23 Ağustos 2013 Cuma Saat 06:50
Rojava devriminin başladığı 19 Temmuz 2012 tarihinden bu yana Rojava ’da Kürt halkı insanüstü bir çaba bir mücadele vermektedir. Rojava devriminin bu mücadelesi tarihe bir ‘’var olma savaşı’ ’olarak geçeceği gibi ‘’zihinleri netleştirme ‘’savaşı olarak da geçecektir.
Rojava devrimi başladığından bu güne dek Kürt halkı bir direniş içerisinde. Kürdistan ’i halkların üzerinde ise hiç tahmin edilemeyen bir baskı, şiddet ve saldırı bulunmaktadır. İşgalci devletler ve işbirlikçi Kürtler Rojava’dairenişi durdurmak durduramıyorsa pasifleştirmek onu da yapamıyorsa kendine bağlamak için şu an olduğu gibi her yola başvurmaktadır.
Rojava devrimi başarısıyla, izlediği çizgi ile akla mantığa sığmayan olayları açığa çıkarttı. Söylenmeyenleri söyletti. Olmayacak ittifakları yarattı. Ölülerin ömürlerini uzattı.
Rojava devrimi ile daha neler mi oldu.?
İstanbul da binleri 10 ağaç için sokaklara dökenleri görünmez kıldı! Gezi parkı devrimcileri bu süreçte uykuya daldı! Kendi ülkesindeki Kürt sorununu çözeceğini iddia eden Türk başbakanını İstanbul’da sinagog ve HSCBS bankalarını bombalayan EL KAİDE terörörgütü uzantısı EL NUSRA ile el sıkıştırdı. İslami yardım kuruluşu olduğunu iddia eden İHH ve İslam düşmanı İngilizlerin işbirliğini… Ve birçok sözde İslam ve yardım kuruluşunu. Mısır’daki katliamları kınayan kitlerinin Rojava da yaşanan katliamlara karşı sessiz kalarak İslamanlayışlarında Kürtlere yapılan katliamları reva gördüğünü…
ABD’nin daha önce silahlandırdığı çeteleri Esad’a karşı değil de Rojava’ya yönlendirerek, Kürt şehirlerini savaş uçaklarıyla bombalayan Esad’ın ömrünü uzattı.
Birçok Kürt, Kürdistan-i kuruluşun sözde Kürt temsilcisinin ne kadar Kürt varı olduğunu ortaya koydu.
Rojava da yaşanan katliamları kınamayan federe Kürt bölge parlamentosunun ne kadar Kürt parlamentosu olduğunu, güneyin yönetiminin Kürt düşmanı Türkiye’ye sattığı petrol gerileriyle kurulan güney basının (Rudaw TV ve zagros TV) Rojava ’da ölümüne direnenYPG ve Rojava devrimine yönelik olarak yaptığı haberlerle resmen kendisinin Kürdistan’ın Samanyolu TV‘si ( Kuzey Kürdistan ‘da gülen cemaatince Kürt halkı ve Kürt özgürlük hareketine karşı açılan TV) olarak deklare etmesini,
“Hiç kimsenin toprağını işgal etmeye, bölmeye niyetimiz yok. Ama… Dört parçaya bölünmüş ülkemizi birleştirme niyetimiz var.” Diyen Kürdistan federe bölge Başkanı, Mesut Barzani’nin Sêmelka kapısını kapalı tutarak Kürdistan’ı birleştirmeye yönelik bir amacının olmadığını, ardından Rojava da yaşanan katliamlara ilişkin ‘’oraya bir heyet göndereceğim katliam doğru ise Kürt halkının güvenliğini sağlamak için gereken her adım atılacaktır. Gerekirse peşmergeler oraya gidecek.’’ABD ve Rusya’nın bile kınadığı katliamları Barzani görmezden gelerek gelecek katliamlara yol açarak peşmergeleri Rojava’ya yerleştirmek için bahane bulmaya çalıştığını ortaya çıkardı.
Rojava direnişinde yaşamını yitiren Kürdistan gençlerinin naaşları on binlerin omuzlarında taşınması ise Rojava direnişinin gerçek bir halk hareketi olduğunu, halkın kısa bir sürede her yerde kendi kurumlarını kurması kendilerinin oluşturduğu yönetimlerle yönetmesi ise adeta demokrasi dersi vermektedir.
Munzur Botan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info