26 Eylül 2013 Perşembe Saat 12:03
Amed Dılxwaz
AKP Devleti’nce, sorunun bu kadar
ağırlaşması, bu zihniyetten kaynaklı değilmiş gibi bir yaklaşım sergilenmektedir.
Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi tarafından bu sürecin başarılı sonuçlanması
için atılan bütün adımları herkes gördü. Ancak AKP Devleti bu tutum
karşısında, hiçbir şekilde pazarlık
konusu yapılmayacak olan, kişinin doğuştan gelen hakkı olan anadili bile
pazarlık konusu yapıp anayasada bununla ilgili herhangi bir maddenin
olmayacağını söylüyor. 21. Yüzyılda hala anadilini konuşamayan toplumların
olması, egemen güçlerin tekçi zihniyetinin korkunçluğunu bir kez daha ortaya
koyuyor. Kürt Özgürlük Hareketi bu süreçte üzerine düşen görevleri fazlasıyla
yerine getirdi. İşgalci Türk Hükümeti
ise sürece karşı ne kadar samimi olduğunu, bu sürece karşı sergilediği tutumuyla
gösterdi.
Sürecin başından beri, (son dönemde
yazılan yazılar da bunu kanıtlıyor) Türk Hükümeti’nin sorunu çözmeye dönüm
ciddi bir plana sahip olmadığını ortaya koymuştur. Türk Devleti’nin sorunun çözümü için planı
olmadığı için sorunun özünü boşaltmak için çeşitli özel savaş yöntemlerine
başvurmaya devam ediyor. Bu sürecin başından beri son dönemde Bütün yazılan
yazılarda var Türk hükümetin Kürt sorunun çözmeye dönük için ciddi bir plana
sahip olmadığını ortaya çıkmıştır. Bu
şekilde Kürtleri kandıracağını sanıyor.
Bir yıldır yaratılan olumlu havaya rağmen
en ufak ciddi bir adım atılmazken son dönemde sözde demokratikleşme paketi adı
altında gündemi işgal etmektedir.
Bence burada işgalci Türk Devleti’nin
iki önemli amacı yatıyor. Birincisi savaşsız bir ortamda seçimi atlatmak,
ikincisi savaş döneminde bile yapılmayan çoğu baraj, kalekol vs.’nin bu dönemde hızlı bir şekilde yapıp
daha büyük savaşa hazırlanmaktadır. Öte
taraftan bir yandan çözüm süreci deyip süreci
uzatıp öbür taraftan hiçbir ahlak sınırı tanımadan, Rojava’daki
Kürtlerin statü elde etmemeleri için El Kaide ile ittifak kuracak kadar
gözü karamıştır. Kürtlerle barışmak isteyen
bir hükümet, Kürtleri yok etme temelinde El Kaide ile ittifak kurar mı? Rojava’da El Nursa savaşmıyor. Rojava’da savaşan Türk Devleti’nin ta
kendisidir. Türk Devleti istemese El Nusra bir mermi bile sıkamaz. İşgalci Türk Devleti’nin bu siyaseti yeni
değil. Bu siyaset 92-93 Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin Ulusal uyanışı yaşadığı
dönemde, sayıları on binleri aşan en vâsi bir şekilde ‘hizbi kontra’ adı
altında Kürt insanı katlettiler. Bugün Rojava’da El Nusra adı altında yine bu
filmin yeniden canlandığını görüyoruz.
Yüz yılık bir sorunun çözümüne diyalog
süreci ile başlanmış, bu süre içerisinde hala tartışmaları dil etrafında
dönüyorsa sihirli paketten ya da Tayyip’in nitelendirdiği ‘sessiz devrim’ den
ne çıkacak şimdiden tahmin etmek zor değil. Paketin sadece bir göz boyaması
olduğu ortadadır.
Bence, geride bıraktığımız dönem bize gösterdi ki bu
paketten de anadil olmadığına göre, AKP sürpriz yapmayacaktır. Bunun için barış
AKP’ye kalırsa mevcut konumdan daha ileriye gitmez. Olsa da göz boyası
olacaktır. Bunun için ben demokratik
barış istiyorum diyen çevreler bu sürecin ilerlemesini istiyorlarsa, bütün imkanlarını
seferber etmesi gerekir. Yoksa bu güzel hava ilerde çok kötü günlere dönebilir.
Amed
Dılxwaz
Navenda Lêkolînên Stratejîk a Kurdistanê
www.navendalekolin.com www.lekolin.org
-www.lekolin.net – www.lekolin.info
Amed
Dılxwaz