HABER MERKEZİ- AKP MHP Faşizmi iktidarlaşıp-kurumsallaştıktan sonra 2010-2011’den itibaren faşizmin vurucu operasyonel gücü olarak MİT’i tepeden-tırnağa yeniden örgütledi. MİT geçmişindeki gibi ağırlıklı olarak istihbarat toplayan ve istihbarata karşı koyan bir yapı olmaktan çıktı. Hem bunları yapan hem de her türlü araç ve yöntemle Kürdistan halkına karşı imha operasyonları yürüten bir merkeze dönüştürüldü.
“MİT’in yeniden yapılandırılması ve Soykırımda Üstlendiği Rol” adlı 3 bölümden oluşan araştırma dosyamızın bu bölümünde, her türlü araç ve yöntemle Kürdistan halkına karşı imha operasyonları yürüten bir merkez haline gelen MİT’in dönüşümünü, üstlendiği rolleri, kurumsal yapısı, örgütlenmesinin üzerinde yükseldiği birimler, bunların işlevleri, idari yapılanmaları, içte ve dıştaki ilişki ağı, yönetici ve personeli, bunların alanlara göre dağılımı, ikametgâhları, stratejik-taktik çalışmaları, istihbarat toplama ve istihbarata karşı koyma yöntemlerini dosyamızda paylaşacağız.
Kürdistan’da MİT faaliyetleri, her dönemde özel savaş yöntemleri ve vahşi uygulamalarla Kürt toplumunu felç etmeyi amaçlamaktadır.
Türk egemenlik tarihinde Osmanlının yıkılışı ve Cumhuriyet’in kuruluşu ile istihbarat geleneği-birikimi kesintiye uğramamış, daha da mükemmelleştirilerek Cumhuriyetin bünyesine taşınmış ve MAH-MİT olarak yeniden örgütlendirilip tüm insanlık dışı kötülüklerin kaynağı haline gelmiştir.
İÇTE FAŞİZM VE KÜRT SOYKIRIMI, DIŞTA YAYILIMCI BİR POLİTİKA
TC yasalarına göre MİT’in görevi dış istihbarat, istihbarata karşı koyma ve özel operasyonlar yapmak olarak belirlense de zamanla bu görev Özgürlük Hareketine karşı yeni baştan örgütlendirilmiştir. Bu çerçevede geçmişin işlevsizleşen Özel Harp Dairesi, kontr-terör dairesi ve JİTEM deneyimi güncellenerek-birleştirilmiş, hem istihbarat toplayan hem de operasyonel faaliyetler yürüten tarzda yeniden örgütlendirilmiştir.
Bu misyon doğrultusunda MİT kendi içinde Stratejik Analiz, Karşı-İstihbarat, Dış Operasyonlar, Güvenlik İstihbarat, Elektronik ve Teknik İstihbarat ve Sinyal İstihbarat Başkanlığı biçiminde kurumsallaşmıştır. AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte içte faşizmi tahakküm etme, kurumsallaştırma, Kürt soykırımını gerçekleştirme, dışta ise yayılımcı bir politika sürdürmek için devleti yeniden örgütlendirdiği görülmektedir. Bu kapsamda başta idari yapı olmak üzere MİT, Ordu, Yargı vb. kurumlar yeniden düzenlemeye gittiğini araştırmalarımız sonucunda ortaya çıkardık. Ordu paralı askerlik sistemi ile tamamen yenilenmiştir. Profesyonel cellatlar topluluğuna dönüştürülmüştür. Daha az sayıda insandan oluşan ve mesleği askerlik olan bir yapı haline getirildiğini görmekteyiz. Yargı her yönüyle cumhuriyetin kuruluş sürecindeki haline dönmüştür. Üç Ali’nin yönettiği istiklal mahkemeleri gibi ali-kıran baş kesendir. İktidardan farklı olan her kes ve her şeye karşı bir giyotin işlevi görüldüğü her geçen gün yaşananlar daha somut görülmektedir.
MİT KÜRT SOYKIRIMINI GERÇEKLEŞTİRME AMACI İLE YENİ BAŞTAN ÖRGÜTLENMİŞTİR
Bu gelişme içerisinde MİT kan, kıyım, komplo, entrika ve kötülüklere dayanan Türk istihbarat tarihçesinin sentezi ve toplamıdır. Ayrıca MİT Ulusal ve uluslararası alanda sürdürdüğü komplo-entrika ve provokasyonlarla kötülükte zirveleşmiştir. Bu anlamda MİT’in gelişim ve kurumsallaşma tarihçesi halklara, inanç gruplarına ve sola karşı köklü bir düşmanlığa dayanmaktadır. Yakın dönemde ise bu kirli tarihçeye Kürt soykırımını da eklemek istemektedir. Bu istem doğrultusunda MİT Kürt soykırımını gerçekleştirme amacı ile yeni baştan örgütlenmiştir.
Bu kapsamda ilk olarak kurumun kuruluş esasları ve kanunları değiştirilmiştir. Bunu yönetimine klasik devlet bürokratları yerine faşist çete elemanlarının atanması izlemiştir. Devamında Ankara merkezli kısaca ‘GES’ olarak isimlendirilen ve tüm Ortadoğu’yu dinleme kapasiteli dinleme tesislerinin ordudan alınarak MİT’e devredilmesi takip etmiştir. Süreç, kurumun teknik alt yapısının yetkinleştirilmesi, bütçesinin olağanüstü artırılması, kurumsal olarak yeni yasal koruma zırhına kavuşturulması ve personelin çete elemanlarının ağırlıklı hale getirilmesi biçiminde devam etmiştir. Bu gelişme ivme kazandıkça kurumun iç örgütlenmesi yeni baştan ele alınmıştır.
Yeniden örgütlendirilen MİT piramidinin en tepesinde direkt Tayip Erdoğan’a bağlı olan MİT müsteşarlığı yer almaktadır. Müsteşarlığın bir alt basamağında Güvenlik İstihbaratı, Teknik İstihbarat, Stratejik İstihbarat, Kurumsal İlişkiler, idari İlişkiler ve Özel Faaliyetler dairesinden oluşan üniteler yer almaktadır. Bu üniteler görev-sorumlulukları tamamen bir-birinden ayrı olan 6 müsteşar yardımcısı tarafından yönetilmektedir. Bu kişilerin tümü müsteşara bağlı çalışmaktadır. Fakat her birinin görev ve sorumlulukları ayrıdır. Müsteşar yardımcılarının sorumluluk üstlendikleri üniteler bir-birinden bağımsız örgütlenip faaliyet yürütmektedirler. Çalışma, karar alma ve uygulamada bir-birlerinin işlerine karışmamaktadırlar. Sadece müsteşara karşı sorumluluk taşımaktadırlar.
Bu yapının altında ise ayrıntıları MİT şemasında yer alan örgütlenme ağının müsteşarlığa veya müsteşar yardımcılıklarına bağlı faaliyet yürüten üniteleri yer almaktadır. Kurumun yaygın örgütlenmesi esas olarak MİT bölge başkanlıkları üzerinden yükselmektedir. Her bölge başkanlığı adeta bir merkez gibi çalışmaktadır. Ajanlaştırma , ağ oluşturma, bilgi toplama ve operasyonel faaliyetlerde MİT bölge başkanlıkları hayati rol oynamaktadırlar. MİT’in esas faaliyetleri, Türkiye genelinde İstanbul, İzmir, Adana, Ankara, Diyarbakır gibi merkezlerdeki bölge başkanlıkları üzerinden yükselmektedir. Her bölge başkanlığı faaliyetlerinde Riyaset dedikleri merkeze karşı sorumludur. Talimatlarını buradan alır, raporlarını buraya sunarlar.
Bölge başkanlıklarına bağlı olarak 16 bölge daire başkanlığı örgütlendirilmiştir. Daire başkanlıkları, çalışmalarında bölge başkanlığına karşı sorumludurlar. Daire başkanlıklarına bağlı olarak ise büro biçiminde daha yerel birimler örgütlendirilmiştir. Böylece merkez, ona bağlı bölgeler, bölgelere bağlı 16 daire ve geri kalanı da büro müdürlükleri olmak üzere MİT toplam 30’a yakın merkezi ünite olarak örgütlenmiştir.
MİT örgütlenme konusunda Türkiye’deki idari yapılanmayı esas almamıştır. Şırnak il merkezi ve ilçeleri Cizre bölge daire başkanlığı üzerinden örgütlendirilmiştir. Muş ve ilçeleri büro olarak örgütlendirilmiş ve Tatvan bölge başkanlığına bağlı faaliyet yürütmektedir. Örgütlenmesinde benzer birçok örnek bulunmaktadır. Bu noktada daha çok iş yoğunluğu ve işlevsellik esas alınmıştır. Bölge başkanlığı kendi sorumluluğundaki iller-ilçeler, köylerde meslek memurları ve bunlara bağlı haber elemanları ile çalışma yürütmektedir. Bölge başkanlıklarının eleman sayısını da iş yoğunluğu ve işlevsellik belirlemektedir. MİT mensuplarının bölgelere göre dağılımı yaklaşık olarak şöyledir.
İstanbul’da genel personel sayısı daha önce 500-600 kişi iken mevcut durumda sayı 200 civarındadır. Ankara’nın genel personel sayısı 100 kişi civarındadır. İzmir’de 70 ile 100 arasıdır. Diyarbakır’da geçmişte 150 civarında olan personel sayısı mevcut durumda 70-80 kişidir. Adana 50-60 civarı, Hatay’da 50-60 MİT mensubu çalışmaktadır. Hatay’ın ilçesi olmasına rağmen İskenderun’da 20-30 MİT mensubu görev yapmaktadır. Adıyaman’da 20, Mardin 30, Cizre’de 40 MİT mensubu çalışmaktadır. Şırnak, Silopi ve Habur Bürosu Cizre’ye bağlıdır. Van ile Van’a bağlı Tatvan ve Muş müdürlüklerinde 40 kişi görev yapmaktadır. Hakkari’nin de bağlı olduğu Yüksekova’da 40-50 MİT mensubu çalışmaktadır. Ardahan, Doğubayazıt, Iğdır ve Ağrı Bölge müdürlükleri Kars’a bağlıdır. Burada toplam 100 MİT mensubu görev yapmaktadır. Serhat’ta daha çok Jandarma hakimdir. Erzurum’da 30-40 MİT mensubu çalışmaktadır. Dersim, Elazığ, Bingöl Bölge Müdürlükleri Malatya’ya bağlıdırlar. Buralarda 100 MİT mensubu çalışmaktadır. Antalya’da 50 MİT mensubu görev yapmaktadır. Alanya bürosu da buraya bağlıdır. Çanakkale, Eskişehir ve Ayvalık bölge müdürlükleri Bursa Bölge Daire Başkanlığına bağlıdırlar. Bu merkezde toplam 40-50 MİT mensubu çalışmaktadır.
Personel sayısı konusunda şehir merkezlerinde Emniyet istihbaratı, MİT’ten daha güçlüdür. Emniyet hem sayı hem de teknik donanım olarak öne çıkmaktadır. Köy ve kırsalda ise bu durum Jandarma istihbaratı lehine değişmektedir. Bu alanlar ağırlıklı olarak jandarma istihbaratının çalışma sahasıdırlar. MİT’in Türkiye genelinde yaklaşık 600-650 meslek memuru bulunmaktadır. Fakat bunlardan 200-250 kişi paralel yapı üyeliği suçlamasıyla tasfiye edilmiştir. Geriye kalanların bir kısmı yurt dışında Türk elçilikleri bünyesinde çalışmaktadırlar. Büyük çoğunluğu ise içerde görev yapmaktadır. Meslek memurları olarak tanımlanan MİT kadroları dışında MİT bünyesinde beş bin civarında idari ve teknik eleman da bulunmaktadır. Bunlar büro işleri, şoförlük, tercümanlık, uzmanlık gerektiren teknik işler vb. çalışmaları yürütmektedirler.
Bu piramit MİT sisteminde haber elemanları olarak adlandırılan ajanlar ve erken ihbar ağı ile kayıt dışı ajanlık yapanlarla tamamlanmaktadır. Haber elemanları devletin resmi memurları değildirler. Menfaat karşılığı ikna edilerek, ya da şantaj yoluyla çalıştırılan kişilerdir. MİT bir biçimde bu kişilerle ilişkilenince bunları 3 aydan 6 aya kadar gözlem sürecine tabi tutmaktadır. Gözlem sürecinde sonuç alıcı işler yapan kişileri sistemine dahil etmektedir. Kişinin ikamet ettiği il numarası ve kendi kimliğinin yerini alan bir numara verilerek, kayıt altına alınıp sisteme dahil edilmektedir. Ayrıca haber elemanı haline getirilen kişilere kod isim de verilmektedir. Fakat yazışmalar genel olarak il ve kişi numarası ile yapılmaktadır. MİT mensupları haber elemanları ile ilişkilerinde kesinlikle gerçek isimlerini kullanmamakta, kod isimle çalışmaktadırlar. Her haber elemanı yalnızca bağlı olduğu birimle çalışmakta, bu birimde belirlenmiş iki kişi ile görüşmelerini yapmaktadır. Topladığı bilgileri bu kişilere aktarmakta, talimatları bunlardan almaktadır.
Haber elemanının kimlik bilgileri bağlı çalıştığı ünitede saklanmaktadır. Tüm yazışmalar kod isim ve kendilerine verilen rakamlarla yapılmaktadır. Her haber elemanı topladığı bilgileri bağlı çalıştığı memurlarla paylaşmaktadır. Bir haber elemanının başkasını bilmemesi ve başkasının da onu tanımaması temel kuraldır. Bu kural aynı zamanda MİT’le çalışan haber elemanlarının devletin diğer istihbarat kurumları ile ilişkilenmemesi için de geçerlidir. MİT’e bağlı bir haber elemanı devletin diğer kurumları ile ilişkilendiğinde tüm ilişkileri kesilmektedir.
Her haber elemanı konumuna göre düzenli maaş ve ayrıca yaptığı işe göre para almaktadır. Kimi haber elemanlarının aldığı para miktarı meslek memurlarına yakındır. Haber elemanları aylık aldıkları para ya da ödül olarak kazandığı parayı makbuz karşılığında bağlı çalıştıkları meslek memurundan almaktadır. Her haber elemanı konumuna ve yaptığı işe göre ücret almaktadır. Kimileri aylık asgari ücret düzeyinde para alırken, aktif olanlar yılda yüz bin dolarları bulan paralar almaktadırlar.
Erken ihbar hattı ile tanımlanan ajanlar ise MİT sisteminde kayıtlı olmayan, kayıt edilecek ve düzenli çalışacak konumda olmayanları tanımlamaktadır. Bunlar zaman-zaman topladıkları bilgileri, ya da tesadüfen tanık olduklarını tanıdıkları MİT mensuplarına aktaran, evinde-işinde olan sıradan insanlardır. Ağırlıklı bölümü geçmişte ailesinden birileri MİT’e çalışmış olanlardır. Bunlar herhangi düzenli bir para almamaktadırlar. Yaptıkları iş oranında ücret almaktadırlar. Haber elemanı ve erken ihbar hattı ajanları konusunda kesin bir sayı vermek zordur. Her ajanın bağlı olduğu il ve kimliğini tanımlayan bir numarası bulunmaktadır. Fakat sisteme giren kişiler bir daha silinmediği için aktif olan-olmayan noktasında rakamlar yanıltıcı olmaktadır. Eldeki verilere göre Avrupa genelinde ağırlıklı olarak Almanya’da olmak üzere elli-altmış civarında haber elemanı bulunmaktadır. Bu durum Türkiye geneli için ise daha büyük rakamlara ulaşmaktadır.
MİT bünyesindeki her meslek memuru işe başladığından emekliliğine kadar, uzmanlaştığı aynı ünitede çalışmaktadır. Yapılan tayin-terfiler aynı ünite kapsamında olmaktadır. Bu durum zaman içinde kişilerin alanlarında daha da uzmanlaşmalarına ve hakimiyet sağlamalarına katkı sunmaktadır. Sıradan memurluktan yöneticiliğe geçişte ise 6 ile 8 ay süren yöneticilik eğitimine tabi tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu eğitimler kişinin çalıştığı bölüm kapsamındaki bir içeriğe sahiptir.
Her renge giren, her gittiği ortama ayak uyduran, mekana göre kalıp alan bu kişiler tüm uğraşlarına rağmen toplumda tutunamamış, toplum dışına savrulmuş, daha sonra devletin hizmetine girerek devrimcileri ve devrim faaliyetlerini ihbar etmeyi geçim kaynağı haline getirmişlerdir. Bu anlamda bu kişiler sömürgeci zülüm makinasının birer dişlisi-vidası haline geldikleri ve bu konumlarını sürdürdükleri oranda kabul görmüş, yaşama imkanı bulmuşlardır. Bu kötülüklerin sergilenmesinde kişiler ne yaparlarsa-yapsınlar onların konumu makinanın bir vidası olmaktan öteye değildir.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi