• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Araştırmalar

Eski Dünya Yıkılırken; AKP-MHP Faşizmi-ARAŞTIRMA DOSYA -Bölüm 3

Yayınlayan Lekolin
1 Ocak 2022
Kategori: Araştırmalar, Editörden
259 20
A A
Eski Dünya Yıkılırken; AKP-MHP Faşizmi-ARAŞTIRMA DOSYA -Bölüm 3
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

Faşizmin Gerilemesi

Bu yaşananları ve günümüzde faşizmin geldiği aşamayı bu çerçeveden değerlendirmek gerekir. AKP-MHP faşizmi ne sadece yerel dinamiklere dayanıyordu ne de sadece bu koşullar altında oluşmuştu. Fakat yeniden kurumsallaşmayı gerçekleştiremedi. 2016-2021 arası yapılan değişimlerden hiçbiri için kalıcı haline geldiği söylenemez.  Ne devlet yapısı-bürokrasisi bu yapıyı benimsedi ne toplum bu değişimleri hazmetti. Varlıklarını ve mal varlıklarını borçlu oldukları devletten ayrılmaz olan tekel grupları da iktidar başarısız oldukça sürekli farklı arayışlara meyil etti. İdeolojik argümanlarından hiçbiri klasik dinci-milliyetçi söylemler dışında denizköpüğü etkisini bile aşamadı. Bu fiyaskonun temel bir gerekçesi vardı. Kürt soykırımını tamamlamayı amaçlayan faşist hareket tam da burada yaşadığı başarısızlık nedeniyle her alanda tökezledi, dikiş tutturamadı. Yani özgürlük hareketi büyük bedeller vererek bu faşist saldırganlığı sadece sınırlamadı, içten de çürüttü. AKP-MHP iktidarı devleti bir süre faşist keyfilikle yönetti fakat devletleşemedi, kurumsallaşamadı.

Kürt halkının direnişi hem fiziksel olarak gerilla öncülüğünde faşist sürüleri durdururken hem de zihinsel olarak bir direniş kültürü haline gelen ideolojik yapısı ile faşizm karşısında durdu. Hem de en somut gerilla cenazelerine yönelik yürütülen saldırılarda görüldüğü vahşilikte sınır tanımayan saldırılara karşın Kürt halkının toplumsal direnişi geriletilemedi. Aynı şey demokratik siyaset için de geçerlidir. HDP ve onun etrafında toplanan kitle tüm saldırılara karşın küçülmedi aksine güçlendi. Faşizm kuşkusuz tüm Türkiye toplumunda olduğu gibi Kürt halkında da derin yaralara, umutsuzluğa, sinikliğe neden oldu fakat teslimiyete veya 12 Eylül faşizminin yarattığı gibi bir savruluşa yol açmadı. Kürt halkının direnişi faşizminin yenilgisinin çekirdeği oldu, ekonomik kriz, uluslararası alandaki tecrit gibi diğer nedenler bu çekirdeğin etrafında anlam buldu.

SONUÇ ;AKP-MHP FAŞİZMİ SONRASI

Özetle elindeki tüm kaynakları kullanmasına karşın AKP-MHP ittifakı Kürt iradesini kırıp hegemonyasını inşa ederek, kendini devletle yekpare hale getiremedi, kendi devletini inşa edemedi. Faşizmin kendi iktidarını sürdürmek için yapmayacağı şey yoktur. Bu açıdan AKP-MHP ittifakının tepe takla uçurumdan düşüyor olması yine de yıkıldığı anlamına gelmez. Farklı yöntemlerle iktidarını bir süre daha sürdürme şansı bulabilir. Ya da topyekun bir iç ya da dış savaşa yönelebilir. Bu durumda sadece faşist iktidar değil Türk devleti de ortadan kalkabilir. Faşizmin yıkılmadıkça tehlikenin geçtiğini sanmak doğru olmaz. Fakat AKP-MHP faşist ittifakının 2023 sonrası hayalleri bir yana kısa vade de bir geleceği olmadığı açıktır.

Bu gerçeği gören devletin çekirdeğindeki güçler ve üst sınıflarda da farklı arayışlar artmaktadır. AKP-MHP faşizminin barutu bitti fakat onu yaratan genel koşullar hala sürüyor ve faşizmin kendini aynı şekilde sürdürmesi mümkün olmasa da aynı zihniyetin yani Türk faşizminin farklı bir türeviyle tekrardan karşılaşabiliriz. Sonuç olarak ele almamız gereken nokta bu. Faşizm sonrası olasılıklar artık toplumsal güçlerin ciddi biçimde hazırlanması gereken süreçleri işaret ediyor. Faşizm ya toplumsal direnişle yıkılacak ya da seçimle iktidarı bırakacak. İki olasılıkta ciddi biçimde gündemdedir ve bu çerçevede ele alınmalıdır.

Bu çerçevede sistem içerisindeki muhalefet partilerinin oluşturduğu Millet İttifakını değerlendirmek gerekiyor. Demokrasi maskesi takıp aynı mantıkla devam edebilecek yeni bir iktidar -ki Millet İttifakı ciddi bir şekilde bu potansiyele sahiptir- toplumun sorunlarını çözemediği gibi onları daha da ağırlaştırma ihtimali vardır. Bu ittifakın tutarlı bir biçimde vurguladığı yegâne söylem, parlamenter sistemin tekrardan getirileceğidir. Bu TC sisteminin geleneğine uygun bir faşizm sonrası değişim istediklerini göstermektedir. Fakat artık eskiye dönüş anlatmaya çalıştığımız üzere mümkün değildir, tekrar eski sisteme dönülebileceğini düşünmek hayalciliktir. Bu nedenle bu ittifakın AKP-MHP ittifakının birçok politikasını küçük değişikliklerle sürdürmesini beklemek yanlış olmaz.  Ne kadar demokratik bir sistem öngördüğü belirsiz, Kürt sorununa yaklaşımı muğlaktır.

Egemenler kendi baskıcı anti demokratik sistemlerinin özünü değiştirmemek için şekli birçok şeyi değiştirebilirler. AKP-MHP de zaten bunu yapmak istiyordu. Temel motoru CHP-İyi Parti olan Millet İttifakı da aynı şeyi deneyebilir. Yani söylemdeki demokrasiyi ya da değişimi vurgulayan noktalar bu ittifakın farklı davranacağının işareti olmaz.

Bu tespitler güncel olarak en acil demokratik ve devrimci görev olan faşist AKP-MHP iktidarının yıkılması için gerekli her adımın atılması ile çelişmez. Çünkü şu an esas mücadele faşist ittifakla toplum arasındaki mücadeledir ve bunun hiçbir koşulda aksamaması esastır.  Fakat önümüzdeki dönem için tehlikeleri de görmezden gelmemek gerekir. Dünyada kaos durulmuş değildir ve Türkiye’de devrimci demokratik dönüşüm gerçekleşmeden tehlike her zaman söz konusudur. Bu durumda demokrasi güçlerinin Millet İttifakı ile kuracağı her ilişki seçimler de dahil olmak üzere onun bu faşist milliyetçi zihniyetten uzaklaştırmaya çalışmaya eksenli olacaktır. Ve bu ittifakı buna çekebilecek en pratik araç geniş bir antifaşist demokrasi cephesini oluşturmaktır. Sonrasını mücadele diyalektiği belirleyecektir.

Millet İttifakı faşizmin yerine demokratik siyaset ve demokratik müzakere süreciyle devletin demokratik dönüşümüne de esas alabilir. Önderliğin ve Kürt özgürlük hareketinin tercihinin bundan yana olduğu bellidir. Fakat bu sürecin gelişebilmesi için karşı tarafta bu yöntemi en azından doğru kabul eden bir aktörün olması, Millet İttifakının kendini demokratik çözümde muhatap haline getirmesi gerekmektedir. Her koşulda bu sürecin başlaması kendiliğinden olmayacaktır. Faşizme karşı demokrasi ittifakı ne kadar gelişir, toplumun değişik kesimlerini antifaşist mücadeleye çekerse devlet o kadar demokrasiye duyarlı hale gelir.

Diğer seçenek ise belki en az 2015 yılı kadar günceldir. Türkiye’de antifaşist mücadele demokratik devrimi doğurabilir. Faşizm sona doğru yürümektedir ama tasfiye de edilmiş değildir. Özgürlük hareketi Türkiye demokratik güçlerinin mücadeleyi yükseltmesiyle ile sadece AKP-MHP rejimini tarihin çöp sayfasına atmakla yetinmeyen T.C. ‘nin faşist niteliğini de ortadan kaldıran bir devrim gelişebilir. Faşizmin yıkılışı için gerekli koşullar oluşmuştur, örgütlü irade müdahale de söz konusudur. TC tarihinin belki de en zayıf dönemini yaşadığı belirlemesini Önderlik en ağır tecrit koşullarında yapmıştır. Dünya’daki kaosta buna olanak tanımaktadır. Kürt sorunun devrimci yöntemle çözülmesi Türkiye halklarının on yıllardır biriken devrimci birikiminin de açığa çıkmasını sağlayacaktır. Neredeyse herkes bu iktidarın değişmesini istemektedir. Bu değişim isteğine halkların birleşik devrimci güçleri öncülük edebilmesi durumunda faşizm elindeki tüm silahlara karşın yıkılabilir. Bu durum aynı zamanda Ortadoğu’da demokrasi için yeni bir sayfa açacaktır. Önderliğin paradigması bu devrim için çok ciddi bir ideolojik zemin sağlamaktadır. Halklar bu kaostan nasıl çıkılabileceğini herkese gösterebilecektir. Bakurê Kürdistan ve Türkiye Devrimi, Rojava Devrimi ile beraber ivme kazanan demokratik moderniteyi alternatifini tüm dünyada halkların gözünde ciddi bir seçenek haline getirecektir. Devrimler beklenen zamanlarda ya da herkesin olacak dediği zamanda olmaz. Devrimlerin hazır reçeteleri yoktur. Toplumların ahlaki ve politik birikimi devrimleri inşa eder. Devrimlerin kendine has bir ruhları vardır. Ve Önderliğin paradigmasında somutlaşan bu ruh uzun zamandır Ortadoğu’da dolaşmaktadır.

Son Bölüm…

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: AKP-MHP FaşizmiGerillakürt halkı
Önceki yazı

Eski Dünya Yıkılırken; AKP-MHP Faşizmi-ARAŞTIRMA DOSYA -Bölüm 2

Sonraki Haber

KDP Koalisyon’un Verdiği Silahları Xinêrê ve Zinê Wertê’ye Konumlandırıyor- ÖZEL HABER

Benzer Haberler

MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ
Araştırmalar

MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

17 Mayıs 2025
Türkiye, Ekonomik Yollarla Suriye’de Kalıcı Olmaya Çalışıyor – ÖZEL DOSYA
Araştırmalar

Türkiye, Ekonomik Yollarla Suriye’de Kalıcı Olmaya Çalışıyor – ÖZEL DOSYA

13 Mayıs 2025
HTŞ ve MİT Dürzilere Yönelik Saldırı Fitilini Ateşledi-ÖZEL HABER
Araştırmalar

HTŞ ve MİT Dürzilere Yönelik Saldırı Fitilini Ateşledi-ÖZEL HABER

30 Nisan 2025
Sonraki Haber
KDP Koalisyon’un Verdiği Silahları Xinêrê ve Zinê Wertê’ye Konumlandırıyor- ÖZEL HABER

KDP Koalisyon’un Verdiği Silahları Xinêrê ve Zinê Wertê’ye Konumlandırıyor- ÖZEL HABER

Öne Çıkan Yazılar

  • Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

    Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

    511 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128
  • KDP Ambargosu Altındaki Maxmur’a Irak Ablukası

    510 Paylaşım
    Paylaş 204 Paylaş 128
  • MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

    539 Paylaşım
    Paylaş 216 Paylaş 135
  • MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

    518 Paylaşım
    Paylaş 207 Paylaş 130
  • İnkar Siyaseti Tasfiye Edildi, Sıra Demokratik Toplum İnşasında

    549 Paylaşım
    Paylaş 220 Paylaş 137

Önerilenler

Suriye’deki Son Saldırıların Perde Arkası- ÖZEL HABER

KDP Ambargosu Altındaki Maxmur’a Irak Ablukası

MİT’ten HTŞ’ye Yeni Talimatlar – ÖZEL HABER

MİT ve Parastin’dan Askeri ‘Tek Vücut’ Hattı- HABER ANALİZ

Her Günümüz 15’ Mayıs Duyarlılığıyla Geçmeli!

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç