandı, ‘görüşmeye devam’ dedi. Ya olası kara operasyonu tartışması? Yerel seçim öncesi Arap Birliği, Arap ülkelerinin güvenini yeniden kazanmak isteyen ABD’nin Ortadoğu’da etki artırma girişimleri, ABD-Rusya çekişmeleri, Rusya ve Körfez ülkeleri dövizleri yetmeyince krizi hafifletmek isteyen AKP’nin batıdan para toplama çabaları, Rojava güçlerinin geçmiş operasyonların sonuçları üzerinden yoğun hazırlık yapmaları, kara harekâtının yerel seçimlere kadar yapılmasını frenleyici parametreler. Kara operasyonunun semptomlarının kestirilemeyecek olması nedeniyle 2024’teki yerel seçimler öncesi kara operasyonu yerine zaman zaman hava saldırıları ve topçu atışları beklenebilir.
EDİTÖRDEN