Beklendiği gibi Kürtler 2021 Newroz bayramını büyük bir coşku ve kitlesel katılımla kutladı. PKK ideolojisiyle dünyaya bakan Kürtler, siyasi mesajlarını hem açıklamalarıyla hem de sloganlarıyla verdi. Kürt halkı bu Newroz’u önderleri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep ederek kutladı. Dünya basınında da Kürtlerin milyonlarla Newrozlarını kutlaması dikkat çekilen başlıca konu oldu. Özellikle de Bakur ve Türkiye’de yaşayan Kürtlerin ve Türkiye demokrasi güçlerinin Newroz’a katılımındaki kitleselliğin anlamı büyük bir eylem olmuştur. Bu aklı başında herkesin böyle değerlendireceği bir sonuçtur. Çünkü Türkiye iki öldürücü mikrop-virüs ile büyük tehlike altındaki bir ülkedir. Mikrop, AKP-MHP rejimi, virüs malum koronadır. Türk faşist rejiminin Garê’de aldığı öldürücü darbeyle yaşadığı sarsıntılar sürüyor. Gerillanın Garê zaferine Kürt halkının Newroz coşkusunun da eklenmesi, faşizmi yıkıma doğru daha güçlü iten bir kuvvet olurken demokrasinin zaferine de büyük katkılar sağlayacağı tartışmasızdır. Anlaşıldığı kadarıyla Türk faşist rejimi böyle bir kutlamayı beklemiyordu. Beklemediği için kutlamalara resmi izin vermiştir. Böyle bir kitlesellikle kutlanacağını tahmin etmiş olsaydı kesinlikle izin vermez, engellemek için elinden geleni yapardı.
Newrozun coşku ve milyonların katılımıyla kutlanması Türk faşist rejimini kesinlikle şok etmiştir. Geçmiş dönemlerde bir biçimde Türk basını Newroz kutlamalarını haber yapabiliyorken, bu yılki kutlamaları görmezden geldi. Sanki milyonlar toplanmamış ve Newroz kutlanmamış moduna girdiğini gördük. Şu işe bakın ki doksanlarda ‘nevruz bizimdir, Türk bayramıdır’ diyen, rejim, iki binlerde Newroz’u sıradanlaştırmak, özünden saptırmak amacıyla hareket ederken bugün Newroz yokmuş gibi davranmaya başlamıştır. Bu faşist rejimin takatinin kalmadığına yorumlanabilir. Türk faşistleri Kürtlere ait her şeyi inkar ediyor. Bu onlarda bir hastalıktır. Ele geçirebildikleri Kürt değerleri olursa bizimdir diyen bu güruh, anlaşılan Newroz’a yenildiğini sessizce kabul etmiş görünüyor.
Bu yılki Newroz da dikkatimi çeken en önemli konulardan biri de kendisine KDP diyen güruhun medyasının kutlamaları verme biçimi oldu.
Türk faşistleri Newroz’u görmezden geldi, dedik. KDP adlı güruhun medyası ise Newroz kutlamalarını saptırmaya çalıştı. Türk faşistlerinin yaklaşımı kendi içinde tutarlıdır. Nihayetinde Kürt düşmanıdırlar. Kürtlere ait her değere karşı böyle bir politikaları yüz yıldır vardır. Kürt halk kültürüne ve tarihine dönük çalışmaları, eylem ve etkinlikleri politik çizgisi ne olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın karşıt bir tutum alırlar. Çünkü Türk milliyetçilerinin ve faşistlerinin kendini ifade ediş tarzında vazgeçilmez yöntem Kürt inkarı ve imha saldırıları oluyor. Fakat adında Kürt ve Kürdistan olan bir kesimin, Kürtlerle özdeş hale gelmiş bir bayramı saptırmalarının anlamı daha derin irdelenmeyi gerektiriyor.
KDP basının bu yıl ki kutlamaları saptırmasının nedeni ne olabilir? KDP basını PKK bakış açısıyla olay ve olgulara bakan Kürtlerin milyonlarla ifade edilen kitlesellikle bayramlarını kutlamasını saptırma çabasının anlamı nedir? Aldığım bir bilgiye göre KDP, denetimindeki şehir ve köylerden Kandil kutlamasına giden halka ‘uçak saldırısı olacak, ölürseniz size tazminat ödenmez’ demiş.
Bana göre Türk basınının Kürtlere ait bir gerçeği görmezden gelmesi anlaşılırdır. Mantıklı bir izahı olabilir. Çünkü Kürtler için gerçek ve gerekli olan bir şey Türkler için aynı anlama gelmeye bilir. Kürtlerin dikkatini çeken bir husus Türklerin dikkatini çekmeye bilir. Kürtlere yarar sağlayan bir şey Türklere yarar sağlamaya bilir. Kürt kültürünü ve tarihini anlatan bir değer Türkler için önemsiz gelebilir. Bir de Kürt halkı ile Türk devleti arasında bir savaş var. Bu nedenle devlete bağlı Türk basınının Newroz kutlamalarını görmemesi kendi içinde normal de karşılanabilir. Bence bunda çok tuhaf bir şey de yoktur. Örneğin dünyanın birçok yerinde Newroz benzeri tarihsel ve kültürel etkisi büyük anmalar, kutlamalar vardır ve bu kutlamaları dünyanın başka bir yerindeki basın işlemeyebiliyor.
Fakat KDP basının ağzından düşmeyen Kürt ve Kürdistan kelimeleri onun Kürtlerle anılan Newroz’a yaklaşımları üzerinde durmamızı gerektiriyor. KDP basını Newroz’u görmezden gelmiyor. Görüyor. Ancak gördüğünü, tarafsız birinin gördüğü gözle görmüyor. Özgür Kürtlerin yarattığı görüntüyü ‘karıncalaştırmak’ için görüyor. Görünmemesi için önüne perde çekmeye çalışıyor. Kürt heybetinin görünmemesi için Kürtleri küçük gösteriyor. Bu yılki Newroz kutlamalarını da böyle verdi.
Bir gereceği saptırmak, bir değeri özünden kopartmak eylemini ifade eden en derin ve güçlü anlamlandırma dil olarak Arapçada, kültür olarak da İslam olduğunu düşünüyorum. Arapçada bir gerçeği saptırmak, üstünü örtmek Küfür demektir. İslam kültüründe küfür, günaha girmek, inkarcı olmak ve gerçeğe karşı savaşarak kafirleşmek anlamında kavramsallaştırılmıştır. Demek ki KDP ve onun propagandasını yapan basın, özgür Kürt gerçeği karşısında ‘kafir, sapkın, inkarcı’ safında olduğu için böyle bir tutum alıyor.
Bu güruh, on binlerin toplandığı Kamışlo Newrozunu ekrandan sadece kaydırıyor. Ancak birkaç on kişinin toplandığı kendilerine yakın ailelerin kutlamasını dakikalarca verebiliyor. Amed Newroz’unu verirken de ‘burada toplanmış olanlar içinde AKP’li, MHP’li de var’ diyecek kadar alçalabiliyor. Saptırmak budur. Alçalmak da. Kürdistanı işgal etmiş düşmandan daha fazla Kürt gerçekliğine karşıt olmak da budur. Demek ki Kürtler boşuna ‘hain düşmandan daha tehlikelidir’ dememiş.
Mehmet GÖREN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi