Ulusal sorunlar, kapitalizmle gelişim gösteren güçlü ulus devletlerin zayıf ve savunmasız ulusları sömürge haline getirme siyasetinin bir sonucudur. Sömürge sistemleri genellikle ekonomik zenginliklere el koyma şeklinde ortaya çıkar ve sömürme durumuna getirilen zayıf ulusu ezen ulusun devletine bağımlı hale getirir. Bu ekonomik sömürü durumu bir süre sonra ekonomik sömürü sınırlarını aşarak kimliksel ve kültürel sömürüye dönüşerek zayıf ulusu ulus olmaktan çıkarıp yok olmanın eşiğine kadar getirir. Bazı emperyalist ülkeler, sömürge haline getirdikleri ulusların sadece ekonomik kaynaklarını sömürge haline getirmiş, ilgili ezilen ulusun geleneksel ulusal kimlik, kültür ve diline dokunmamışlar ancak ekonomik olarak da tarumar etmişlerdir. Bazı emperyalist devletler, bir ulusun ülkesini doğrudan işgal edip, zayıf ulusu her boyutta yok etme siyaseti yürütmüştür. Ezilen ulusun ezen ulus devlete karşı yürüttüğü ulusal özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması neticesinde, ezilen ulus ya tam olarak ayrılıp her yönüyle özgür olmuştur ya da ulusal sorunların çözümü kapsamında özerklik, federasyon, otonomi gibi çeşitli çözümler gerçekleşmiştir.
Yüzlerce yıl boyunca aynı coğrafyada yaşayıp, kültürel olarak kısmen de olsa birbirine entegre olmuş toplumlarda alt kimlik ve üst kimlik şeklinde çözümler olmuştur. United Kingdom/Birleşik Krallık, tarihsel olarak 15 asır boyunca iç içe yaşamış Britanya adasında dört asli kurucu unsur olan İngiliz, İskoç, Galli, Kuzey İrlanda toplumlarının birliğiyle kurulmuş olan Birleşik Krallık, ilgili dört ulusun birlik olmasıyla kurulmuş olup, alt millik kimliklerini koruyarak ve kendi içinde özerk bölgeleri olup üst kimlikleri olan BRITISH kimliği, yani Britanyalılar üst kimliği etrafında birlik olmuş durumdalar. Ve İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda özerk ülke yönetimlerinin istedikleri zaman referanduma gidip Birleşik Krallık’tan ayrılma hakları var. Gelişmiş demokratik ülkelerde, bu tarzdaki birleşik ülkelerde birlikte yer alan özerk bölgenin/ülkenin referandum yoluyla ayrılma hakları olup merkezi yönetiminde buna saygı gösterip siyasi olarak gereklerini yerine getirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Birden fazla ulusun iç içe yaşadığı ve belli bir kültürel birliğin olduğu Britanya ve İsviçre gibi ülkelerde üst kimlik coğrafya tanımına göre yapılır, alt kimlik ise birlik içinde yer alan ulusun kimliğini tanımlar.
Alt kimlik ulusun kimliğini tanımladığı için üst kimlik olarak tanımlanmaz. Britanya’da bir İngiliz, bir İskoç’a, benim İngiliz milli kimliğimi kendi millî kimliğin olarak kabul edip İskoç milli kimliğini inkâr edeceksin, unutacaksın diyemez. Mesela İskoçya’nın başbakanı, yerel meclisi, para birimi, özel bayrağı ve kendi bölgesel anayasası var olup, Birleşik Krallık merkezi yönetimi özerk İskoç ülkesinin İçişlerine karışma hakkı yoktur. Türkiye gibi, en katı ve genellikle farklı devşirilmiş etnik kesimlerden oluşan ulus devlet yapısı, Kürt halkının hem ekonomik kaynaklarını hem de kimliksel kültürel varlığını soykırıma uğratmak için en faşizan rejimi ve kirli özel bir savaşı Kürt halkına yüz yıldır dayatıyor. Ulusal sorunların ne olduğunu bilmeyenler ulusal sorunların çözümü konusunda hiçbir bilgiye sahip olamazlar ve alt kimliğin, üst kimliğin neyi ifade ettiğini anlayamazlar. Türkiye’de, inkârcı rejimin yüz yıllık etkisini yaşayan ve Kürt sorununun ne olduğunu bilmeyen birçok Türk insanı, Kürtlerin Türkiye’de istedikleri her şeyi yaptıklarını ve özgür olduklarını düşünüyorlar. Türklüğün ise Türk millî kimliğini değil de üst kimliksel bir tanım olduğunu söylüyorlar. Bu zihniyet, Türklüğün Kürt halkına dayatıldığını gizleme siyasetidir.
Oysa görünen köy kılavuz istemez. Türklük üst kimlik olamaz, çünkü Türk milletinin kimliğini ifade eder. Türklerin milli kimliğini üst kimlikmiş gibi göstermek Kürt halkını inceltilmiş kibar bir dille Türk olmaya razı etmektir. Halbuki Önder Apo, Demokratik Ulus Paradigmasıyla demokratik özerklikle alt kimliğin ve özgür vatandaşlık tanımıyla ve demokratik Türkiyelilik ilkesi ile de üst kimliğin tanımını yapmıştır. Kürtler Kürdistan’da Kürt millî kimlikleriyle ve kültürleriyle özgürce yaşarlar, Türklerde Türkiye’de kendi millî kimliklerini başka bir topluma dayatmadan yaşarlar ve dış dünyaya karşıda coğrafya tanımına dayalı üst bir kimlik etrafında birlik olurlar. Ulusal sorunların çözümü ya ezilen ulusun tümden ayrılmasıyla ya da eşit ulusal haklar temelinde demokratik özerklik temelinde çözülür. PKK’de ulusal sorunların çözümü ulus devlete, ayrı devlete ve devlet iktidarına dayalı değildir. Halkların özgürlüğünü esas alan demokratik birlikteliktedir. Bu çözümde devletin toplumsal yaşamda etkisi yoktur, halkların özgür birliktelikler ışığında kendi kendilerini yönetme vardır. Halkların kendi kendilerini yönetmesinde insanlığın her sorununa çözüm vardır. Komünalizm’de insanlığın üst kimliği eşitliktir, özgürlüktür ve sevgidir. İnsanlık kimliği bütün kimliklerin üstündedir. İşte Apoculuk, insanlığın en üst kimliğini ifade eder. Apoculukta dünya insanlığın, herkesin evidir ve her toplum kendi kimliğiyle insanlığın evinde özgürce yaşar.
Kemal SÖBE