• Latest
  • All
  • Haberler
  • Editörden
  • Araştırmalar
  • Makaleler
  • Politik Analiz
  • Dizi Yazı

Ortadoğu’nun Yeniden Dizayn Sürecinde Kürdistan’ın Durumu

15 Mart 2020

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

2 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Zilan’ın Fedailiği: Özgürlük Aşkının Manifestosu

30 Haziran 2025

Önder Apo’nun Manifestosu Ve Yaşanan Gelişmelere Etkisi

30 Haziran 2025

MİT ve HTŞ, Uyuşturucu Kaçakçılığında Baas Rejiminin İzinden Gidiyor!- HABER ANALİZ

28 Haziran 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

Emperyalist Savaşlar Ve Devrim İmkânları

26 Haziran 2025

Efrin’de El Emşat Çeteleri Yeniden Aktifleşiyor- ÖZEL HABER

25 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

‘Doğu Kürdistan’da Alternatifi Olan Tek Güç PJAK’tır’

24 Haziran 2025

Şam’daki Kiliseye Yapılan Saldırı HTŞ Üyeleri Tarafından Yapıldı-ÖZEL HABER

23 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025
No Result
View All Result

Ortadoğu’nun Yeniden Dizayn Sürecinde Kürdistan’ın Durumu

Lekolin by Lekolin
15 Mart 2020
in Politik Analiz
Reading Time: 4 mins read
A A
Home Bölümler Politik Analiz

01 Kasım 2011 Salı Saat 12:49

Fetullah cemaati ve AKP şahsında TC devleti temel politikasını, kendi iç ve bölgesel dinamiklere göre değil,

Ortadoğu ve Mezopotamya coğrafyasında dengelerin alt üst olması ve çeşitli cephelerden farklı güçlerin kendine göre yeniden dizayn müdahaleleri, Kürt ve Kürdistan’ın durumunu da kritik bir aşamaya getirdi. Kürdistan’ı işgalleri altında tutan İran ve Suriye, uluslararası sistem güçlerinin baskıları karşısında savunmaya geçip tümüyle olası bir müdahaleye karşı pozisyon almış durumdadırlar. Türkiye, tüm cumhuriyet tarihi boyunca yaptığı gibi uluslararası sistem güçlerinden yana tavır belirlediği gibi onların bölgedeki Truva atı rolünü de büyük bir hevesle yerine getirme çabasındadır. Bu durum anti-Kürt ekseninde oluşan Türkiye-İran-Suriye birlikteliğini bozmuş ve TC şimdi de ileri karakol olarak öne atıldığı sistem güçleri adına, bu iki eski partnerine sopa göstermektedir. Elbette bu durum ve ortaya çıkan çelişkiler, Kürtler için değerlendirilmesi yaşamsal önemde olan büyük fırsatlar açığa çıkarmıştır. Bu bağlamda:

1.    Fetullah cemaati ve AKP şahsında TC devleti temel politikasını, kendi iç ve bölgesel dinamiklere göre değil, uluslararası sistem dinamiklerine göre oluşturmuştur. Zaten bu politikanın öncüsü Fetullah Gülen 1999’dan beri ABD’de konumlanmıştır. Bu politika Türkiye’yi tüm komşuları ve başta Kürtler olmak üzere bölge halklarıyla karşı karşıya getirmiş/getirmektedir. Bu durum Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi açısından, bölge halkları ve onların öncü güçlerine önemli imkân ve fırsatlar ortaya çıkarmıştır.

2.    TC devleti Suriye ve Batı Kürdistan’daki durumdan, Esat rejiminden oldukça rahatsızdır. İran ile gelişen ateşkes durumu Türk devletinin bu rahatsızlığını daha da artırmıştır. TC basınının son senaryoları bu durumu yansıtmaktadır. TC önümüzdeki süreçte Batı ve Doğu Kürdistan’da çeşitli provokasyonlar geliştirebilir. Meşal Temo suikastında da dolaylı ya da direk TC parmağı uzak bir ihtimal değildir.

3.    TC devleti Kürt ve Kürdistan konusunu içsel bir sorun olmaktan çok bütünsel ve bölgesel olarak algılamaktadır. Dolayısıyla mevcut durumda Kürt halkı lehinde gelişmeler arttıkça TC’nin Kuzey’de “çözümü gündemine alması uzak ihtimaldir. Çünkü bu diğer Kürdistan parçalarında Özgürlük Hareketi ekseninde gelişecek çözümler, TC’nin hiç istemediği durumlar olacaktır. Bunun, aynı çözümün Kuzey’e de taşırılması anlamına geleceğini Türk devleti iyi bilmektedir. Özcesi Kürdistan’ın herhangi bir parçasındaki Özgürlük Hareketinin zaferi, diğer parçaları da direk zafer kapsamına alacaktır. 

4.    AKP devleti bu durumu önceden öngördü ve Kuzey’de “açılım adı altında “çözüm algısı yaratarak Özgürlük Hareketi’ni içselleştirme ve tasfiye stratejisi izledi. Başarsaydı diğer Kürdistan parçaları ve ilgili devletler üzerinde büyük söz sahibi olacaktı. Ancak bu siyaset Özgürlük Hareketi tarafından boşa çıkarılıp da bölgedeki gelişmeler de hızlanınca TC devleti bu sefer kendince zaman kazanmaya dönük şark kurnazlığı tarzında “oyalama ve altını oyma taktiğine başvurdu. Bir taraftan son hız siyasi ve askeri operasyonları sürdürürken öte yandan da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK ile görüşmeleri devreye koydu. Elbette burada kimin “oyalandığını gelişmeler ve onların sonuçları gösterecektir. TC şimdiden “oyalanmanın ağır faturasını görmeye başlamıştır. Fakat Özgürlük Hareketinin bundan sonraki göstereceği ustalıklı siyaset bu faturayı esasen belirleyecektir.

5.    AKP devleti bu “oyalanma siyasetinde ısrar ederek, sözde “yeni anayasa süreci ni olabildiğince uzatıp işi sulandıracaktır. TC Başbakanı Tayip Erdoğan şimdiden bunun işaretlerini vermektedir. Böylece iç kamuoyu “anayasa ile meşgul edilirken dışarıda ve özellikle de diğer Kürdistan parçalarındaki gelişmelere daha rahat müdahale etmeyi tasarlamaktadır. Aynı müdahaleler Kuzey’de de sürdürülecek/sürdürülüyor. Hem yeni anayasadan bahsedip hem siyasi ve askeri operasyonlara son hız devam etmek bu politikadaki sinsiliği gözler önüne sermektedir.

6.    Kürt Özgürlük Hareketinin askeri ve siyasi hamleleri karşısında da AKP devleti iki şeyi devreye koymaktadır: Birincisi legal siyaseti ve siyasetçileri kazıma harekâtı. İkincisi yoğun bombardımanlarla gerillayı yıpratma harekâtı. Bu arada yaptığı son görüşme ve pazarlıklar sonucunda ABD’den daha nitelikli, anlık ve sıcak istihbarat aldığı da fark edilmektedir.   

7.    AKP devletinin bu yönelimleri karşısında legal alanda direniş ve fedakârlık, askeri alanda ise yönelimlere rağmen bir başarı olduğu ortadadır. AKP devletinin içteki siyasi operasyonlarına karşı Kürt demokratik hareketi oldukça aktif ve adeta kaderine razı olmayan bir duruş sergilemektedir. Genel anlamda legalde büyük serhıldanlar ve iradeli bir direniş sergilenmelidir. Bu direnişte ne derece başarılı olunursa AKP’nin saldırı dalgası da o denli kırılacaktır. Aksi halde “yeni anayasa senaryoları arasında legal siyaset tümüyle zindana atılacaktır. 

8.  Çözüme getirilen bir Türkiye ve özgürleşen bir Kuzey Kürdistan, tüm Kürdistan’ın özgürlüğü için esas olacaktır. 

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info   

Tags: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Share201Tweet126
Previous Post

Kürdistan Jeopolitiği Değişti

Next Post

2011’i Geride Bırakırken…

Lekolin

Lekolin

Related Posts

Haberler

TC ve HTŞ Dünyanın Gözü Önünde Alevileri Katletmeye Devam Ediyor-HABER ANALİZ

by Fırat Ali
2 Temmuz 2025
0

22 Haziran Pazar günü akşam ayini sırasında, Şam’daki Mar Elyas Kilisesine düzenlenen menfur saldırıda 25 kişi yaşamını yitirdi, 63 kişi...

Read more

Demokratik Toplum Sosyalizmi ve Öz Savunma

1 Temmuz 2025

Küresel ve Bölgesel Hegemonik Rekabetin Bir Yansıması

27 Haziran 2025

‘Niyeti İyi Olan Bir Devlet, Kongre Sonrası İkinci Gün Komisyon Kurardı’

25 Haziran 2025

Demokratik Ulusta Demokratik Komün Yaşamı

23 Haziran 2025
Next Post

2011’i Geride Bırakırken…

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
  • Yorum İlkesi
  • Anasayfa
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2025 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi