Kürtler için birliğin dört parça Kürdistan’da ne kadar önemli olduğu açık. Tüm Kürtler için bir yara olan bu parçalı duruş halk olarak çok kritik bir süreçten geçilirken Kürt halkının mücadelesinin önünde belirgin bir engel oluşturuyor. Bunun da ötesinde her geçen gün daha tehlikeli gelişmelerin açığa çıkmasının zemini de olabiliyor. Kürt Halk Önderi sayın Öcalan’ın ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde Başur eksenli olsa da mesajının büyük bir kısmını birliğe ve onun önemine ayırması bize bu konuda herkesin sorumlu davranması gerektiğini hatırlatıyor.
Bu çerçevede Rojava Özerk yönetiminin bir süredir Kürtler arası birlik için inisiyatif alıp önce çağrılarla, sonra da toplantılarla bir çalışma yürüttüğü biliniyor. Özerk yönetimin içinde PYD ile birlikte yer alan tüm partilerin bu girişime destek vermesi ve bu çalışmanın olumlu sonuç alması için sürece dahil olması Rojava özerk yönetiminin birlik girişimine tüm tarafların katılmasını sağlamak istediğini gösteriyor. Yine her fırsatta basına ve halka bu konuda bilgi vererek bu sürecin şeffaf ilerlemesi sağlanıyor.
Bir taraftaki gelişmeler bu şekildeyken diğer tarafta olan ENKS’nin sürece olabildiğine gayrı ciddi yaklaştığını söylemek yanlış olmaz. Tüm dünyaya ilham veren Rojava devriminin 9 yıllık kora kor mücadele sürecinde ENKS’nin nasıl bir pratik sergilediği biliniyor. Hewler Antlaşması ve Duhok uzlaşmasının ardından bu birliktelikleri sürekli sekteye uğrattığı biliniyor. Öte yandan Rojava’ nın hem DAİŞ çetelerine hem de işgalcilere karşı verilen ölüm kalım savaşında buna katılmak şurada kalsın bu destansı mücadeleyi karalaması akıllardan çıkmış değil. Bu açıdan geçmişe takılmak ne kadar doğru değilse bile olmamış gibi düşünmek güncel gelişmeleri anlamamaya yol açar.
Bugün de ENKS’ nin Rojava’ nın geleceği için yaşamsal olan görüşmelerde zorlayıcı talepleri bu sürecin gelişimini sancılı kılıyor. İlk olarak bu birlik görüşmelerini bir tür iktidar paylaşımı alanına çevirmek birlik esprisine ters bir yaklaşımdır. Roj Peşmergeleri olarak bilinen ve de ne pratiği ne de kime hizmet edeceği belli olmayan grupları alternatif askeri güç olarak Rojavaya taşımaya çalışmak en basitinden gafilliktir. Bunun halkımıza bir şey kazandırmayacağı da açıktır. Öte yandan Rojavaya Başur Federal Bölgesi gibi ikili bir yapıyı önermek gerçekçi olmadığı gibi birlik ruhuna da aykırıdır. Başur halkı yönetimi bu ikili durumundan zarar görmektedir. Hal böyle iken Rojavaya aynı şeyi önermenin mantıklı bir yanı yoktur. ENKS’nin bu sürece kendini iktidar odağı haline getirmek amacıyla yaklaşması baştan eleştirilmesi gereken bir tutumdur.
Yine bu süreçte ENKS’nin Rojava Özerk Yönetimine yaklaşımı ve birlik görüşmelerini yürüten iradeyi sorgulaması bu sürecin sağlıklı yürümesini engeller. Oysa ENKS’nin Özerk Yönetimin temsilcileri arasına ayrım koyduğu biliniyor. Tıpkı sömürgeci T.C devletinin geçmişte uyguladığı psikolojik savaş haberlerinde Özgürlük Hareketinin Yönetiminde yer alanlar için “Şahin-Güvercin” sıfatları kullanması gibi ENKS de Özerk Yönetimin temsilcileri için birlik yanlısı bazıları içinse sekter, dar gibi tespitler yapması ve bu değerlendirmeleri kamuoyuna yansıtması akıl alır bir duruş değildir. Özerk Yönetim ve içinde yer alan tüm bileşenler kararlarını demokratik mekanizmalarla alıp bu doğrultuda pratiğe geçerler. Buna karşı Yönetim içerisinde yapay zıtlıklar icat etmeye çalışmak iyi niyetli bir yaklaşım değildir.
Yine ENKS’nin bir yandan bu görüşmeler sürerken öte yandan dış güçlere bu görüşmelere dair izahı mümkün olmayan sorular yönelttiği söyleniyor. Amerika temsilcisine sizce bu görüşmeler ne kadar önemli, nasıl davranmamız lazım tarzı fikir danışmak ya da Rus temsilcilerine toplantıda yaşananları yorumlatmak ne ile açıklanabilir. ENKS içinde yer alan tüm partileri aynılaştırmak doğru olmamakla birlikte bazılarının politika yapmayı yabancı devletlerin politikalarına eklemlenme olarak anlaması çok derin bir yanılgıyı gösteriyor. Diplomatik faaliyetler kendi yapacaklarını belirlemede temel kaynak olamaz. Bunun neye götüreceği de biliniyor. Dönemsel olarak bazı ülkeler birlik girişimlerine destek verebilir. Fakat yüzyıllardır Kürtlerin parçalı kalmasında dış güçlerin etkisi açıktır. Bunu görmezden gelerek politika yapmak sonuç alıcı olmaz.
ENKS içinde yer alıp bu çalışmalar başarıya ulaşmasın diye elinden gelen her şeyi yapan bazı kişiler de var. Bunların faaliyetleri hem güven bunalımına hem de çelişkilerin derinleşmesine neden oluyor. İbrahim Biro, Kamuran Haco, Sıleyman Oso ve Abdülhakim Beşar gibi şahsiyetlerin bu tutumları da geçmiş pratikleri de herkes tarafından biliniyor. Birlik anlaşmasının başarıya ulaşmaması için ellerinden gelen her şeyi yapmaları insanda farklı soruların doğmasına da yol açıyor. Bu kişiler Kürtlerin ciddi bir güç olmasını eğer kendi konumları sarsılacaksa hiçbir şekilde istemezler. Bu yaklaşımın ulusal bakış açısıyla bir ilgisi yoktur. ENKS içindeki çoğunluğun da bu kişilerden ve faaliyetlerinden rahatsız olduğu söyleniyor. Birlik anlaşmasına inanan ve bunun Kürt halkı için değerini kavrayan herkesin ve özellikle de ENKS Yönetiminde yer alan sağduyulu kişilerin sabote girişimlerine set çekmesi gerekiyor.
Öte yandan bu girişimlerden çok rahatsız olan soykırımcı T.C devletinin boş durmadığı görülüyor. ENKS’yi ulusal birlikten uzaklaştırmak için Suriye muhalefetini kullanıyor. Suriye Ulusal Muhalefet Koalisyonunun Bağımsız Kürt Birliği gibi menşei belli olan (MİT yapılanması) bir oluşumu ENKS’den bağımsız olarak Koalisyona davet etmesi açık bir MİT hamlesidir. Bu şekilde yapılacak uluslararası toplantılara ENKS’nin katılımını zorlaştırmak hedefleniyor. Aslında Türk devletinin birlik çalışmalarından bu kadar rahatsız olması bu girişimin ne kadar değerli olduğunu da gösteriyor.
Tüm bunlar Rojava’da birlik çalışmalarının ne kadar zorlu engelleri geçmesi gerektiğini göstermektedir. Fakat tüm bu sorunlar zaten Kürtlerin ulusal birliğinden korkan güçlerin doğrudan ya da dolaylı müdahalelerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle hiçbir engelleme girişimine taviz vermemek ve Önder Öcalan’ın dediği gibi 21. YY ‘da Kürt halkının varlığını garanti altına almak için ulusal birliği temel çalışma görmek doğru olandır.
Yasin Kılıçkaya
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi