18 Ocak 2014 Cumartesi Saat 13:57
KCK Yerel Yönetimler Komitesi Üyesi Şiyar Amed, Kürt Özgürlük Hareketi’nin demokratik belediyecilik ve öz yönetim anlayışının halklara sunduğu potanın eşbaşkanlık modeliyle taçlanmasının sonuçları için “ütopya gerçeğe dönüşüyor dedi. Şiyar Amed, Yerel seçimlerin sadece yerelin seçimi olarak kalmayacağını, Türkiye siyasetinde bir dönüm noktası olacağını genel seçimlerden daha önemli sonuçlar çıkaracağını belirtti.
Radikal demokrasi ve öz yönetim anlayışını, 2014 yerel seçimlerini ANF’ye değerlendiren Koma Civakên Kurdistan (KCK) Yerel Yönetimler Komitesi Üyesi Şiyar Amed, Eşbaşkanlık sisteminin Türkiye siyasetinde ve yerel yönetimlerde devrim niteliği taşıyan yeni bir model olduğunu söyledi. Amed, HDP’nin bu seçimlerde başarı şansının yüksek olduğunu söyleyerek sisteme karşı gerçek anlamda halkları temsil eden bir alternatifin ortaya çıkmasının önemli olduğunu kaydetti. 30 Mart seçimlerine gidilirken yeniden oluşturulmak istenen güç dengelerine ilişkin, “Cemaat ve AKP arasındaki ittifakın dağılması Türkiye açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır diyen Amed, Kürtlerin ve demokratik çevrelerin 30 Mart seçimleri için seferberlik ruhuyla çalışması gerektiğini vurguladı.
Yerel seçimlere kısa bir süre kala Türkiye’de siyasi dengelerin alt-üst oluşunu değerlendiren KCK Yerel Yönetimler Komitesi Üyesi Şiyar Amed, yaşanan siyasi tabloya bakıldığında yerel seçimlerin sağlıklı bir ortamda yapılamayacağını söyledi. Amed, “Baskılar, komplolar, hileler ortamında demokratik bir seçimden bahsedilemez. ‘Sistem içi güçler çatışıyor, dolayısıyla bu da demokrasi güçlerinin yararınadır’ biçiminde determinist bir sonuç çıkarmak yanıltıcı olabilir dedi. Real siyaset açısından AKP’nin kan kaybettiğini fakat Cemaat cephesinin de kan kaybettiğini belirten Amed, hem teşhir olduklarını hem de ciddi anlamda itibar kaybına uğradıklarını kaydetti. “Kim kazanıyor? sorusuna CHP, MHP gibi partilerin pragmatist bir yanıt oluşturarak kendilerine pay çıkarabileceklerini tepki oylarına oynayacaklarını vurgulayan Amed, şunların altını çizdi: “Fakat demokrasi güçleri darbeci-komplocu, kirli ve faydacı cepheleşmelerin bir biriyle çatışmasının kendiliğinden demokrasi doğurmayacağını bilmek ve hepsine karşı tavır alarak, üçüncü bir çizgi olarak demokrasi cephesini geliştirmek zorundadır.
DÖNÜM NOKTASI
Yerel seçimlerin sadece yerelin seçimi olarak kalmayacağını, Türkiye siyasetinde bir dönüm noktası olacağını, genel seçimlerden daha önemli sonuçlar ortaya çıkaracağını söyleyen Şiyar Amed, bunun iki sebebini şöyle ifade etti:
* Siyasal süreç
* Demokrasi güçleri açısından yerel seçimlerin taşıdığı anlam.
Siyasal sürecin Türkiye’yi keskin bir noktaya getirdiğini Öcalan’ın belirttiği ‘araf’ta olma durumunun ne yönde aşılacağı konusunda yerel seçim sonuçlarının önemli düzeyde etkide bulunacağını belirten Amed, “Demokrasi güçleri açısından, genel seçimler öz itibariyle parlamenter sistemi beslemeye yararken yerel seçimler demokratik sistem için büyük bir dayanak olmaktadır. Buradan bakınca yerel seçimleri genel seçimlerden çok daha fazla önemsemek gerektiği anlaşılacaktır dedi.
İSTANBUL’UN ÖNEMİ
CHP’nin bu süreci doğru okumadığını yarın dönüp CHP’yi de vurabilecek bir yapılanmadan medet umduğunu yanlış hesap içine girdiğini kaydeden Amed, klasik CHP çizgisinin darbeci geleneği dışlamadığın hatırlatarak, şunları söyledi: “Cemaat ile dirsek teması bir yönüyle de seçim ittifakını kapsamına almıştır. Özellikle İstanbul üzerindeki kavgada cemaatin, CHP adayını destekleme eğilimi medya üzerinden rahatlıkla okunmaktadır. Bu aynı zamanda bir şantaj politikasıdır. Erdoğan ile belli bir uzlaşmaya varmaları da ihtimal dışı değildir. CHP demokrasi güçlerinin safında yer alabilecek kadar bir dönüşümü yaşamış olsaydı şimdi durum daha farklı olabilirdi fakat durum ortadadır. İstanbul’da ve Türkiye’de yeni olan bir şey varsa o da HDP’dir. HDP’ye demokrasi güçlerinin vereceği destek ve oylar seçimin rengini belirlemede önemli bir rol oynayacaktır.
HDP İLK SEÇİMDE İDDİALI
Türkiye halklarının ve demokrasi güçlerinin ortak partisinin HDP olduğunu söyleyen Şiyar Amed, HDP’nin ilk seçimi olduğu halde oldukça iddialı olduğuna işaret ederek, şunları ekledi: “CHP’nin halkçılık, solculuk veya sosyal demokratlık cilası çoktan dökülmüş, 1930’lara ait yüzü iyice açığa çıkmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde küresel güçlerin CHP ile işi kalmamış, AKP alternatifsiz hale getirilmiştir. CHP yedekliğinde iki partili bir sistem kurmayı umanlar da istediği sonuca ulaşmamıştır. Şimdi ise AKP demagoji yöntemiyle geçmişte olduğu kadar topluma umut vaat edemiyor. Alternatifsizlik AKP’yi güçlendiriyordu. Fakat bugün HDP alternatif olma iddiasını taşımaktadır. Bu iddiasını her düzeyde başarıya taşırabilecek demokratik siyaset çizgisine ve güçlü argümanlara sahiptir. Gerçek bir alternatif ortaya çıkmıştır. Yeterli çalışmayla başarılı olmaması için hiçbir sebep bulunmuyor.
SEÇİM ÇALIŞMALARI BELEDİYELERİ KAZANMAK KADAR ÖNEMLİ
HDP’nin yürüteceği seçim çalışmalarının belediyeleri kazanmak kadar önemli olduğunu vurgulayan Amed, şöyle izah etti: “Radikal demokrasi uygulaması açısından HDP önemli bir fırsat yakalamıştır ve bu fırsat tüm Türkiye halklarının, inançların, kültürlerin, ezilenlerin, emekçilerin, ötekileştirilenlerin, dışlananların fırsatıdır. HDP için başarı ölçütü belediye kazanıp kazanmamak değil, seçim sürecini bir propaganda, örgütlenme ve eğitim seferberliğine dönüştürerek toplumda yaratacağı demokratik bilinç ve ruh düzeyidir. Bu demokratik çalışma seferberliği belediyeleri kazanma şansını da artıracak ve birçok yerde sonuç alabilecektir.
BU SEÇİMLERDE STATÜYE OY VERİLECEK
KCK Yerel Yönetimler Komitesi Üyesi Şiyar Amed, bu yerel seçimlerin neden daha fazla önemli olduğunu şu argümanlarla dile getirdi: “Siyasal çözüm sürecini onaylamak halkların, tüm toplumsal farklılıkların kimliğine ve statüsüne oy vermek için sandık başına gidilecektir.
Elbette demokratik koşullarda seçimlere gidilmediğini seçimlere yine hile karıştırılır, baskı ve engellemeler olursa bir meşruiyetinin kalmayacağını kaydeden Şiyar Amed, 2009 yerel seçimlerini hatırlattı: “Bingöl, Ağrı, Muş gibi birçok ilde DTP kazandığı halde son anlarda yapılan hukuksuz müdahaleler ve hilelerle elinden alındığı bilinmektedir.
Tüm demokrasi güçlerinin daha iyi örgütlenerek her türlü hile ve oyuna karşı tedbirini alması gerektiğini dile getiren Amed, “Komplolar, baskılar, hileler hesaba katıldığında seçim demek her şey demek değildir. Fakat seçimlerin kazanılması için de demokrasi güçleri her şeyini ortaya koymalıdır. Çünkü hem genel siyasi sonuçları olacak, hem de halk demokrasisi en iyi şekilde yerel yönetimlerde tesis edilebileceği için bu seçimlerdeki başarı düzeyi öncekini ikiye katlamayı hedeflemelidir dedi.
SEFERBERLİK VE BİRLİK RUHU
Bu hedefe ulaşmak için ulusal seferberlik ve birlik ruhuyla çalışılması gerektiğini belirten Şiyar Amed, “Avantajlar eskisinden daha fazladır. Dolayısıyla başarılı sonuçlar alınabilir. Bu başarı 2009 seçimleri ardından başlatılan siyasi soykırım operasyonlarına da iyi bir yanıt olacak siyasi soykırım operasyonlarını tüm sonuçlarıyla birlikte sandığa gömecek, zindanların boşalması için kapıları açtıracaktır diye konuştu.
Kürt halkı ve tüm demokrasi güçlerinin yerel seçimler üzerinden geliştirilmek istenen hesapları bozmak için başarılı sonuca odaklanmasının önemine dikkat çeken Amed, şöyle devam etti: “Aksi durumda darbeci-komplocu ve statükocu güçler Kürt halkı ve demokrasi güçleri üzerine inkârla, imhayla, soykırım politikalarıyla gitme yönünde bir cesaret kazanacaktır. Bu nedenle çözümden, demokrasiden, barıştan yana olan herkes bu seçimlerde demokrasi güçlerinin, BDP ve HDP’nin en yüksek başarı düzeyini yakalaması için kendini 60 günlüğüne seçime kilitlemelidir. Her birey 60 gününü ve imkanlarını seferber ettiğinde sonuç çözüm iradesinin zaferi anlamına gelecektir.
BELEDİYE DEMEK ÖZ YÖNETİM ORGANLARI DEMEKTİR
Şiyar Amed, demokratik yerel yönetimcilik konusundaki görüşlerini şöyle ifade etti: “’Beledi’ yerel demektir. Her yerel olan doğal olarak demokratiktir denilemez fakat demokrasiye yatkındır. Önceleri halkın öz yönetim organları olan belediyeler devletin ve devletçi partilerin eline geçmiş ve demokratik olma niteliklerini yitirmişlerdir. Klasik belediyecilik denilen olgu, devletin izdüşümü olan bir yerel yönetim anlayışını sergilemek anlamına geliyor. Demokrasi güçlerinin belediyecilik anlayışı klasik belediyecilik karşısında kesin farklılıklar taşır bu farklılık paradigma düzeyindedir, köklüdür.
Şiyar Amed, klasik belediyecilik ile demokratik belediyecilik arasındaki farkı ise şu şekilde değerlendirdi:
* Klasik belediyecilik ‘yönetmeyi’, demokratik belediyecilik ise ‘öz yönetimi’ esas alır. Yani birinde halkın yönetilmesi söz konusuyken diğerinde ise halkın kendi kendini yönetmesi temel ilkedir.
* Klasik belediyecilik ‘sorunları çözmeyi’ demokratik belediyecilik ise ‘sorunları ortadan kaldırmayı’ esas alır.
Devlet yasalarının öz yönetim hakkını tanımayan, antidemokratik nitelikleri olduğunu anımsatan Şiyar Amed, meşru zeminin altını çizdi: “Sınırlamalarına rağmen yasal sınırlara takılmadan meşru zeminde halk meclisleri, komün ve kooperatif örgütlenmelerine bağlanan belediyeler demokratik mekanizmalara kavuşturulabilir. Seçilen temsilciler halk meclislerinin kararlarını uygulamaktan sorumlu olmalıdır, bunun ötesine geçen yetkiler antidemokratiktir. Halk meclisleri geri çekme ilkesi gereği görevini yapmayan veya aşanları görevsizleştirme hakkına sahiptir.
ROJAVA DEVRİMİ EN BÜYÜK DESTEKTİR
Belediyelerde demokratik dönüşümünden belediyeler kendilerine bağlı meclis, komün ve kooperatif kursun veya kurulmuş olanları kendilerine bağlasınlar anlamı çıkarılmamasını kaydeden Şiyar Amed, “Tam tersine belediyeler böylesi demokratik halk örgütlenmelerine bağlanmalıdır dedi. Bu konuda Rojava Devrimi’nin büyük dersler sunduğuna dikkat çeken Amed, ekledi: “Rojava’da 200 civarında belediye olduğu halde devletçi tarzda ‘el koyma’ mantığıyla yaklaşılmamış belediye yönetimlerine müdahale edilmemiş, Kürt, Arap, Mesihi, Süryani kimliğini taşıyan belediyelerde demokratik dönüşüm esas alınmıştır. Eğitim, toplantı, tartışma, ikna yöntemleriyle yaklaşılmış, Suriye rejiminden devralınan yapısal sorunların demokratik bilinçlenme ile aşılması hedeflenmiştir.
Türkiye ve kuzey Kürdistan’da mevcut realiteye bakıldığında zihniyette köklü dönüşüm ve bunun yerel yönetim anlayışına uygulanmasının tam anlamıyla başarılamadığını kabul eden KCK Yerel Yönetimler Komitesi Üyesi Şiyar Amed, bu seçimlerle birlikte daha köklü tedbirler geliştirerek halkın şikayetine konu olan tüm yetmezliklerin, halkın katılımıyla aşılması gerektiğini kaydetti.
MECLİS ÜYELİĞİNİN DE ÖNEMLİ ROLÜ VAR
Belediyelerle birlikte İl Genel Meclislerinin de halkın hizmetinde önemli bir rol oynadığını belirten Amed, “Valiliklerin insafına kalan adaletsiz, eşitsiz ve iktidara endekslenmiş politikaların deşifre edilmesi ve aşılmasında kilit önemdedir. Dolayısıyla İl Genel Meclislerinin hem kazanılması hem de doğru işletilmesi gerekir.
EŞBAŞKANLIK DEVRİMSEL BİR HAMLEDİR
Kürdistan’da üç dönemdir yaşanan belediye deneyiminde kadın belediyeciliğinin önemli bir aşama kaydettiğini hatırlatan Şiyar Amed, erkek egemen zihniyetin ve devletin çizdiği sınırların sürekli zorlanıp aşılmaya çalışıldığını söyledi. “Eşbaşkanlık öncelikle erkek egemen kültür ve baskısı karşısında bir tedbirdir ve demokratik kültürün yönetsel formudur diyen Şiyar Amed, bu nedenle eşbaşkanlık sisteminin tüm yerellerde uygulanmaya başlanmasının kadın ve toplum açısından devrimsel bir hamle olduğunu vurguladı. Bunun bir iktidar ve yetki paylaşımının ötesinde bir model olduğunun altını çizen Amed, “Demokratik ortaklaşma, demokratik zihniyet, kadın ve erkeğin kolektif yönetiminden bahsetmek daha yerinde olur şeklinde konuştu.
EŞBAŞKANLIKTA BİRİ RESMİ OLMAYAN BAŞKAN YANILGISINA DÜŞÜLMEMELİ
Şiyar Amed, eşbaşkanlığın ayrıca ‘Kişiye endeksli başkan’ nosyonu ve onun etrafında gelişen merkezileşmeye karşı önemli bir tedbir olduğuna işaret etti. Amed, şunları söyledi: “Eşbaşkanlık, meclisin de daha işlevli olmasını sağlayacaktır. Eşbaşkanlar temsil ve koordinasyon rolünü üstlenirken meclise karşı sorumlu olacak, meclisi aşan yetkilere sahip olmadığı gibi tüm politikalarda kadın bakışının gündemleşmesini sağlayacaktır. Yasa gereği bir kişinin resmi başkan olmasının hiçbir önemi yoktur. Esas alınamaz. Bunu yeterince kavramayanlar ‘resmi olanı başkan, diğeri eşbaşkan olacakmış’ gibi yaklaşarak özünden uzaklaştırmaya, içini boşaltmaya çalışmaktadır. Bu tür yaklaşımlar gayrı ciddi olduğu gibi tehlikelidir. Demokratik bir modeli çarpıtarak iktidarcılığa oynayan bir yönü vardır ve bununla mücadele edilip düzeltilmelidir. Eşbaşkanlık modeli yerellerde de uygulanmaya başlandığı için Türkiye siyasetinde ve toplumda demokratik dönüşüme ivme kazandıracaktır.
KADININ VE TÜM TOPLUMUN BAYRAMI
Demokrasi güçlerinin seçimi kazandığı her yerin birer kadın kenti olacağını bu anlayış kendini tüm sisteme taşıdığında ortaya çıkacak sonucun, kadının ve tüm toplumun bayramı anlamına geleceğini vurgulayan Şiyar Amed, şöyle açıkladı: “Şiddetin, cinsiyetçiliğin, milliyetçiliğin ve devletçi uygulamaların her türlüsüne karşı radikal demokrasinin kaleleri kurulmuş olacaktır. Kadın kentleri demokratik, ekolojik ölçülerin ve kadın özgürlüğünün hakim olduğu yaşam alanları haline gelecektir. Bu düşünce bir zamanlar ütopya olarak görülürdü ama şimdi gerçeğe dönüşüyor. Ortadoğu halkları ve tüm insanlık için kadın kentleri yeni bir model olmaya adaydır. 2014 yerel seçimlerini böylesi müjdeli yaklaşımlarla ele almak, gerekli moral ve motivasyonu yaratmaya yetmektedir. Gerisi aşkla çalışmaya kalıyor. Çekdar Botan/Diren Roj /ANF
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info