24 Ocak 2018 Çarşamba Saat 09:22
Yine
Ernest Satow´a göre bağımsız devletlerin hükümetleri arasındaki resmi
ilişkilere zeka ve taktik uygulamasıdır. Ambrose Bierce´e göre ülkesi için
yurtsever yalan söyleme sanatıdır. Keith Hamilton´a göre siyasi birimler, bu birimleri yönetenler ve
ajanları arasındaki ilişkilerin barışçıl yönetimidir. Albert de Broglie´e göre
devletlerarası ilişkilerde sadece gücün hakim olmasını önlemek için
medeniyetin yarattığı en iyi şeydir. Edmund Burke´a göre uluslararası ilişkilerde ve müzakerelerde
maharet ve yetenektir. Lester B.Pearson´a göre savaşın başka vasıtalarla
sürmesidir. Harold Nicolson´ a göre bağımsız devletler arasındaki ilişkilerin
müzakereler yoluyla yönetilmesidir. Charles de Martens´e göre müzakere bilimi veya sanatıdır. Efraim Halevy
için ise mümkün kılma sanatıdır. Kabul gören yaygın bir görüşte ´´ askeri güç olmadan uygulanan diplomasi,
enstrüman olmadan yapılan müziğe
benzer´´ denir. Bu alıntılar ışığında diplomasi ile ilgili düşünce
üretirken gözönünde bulunduracağımız kritik noktaları sıralayalım : – Diplomasi
, yönetimsel birimleri oluşmuş bağımsız , geniş topluluklar adına yürütülen bir
faaliyettir.
– Adına faaliyet yürütülen topluluk bir
anda tarif edilmiş tesadüfi bir birlik değildir. Tarihsel arka planı güçlü ,
ortak değerler etrafında kalıcı bağlarla
bağlı , ortak fayda ve ortak gelecek konusunda azami mutakabatı olan halk,ulus
veya devlet gibi güçlü ve tanımlanmış topluluklardan bahsediyoruz.
– Kitlesel olarak yürütülen bir çalışma
değil , temsiliyet esasına dayalı bir faaliyettir. Dolayısıyla temsil iddası
olanların temsil edilen topluluğu tüm yönleriyle karşılayabiliyor olması
gerekmektedir . Topluluğun bir özeti durumunda olamayanların diplomatik çalışma
yürütmesi sakıncalı ve hatta felakettir.
-Temsiliyet aynı zamanda ayırt edici
maharetlerle desteklenmelidir. Diplomatik alan fark yaratan yetenekleri
olanlarca yürütüldüğünde olağanüstü artılar elde edilebilecek bir alandır.
Yeteneğin , değerler , özgüven ve inançla buluştuğu yerdir diplomasi . Tarihte
pekçok siyasi süreç , özellikle de savaş sonrası düzen oluşturma dönemleri
diplomasisi öne çıkmış parlak şahsiyetlerin adıyla anılır. Örneğin
´´insan ruhu ölümsüzdür . Ölümünden sonra ahiret hayatı var, orada
pekçok şeyi düzeltme şansına sahiptir. Ancak devletler bu dünyaya ait ölümlü
varlıklardır dolayısıyla tek bir hayatları var bu yüzden yanlış
yapamazlar´´mealindeki sözlerin sahibi fransanın kızıl kardinali kardinal
Richelieu Vestfalya öncesi döneme ve
hernekadar görememişse de vestfalya düzenine damgasını vurmuştur. Din adamı
olarak yetişmesine rağmen devlet idaresinde reelpolitiğin teorisyeni ve pratisyeni
olmuştur. Devlet çıkarı (raison d etat ) kavramı onunla şekillenen ve günümüzde
uluslararası ilişkilerin üzerinde inşa edildiği temel kavramdır. Aynı şekilde
metternich , churchill , wilson,molotov
gibi iz bırakan kişilerle birlikte kürtlerde de yakın döneme damgasını
vurmuş mam celal talabani sayabileceğimiz yeteneklerdendir.
– Adına diplomatik faaliyet yürütülen
topluluğun , özgün kurumları olan , ortak karar mekanizmaları
işleyen ve en önemlisi de öz savunma kabiliyeti gelişmiş olmalıdır. Caydırıcı gücü olmayan topluluklar
, ilişkilerinde dostlarına güven veremeyecekleri gibi düşmanlarına da ne kadar
kolay lokma olduklarını göstererek varlıklarını tehlikeye atarlar. –
Diplomasinin temel enstrümanı müzakeredir.
´´ Müzakere, birbirinden birtakım şeyler
elde etmek isteyen kişilerin, kurumların, devletlerin , diğer tarafı ikna etmek
ve etkilemek suretiyle,kendi istekleri gibi düşünmelerini ve taleplerini kabul
etmelerini sağlamaya odaklanan bilgi ve hüner sergiledikleri bir iletişim ve
karar verme sürecidir. Müzakere bütün alternatif uyuşmazlık çözümü yollarının temelini oluşturur. Müzakerelere
katılan hakem, arabulucu ya da tarafsız
ön değerlendirmeci çözüm yolunun niteliğini
belirler. Müzakere edebilmek için en az iki taraf gerekir. Müzakerenin tarafları
gerçek ve tüzel kişiler , gruplar, devletler
olabilir. Müzakerenin esaslı unsurları ise diğer tarafı etkilemek ve
ikna etmektir. Bunun için bilinçli ya da bilinçsiz duygusal veya hesaplanmış
birçok iletişim yöntemi kullanılır. Tarafların birbirlerini etkileyen
menfaatleri ve ihtiyaçları vardır. Tarafların menfaat ve ihtiyaçlarının
kesişmesinin yarattığı sorunları çözüme kavuşturmak için müzakere etmeye
ihtiyaçları vardır. Müzakere karşılıklı etkileşim ve bilgi alışverişi
nedeniyle, dinamik bir süreçtir. Müzakere tarafları, ikna çabalarının sonunda
kendi isteklerine en yakın uzlaşmaya varmayı amaçlarlar. Müzakere, tarafların
gönüllü olarak katıldığı bir süreçtir ve başarılı olması için gerçek bir çaba
gerektirir . ´´
– Diplomasi sahası çok bileşenli çoğulcu
bir ortamdır. Dolayısıyla iletişim , ilişki
oluşmuş veya kabul görmüş bir düzen çerçevesinde başlar ve süreç
içerisinde yeni bir düzen kurmaya veya mevcut düzeni geliştirmeye doğru
evrilir. Demek ki diplomasi sahası
kabullenmeyle başlanan ancak
kabullendirebilme kabiliyetiyle
yön verilebilecek bir alandır. Burda önceden ne olduğunu bilmeyenlere ve
nereye yol aldığının farkında olmayanlara yer yoktur. Biraz iddialıca bir
tesbitle sovyetlerin çöküşü diplomasiyle başladı ve onunla nihayete vardı diyebiliriz. Yönlendirilemeyen perspektifsiz
ilişkilerde kabiliyet eksikliği ve dogmatik körlük varsa bir anda kendini
bambaşka bir yolda yürürken görmek işten bile değildir.
– Diplomasi sanat olarak tanımlanabilecek
kadar subjektif bir o kadarda bilim olarak açıklanabilecek kadar objektif bir
alandır. Bireysel yetenekler ve kişisel tarz ustalıkla icra edildiğinde bir
sanatçı yaratımı şeklinde yürütülür. Oturmuş köklü kurumlar ve ideallerce
belirlenmiş hedefler doğrultusunda yürütülen sistematik çalışmalar , oldukça iyi
hesaplanmış olasılık ve risk analizleri ve muhattaplar hakkında varılan
hakikate en yakın yargılar ise bilimsel yanını ortaya koyar.
– Ulusların zaman içinde oluşmuş diplomatik
tecrübe birikimleri özgün bir diplomasi geleneği oluşturur. Sürdürülebilir bir
geleneğe sahip olmak bir avantajdır. Ancak biz kürtler gibi olumsuz bir
geçmişte şekillenen geleneğe sahip toplumlar kısa sürede çarpıcı ve sonuç alıcı
bir tarz oluşturma zorunluluğuyla karşı karşıyadırlar. Napolyonun ünlü
deyişindeki gibi ´´benden öncesi yoktur, benden sonrakiler benim adımla
anılacaklardır´´diyebilecek cürrette ve gelenek kurucu nitelikte bir diplomasi
kadrosu ihtiyacımız vardır.
– Diplomasi sahası doktriner bir alandır. İdeolojik
perspektif olmaksızın yol alınamaz.
Ulusal çıkarları savunmak bir anlayış kılavuzluğu gerektirir. İdeolojisi
, idealleri , inancı olmayan kişi, ulusun çıkarları konusunda düşünce üretemez.
İttifaklar ve ilişkiler statejisi geliştiremez . Yakın
dönemde kürtlerin yeryüzünde kabul edilmiş tek dejure yönetimi olan güney
kürdistan hükümetinin düştüğü ve halkımızı düşürdüğü durum bunun en acı
tecrübesidir. Yine kuzey kürdistanda belediyeciliğimizin hali aynı kategoride
değerlendirilebilir. Olumlu bir örnek olarak ise kuzey suriye federasyonu ve
rojava daki durum görülmelidir. ideolojik perspektiften yoksunluk ile ideolojik
olarak donanmışlık arasındaki muazzam fark bizim öznelimizde ak ve kara gibi
farklılıklar yaratmıştır.
– Diplomasi sadece bir prezantasyon ve pr
alanı değildir . Diplomasi bir mücadele alanıdır. Devrimci diplomasi devrimci
savaştan ilhamını alır. Taktikleri ve örgütlenme biçimi devrimin ruhuna uygun
olmalıdır. Zafer bu alanda verilen mücadelenin mutlak bir sonucu olmalıdır. Nasılki silah kullanamayan
savaşamazsa söz söyleyemeyen de müzakere yürütemez . Retorikte ustalık mayında
ustalık kadar etkili olmalıdır. Muhattabının kendisinden üstün olduğuna ikna
olmuş , muhattabına içten içe öykünen ve değerlerini savunamayacak halde zihni
berraklıktan uzaklaşmış olanlar müzakere yürütemez.
– Toplumların varlıklarını sürdürebilmesi
,ne kadar saygın ve saygıdeğer bireylerden oluştuklarına değil ne kadar
mücadele edebildiklerine , ne kadar ortak değerler yaratabildiklerine ve diğer
topluluklarla ne kadar uyum oluşturabildiklerine bağlıdır. Darwinizme kaçmadan
şunu belirtelim ki uluslar arası ilişkiler bir yerde güçlünün düzen kurduğu bir
alandır. burada mutlak bir uzlaşı ve uyum yoktur. dolayısıyla hedef süt liman
bir dünya değil mücadele kriterleri ve mücadele araçları çoğulculuğa zarar
vermeyecek ve zayıfın ezilmeyeceği bir şekle dönüştürülmesidir . Örneğin
nükleer silahlanma yarışı değil açlıkla mücadele yarışıdır istenilen . Kendi öz
değerlerini diğer uluslarla ortaklaştırabildiği oranda geleceğin
şekillenmesinde söz sahibi olunabilir. Bu da etkin ve yetkin mücadele ile olur.
– Başkalarının senin dertlerinle
kederlenmesini sağlamak , senin başkalarının dertlerini paylaşmanla mümkün
olur. – Verebilecek birşeyi olmayan hep almak isteyen dilenci gibi avuçlarını
açarak masaya oturanlar diplomasi değil dilencilik yapabilir. Osman baydemir in
bir konuşmasında bahsettiği amed deki bir türlü büyümeyen yetimlerin nenesi ,
neno teyze gibi ´´neno yetim sahibidir. nenoya yardım ´´ diyerek dolaşmak
Kürdistan ın asil halkının tarzı olamaz. Kürdistan halkına yardım sizi de
yüceltir , bu soylu halkın elinden tutma
onuru yanında kazanacağınız şunlar da vardır diyebilmek önemlidir.
–
Bir kürt siyasetçisi on bin dolarlık takım elbise giyerek gittiği bir
toplantıda kürt halkına maddi yardım talep ederse yüzüne tükürülmeyi
hakediyordur.
– Bir kürt diplomatı kürdün dünyaya ve dost
halklara verebilecekleri hakkında bilgisi ve yetkisi olmalıdır. – Diplomatik
temsil ehliyeti , birey olarak zayıflıklarını yenebilmiş , halkının ve
değerlerinin gücüyle donanmış , bükülmez ,yozlaşmaz, satın alınamaz kişilerde
olmalıdır.
–
Günümüzde uluslararası arenada kürt halkını kısmen de olsa temsil etme
yetkisini eline almışların en büyük meziyetleri kahyalıktır. Diplomasiden
anladıkları ´´bak cahil sözcüsüz ve
sözsüz kürdün tek sesi benim,
bana yapacağınız yatırım ve bana açacağınız alan ile ben sizin
menfaatleriniz doğrultusunda kürt halkını yönetirim kürdün bahçesini sizin
adınıza ve sizin tohumlarınızla sürerim ´´ dir. Çağdaş İdrisi Bitlisi lerin
maharetleri kürdistanı başkaları adına yönetmek , irade olmasını engelleyerek
başkalarının iradesine bağlı hale getirmektir. İşler tersine gidince yaptıkları
ise çocuğunu öldürmekle etrafını tehdit eden baba gibi , ´´bana dokunmayın
valla kürdü yakarım , kürdistanı türklere veririm ha ´´dır.
–
Devletler arası sistemin kürt siyasal iradesinin oluşmasında temel engel
olduğu gerçeğinden hareketle kürt diplomasisinin temeli kamu diplomasisi
olmalıdır. Diğer halklara ulaşabilmek onlar nezdinde kamuoyu oluşturabilmek
,devletlerinin tutumları üzerinde baskı oluşturabilecektir. Kobani süreci bunun
başarıyla icra edildiği bir süreç olmuştur.
–
Türk ulus devleti şantaj siyasetinin ustasıdır. Onunla yapılacak hiçbir
müzakere ve pazarlık üçüncü ve garantör taraf olmaksızın yürütülemez. Onlarla
yapılacak en küçük bir temas bile açık yapılmalıdır. En son ABD ile yaşadıkları
vize krizinin giderilmesi için ABD ye taahhütlerde bulundukları halde bunu
inkar ettiler. Ancak ABD onları iyi tanıdığı için krizle ilgili ayrıntılı ve
açık bir bilgilendirme yapmayı tercih etti .Sanırım bu da Türk devletini iyi
tanıdıklarını gösteriyor. Gizli diplomasi pek çok işi kolaylaştırabilen bir
yöntemdir. Ancak önemle belirtilmesi gereken şey Türk devleti ile yürütülecek
olası görüşmeler ve müzakereler asla ve asla gizli olmamalıdır. ´´Gavurları
aramıza sokmayalım biz bize kendi sorunlarımızı hal edelim ´´demek ´´sinsi
oyunlarımızla sizi yok etmek istiyoruz sessiz olun kimse duymasın ´´demektir.
Üçüncü göz yetmez türkler sözlerini tutmamalarıyla ünlüdür. Bu nedenle türklere
kefalet edecek garantörler her zaman hazır olmalıdır. (Sanırım buna gerek
kalmayacak ve türk ulus devleti yerlebir olacaktır. Ancak yukarıda
bahsedilenler kürt siyasetince akıldan
çıkartılmaması gereken temel düstur olmalıdır.)
– Tarih boyunca savaşta olmasa da masada
yenilen kürtlerin zayıflığı etrafına güven vermemesine bu da uluslararası
ilişkilerde yer edinememesine yol açmıştır. Zayıf olanın sözü de olamaz. Askeri
ve örgütsel olarak güçlenen kürdün diplomaside adı , sahada müttefiği ,
siyasette dostları olur. Yaşanan budur. Güney kürdistandaki olağanüstü
basiretsizliği bir tarafa bırakacak olursak bugün en fazla dost edine
bileceğimiz zamanlardayız.
– Madem diplomasi
mümkün kılma sanatıdır. Mümkün kılacağız . İhmal etme lüksümüz yok , yoksa
kürdün ateşini harlamak için ateş olanlara ve kürdün yanında duranlara
olan borcumuzu ödeyemeyiz .
´´ HERKES BİLİR KÜRTLER HER ZAMAN BORCUNU
ÖDER ! ´´
Bilal Andok
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org –
www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html
0
21
:” ”
:””
” “,” ”
Bilal AndokKürdistan Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com – www.lekolin.org –
www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html