31 Ağustos 2019 Cumartesi Saat 07:59
Sarp bir dağın yamacından geçerken çoban partiliyi uyarır:
“Aman dikkatli yürüyünüz efendim, zira buradan çok eşekler uçuruma yuvarlandı…
0
21
TR
:” ”
:””
” “,serif
Uçurumu
yaratanlar uçurumdan yuvarlanmaması kaçınılmazdır. Çünkü kendi yarattıklarının
peşinden koştukça uçurumun tam kenarına gelir ve kendi yarattıkları uçurumdan
yuvarlanmaya başlarlar. Kendini kaos ve savaşlar üzerinde yaratan hükümet ve
hükümet yetkilileri bu gün eteklerindeki taşları tek tek dökmeye başladılar. O
taşlar döküldükçe iktidarını insan katliamları üzerinde planlayan ve bu
doğrultuda politika yürütünlerin, ona destek verenlerin, ona yalakalık
edenlerin, kendi çıkarları için kendi varlığından ve değerlerinden uzaklaşarak
bir dikta rejimin peşinde koşanların sonu da uçurumdan yavarlanma olacaktır.
Bu uçurumdan
yuvarlana yuvarlana gidenlere bir bakalım. Türkiye tarihinden bu güne kadar bir
çok hükümet iktidara geldi ancak en çok hafızalara kazınan hükümetler, 12 Eylül
katliamcısı Kenan Evren, Süleyman Demirel, Tansu Çiler ve şuanda iktidarda
bulunan AKP yani Erdoğan hükümeti. Bütün hükümetler yaptıkları yanlış
politikalar sonucunda düştü veya düşürülüdü. Gelelim Erdoğan hükümetinin yarattığı
siyasi ve ekonomik krizde cebelleşiyor olmasına. Evet cebelleşiyor çünkü kendi
yarattığı uçurumların tam dibinde duruyor. Itilerek mi düşürülür yoksa ayağı
kayıp kendisi mi düşer onu pek yakında göreceğiz.
İtilerek
yuvarlanabilir ama onu itecek güçlerin onunla işi bitmedi. Çünkü bu güçlerin
ulaşmak istediği hedefler hala tam anlamıyla hayata geçirilmiş değil. Onun için
bu güçler kendi politikasını yürütmek için Erdoğan’ı uçurumun dibinde
tutacaklar.
Bunun en somut
örneğini Suriye’de görebiliriz. Rusya ve ABD arasında sıkışan Erdoğan, her iki
tarafta da istediğini elde edemeğini ABD ile “Güvenli Bölge ve Rusya ile İdlib
konusu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yani dış politikasında Rusya ve ABD arasında gidip gelen Erdoğan,
yönünü Kürtlerin kazandığı Belediyeler dönmüş vaziyette. HDP belediyelerine
yönelik kayyum atamalarına karşın halk büyük bir direniş gösteriyor. Bu
direnişle birlikte iktidarın nefessiz kalacağı görülüyor.
Türkiye’de bir
yandan direnişler devam ederken, bir yandan da AKP-MHP iktidarında kopmaların
başlaması, AKP’nin kurucularından olan eski Adalet
Bakanı Sadullah Ergin de AKP’den istifa ettiğini duyurmasıyla birlikte eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Şu an için partimdeyim.
İstifam söz konusu değildir açıklamasını yaptı, ancak burda önemli bir noktanın altını çizmekte
yarar görüyorum. Hüseyin Çelik’in “Şuan için partideyim kelimesi önemlidir.
yani ileriki dönemde ayrılacağının sinyalini de vermiş oluyor.
AKP
iktidarından önümüzdeki günlerde bu kopmaların sayısında artış olacağını da
gösteriyor. Bir yandan AKP’de kopmaların başlaması bir yandan da Ali Babacan,
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun parti kurma girişimleri ile birlikte
yaptıkları itiraf şeklindeki açıklamalar toplumda yaşanan katliamlara ilişkin
sorgulama dönemini de başlatmış oluyor.
Davutoğlu, Terörle mücadele defterleri
açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Gelin hafızanızı bir yoklayın.
İleride Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik
dönemlerden, birkaç aydan biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak
yazılacaktır sözleri
olacak. Daha bir defter açılmadı ancak bu defterlerin içinde neler olduğunu
kestirmek o kadar da zor değil.
Davutoğlu’nun kastettiği tarihin hemen öncesinde 5 Haziran’da
HDP’nin Amed mitingine yönelik saldırıyla başladı katliamlar silsilesi. 5 Haziran
2015’te HDP’nin Diyarbakır’daki seçim mitingine DAİŞ tarafından bombalı
saldırı düzenlendi. Haziran 2015 Türkiye genel seçimlerinden iki gün önce
düzenlenen saldırıda 5 kişi katledildi. 400’ün üzerinde kişi de yaralandı Yaklaşık 150 günlük
süreçte çözüm süreci sonlandırıldı, 20 Temmuz: Suruç’ta DAİŞ’li canlı bomba,
kendisini patlattı. 33 kişi katledildi.
10 Ekim: Ankara’daki barış mitinginde iki ayrı bombanın
patlaması sonucu 102 kişi katledildi.
Bu
katliamların ardından 20 Ekim’de Davutoğlu, Van’daki
mitinginde “AKP iktidardan indirilirse buralarda terör çeteleri dolaşacak,
beyaz Toroslar dolaşacak diyerek Kürt seçmeni tehdit etti. Sadece bunlar özetle yazdıklarımızdır. Bununla
birlikte yüzlerce kişi katledilirken, binlerce kişi ise tutuklanarak cezaevine
atıldı.
2013’te Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya bakmakta yarar var. Ne demişti Erdoğan? Eğer bir ülkede siviller katlediliyorsa, bunun tek sorumlusu siyasi
iktidardır . Bence de
siyasi iktidardır. Bu katliamların failleri başta şovenist Erdoğan
olmak üzere, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, katliamların gerçekleştiği
illerin valileri, İçişleri Bakanı ve iktidara destek veren, arka çıkan yandaşlardır.
Tam da
uçurumun dibindeler çünkü bu uçurumları kendileri yarattı ve bu uçurumdan
itilerek, ya da ayakları kayarak mı o bilinmez ama bu uçurumdan
yuvarlanacakları kesin… Çünkü bu uçurumdan çok eşekler yuvarlandı.
Sara GULAN
0
21
TR
KO
:” ”
:””
” “,
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.or /index.html