İşgalci Türk devleti, PKK bahanesiyle Irak ve Güney Kürdistan’da onlarca askeri ve istihbarat üssü kurdu. Uzun süredir Türk devleti, bu üslerin yanı sıra Güney Kürdistan ve Irak’ı işgal etmek amacıyla aralıksız teröristvari eylemler gerçekleştiren askeri ve istihbarat grupları oluşturuyor.
MİT’in ikinci planına göre, “terör tehdidi veya DAIŞ tehlikesi” bahanesi ve Türkiye sınırlarını koruma gerekçesiyle fakat asıl amacı olan Kürt güçleri arasındaki ilişkileri bozmak için; Duhok, Erbil ve bazı güvenlik merkezleri gibi Güney Kürdistan şehirlerinde Ensar El İslam çeteleri aracılığıyla patlamalar organize ediliyor. Son iki yılda Türk devleti, yaklaşık 100 bin çeteyi örgütledi ve Kuzey Suriye’de konumlandırarak kendi çıkarları doğrultusunda kullandı.
Elde edilen bilgilere göre, son günlerde Şırnak’ta, Türk devletine bağlı cihatçıların dosyasından sorumlu “Mustafa” olarak bilinen kişinin öncülüğünde bir toplantı düzenlendi. Toplantı, MİT’in Kürtler arası yakınlaşma ve sonuç alıcı anlaşmalara dair raporları almasının ardından yapıldı.
26 Eylül 2024’te, MİT ve Parastin tarafından oluşturulan özel bir grup, Kerkük’te terörist eylemler gerçekleştirdi ve özellikle bu çeteler Türkmenler arasında konumlandırıldı. Bu durum, Lekolin.org tarafından özel bir haber olarak deşifre edilmişti.
Bu bağlamda, Esayib Ehil El Hak Hareketi Lideri Qeys El Xezelî, Ramazan Bayramı’ndaki konuşmasında bu konuya dikkat çekmiş ve bazı belgelere dayanarak Türk devletinin bir planının varlığını duyurmuştu. Xezelî, Musul ve Kerkük’teki Iraklı gençlerin siyasi ve ideolojik temelde maaş ve fon karşılığında çalıştığını, bu grupların Türkiye’de eğitildiğini belirtmişti. Xezelî, Musul’da Ninova Muhafızları, Kerkük’te ise Kerkük Mertal Güçleri adıyla faaliyet gösterdiklerini açıklamıştı.
ENSAR EL-İSLAM
Ensar El-İslam’ın lideri Ebu Sufeya El Kurdî, İdlib bölgesinde MİT’in gözetimi altında örgütlendi. Uluslararası güçlerin Suriye’deki yabancı grupların kalmaması kararının ardından, MİT bu Kürt kökenli grupları kendi çıkarları doğrultusunda Rojava ve Güney Kürdistan’daki Kürt bölgelerinde kullanmaya başladı. Aynı zamanda, bu çete gruplarının bir kısmını da kısa bir süre önce Minbic cephesine geçirmişti.
Ensar El-İslam, Güney Kürdistan’da da örgütlendirildi. Irak’ın kuzeyindeki Kürt kontrolündeki vilayetlerde faaliyet gösteren birkaç Sünni İslamcı gruptan biridir. Üsleri, Süleymaniye vilayetindeki Hewraman bölgesinde, Halepçe şehrinin kuzeydoğusuna düşen Biyara ve Tawela köyleri çevresinde, Rojhilat Kürdistanı sınırına yakın çevrelerdedir.
Ensar El-İslam, Eylül 2001’de Cund El-İslam (İslam’ın Askerleri) adında bir grup olarak kuruldu, ancak bileşen fraksiyonları yıllardır mevcuttu. Vahhabizme benzeyen katı bir İslamcı ideolojiyle, grup liderleri, kendi katı İslam yorumlarını yerel halka dayatmak ve bu emirlere uymayanlara ağır cezalar uygulamak için fetvalar çıkardı. Kuruluşundan bu yana, grubun silahlı savaşçıları, Biyara ve Tawela gibi güçlü olduğu bölgelerde YNK güçleriyle zaman zaman çatıştı.
Eylül 2002’de, Kürdistan Bölgesi’nde bir misyon çerçevesinde, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Ensar El-İslam üyelerinin kontrol ettikleri bölgelerde insan hakları ihlalleri yaptığına dair raporlar üzerine araştırma yaptı. Bu raporlar, Ensar El-İslam’ın çok sayıda Kürt sivilin keyfi olarak tutuklanmasından, uzun süreli ve yasa dışı gözaltılardan, mahkumlara işkence ve kötü muameleden sorumlu olduğunu belirtti. Süleymaniye ve Halepçe’de, HRW, Ensar El-İslam tarafından hedef alındığını veya daha fazla ihlal korkusuyla kaçtığını söyleyen birçok kişiyle röportaj yaptı. Bunlar arasında işkence mağdurları, mahkumların akrabaları ve ülke içinde yerinden edilmiş kişiler vardı.
TÜRK DEVLETİNİN TERÖRİST EYLEMLERİ TEK TEK DEŞİFRE OLUYOR
“Country Reports on Terrorism” belgesinde de bu konuda şu ifadeler yer alıyor: “Türkiye, DAIŞ ve Suriye ile Irak’taki diğer terörist gruplara katılmak isteyen yabancı cihatçılar için temel bir kaynak ve geçiş yoludur. Türkiye kendi çıkarları için terörizmle ilgili bilgiler paylaşmıştır. Hükümet verilerine göre, 2024 yılı sonuna kadar Türkiye’nin ‘Giriş Yasağı Listesi’, 145 ülkeden 53 bin 781 kişiyi kapsamaktadır. Türkiye, terörist bağlantıları nedeniyle 100’den fazla ülkeden 5 bin 446 kişiyi sınır dışı etmiştir.”
Son zamanlarda bölgedeki siyasi ve askeri uzmanların tartışmalarına göre, Irak ve Güney Kürdistan’daki saldırılar, askeri üsler ve istihbarat merkezlerin kurulma amacı, doğrudan Güney Kürdistan ve Irak’ın işgali ve ilhak edilmesi hedefini taşımaktadır.