Kürt halkının yok edilmek istenmesi PKK’yi tarih sahnesine çıkardı. Bu çıkış kararlı ve cesurca oldu. Büyük bedellerle Kürt halkı büyük bir diriliş yaşadı. Diriliş diyoruz çünkü Kürt halkı öldürülmüştü denebilir, komaya girmişti. Düşman Kürt halkının öldüğünü, Kürdistan’ın hayal bile edilemeyeceğini düşünüyordu. Gerçekten de Kürt halkı bir halk olduğunu unutmuştu ya da bilmiyordu. Bulanık hale getirilmiş Kürt suyunun etrafı zebanilerle çevrilmişti. Bu Kürt suyunun önünün açılması ve berrak/zelal hale gelmesi gerekiyordu. Kürt halkının dirilişini gerçekleştirmek dıştan bir müdahaleyle olamazdı çünkü dış dünya Kürtleri görmek istemiyordu ve Kürtler emperyalist güçler tarafından uyduruk ulus devletleri yem edilmişti. Ancak PKK’nin kuruluşu bir Hızır gibi oldu, Kürt halkını uçurumun kenarından alarak kendisi olmasını sağladı. Kürt halkını yok ettiğini düşünenler, Kürt halkının ruhunu öldürememişti. Kürt gençliği Önder Apo öncülüğünde Kürt halkının öldürülememiş ruhuydu ve bu ruh PKK olarak buldu özgür Kürt halkı olmayı başardı. Bu diriliş tatbiki sadece ulusal bir diriliş değildi, sosyal ve kültürel bir diriliş olarak var oldu, devleti ve iktidarı özgür yaşam içinde mahkûm etti yaşamın dışına itti. Kendini var eden bir halk başka halkları da yeni bir yaşama çekti. Ulus devletçi ulusal mücadelelerin nasıl da devlete ve iktidara kurban edildiklerini ve insanlık için özgür bir gelecek sağlayamadıklarını gördük.
PKK’yle gelişen bir klâsik ulusal mücadele değildi yani iktidarı ve egemenliği hedeflemiyordu, işte bundan dolayı yeni bir yaşamın başarılmasında geliştirici bir rol oynadı, sosyalizme yeni bir bakış açısı kazandırdı, halka ait olanın ancak devlet dışı yaşanılırsa yaşama mal olup kalıcı olabileceğini kanıtladı. Halka ait olan değerler devletin olduğu bir sistemde kirlenirdi. Bundan dolayı devletin halkın yaşamından çıkarılması gerekiyordu. Kürt halkı zaten iktidara ve devlete bulaşmadığı için öz yönetimine dayalı özgür yaşamı kurmada zorlanmadı ve demokratik değişimi başardı. İşte bundan dolayı Kürt halkı milliyetçiliğin ne olduğunu bilmez ve halkların kardeşliğini rahatça yaşama geçirip sınırsız sınıfsız savaşsız ve sömürüsüz bir dünya kurabilir. Bazı ulus devletçiler, PKK’nin Kürt halkı için bir kazanım elde etmediğini ileri sürüyorlar. Anlaşılıyor ki bunlar, devletin ve iktidarın içinde yaşamayı, devlet sahibi olmayı halk için ulusal bir kazanım olarak görüyorlar. PKK’nin diğer ulusal ve sınıfsal örgütlerden farkı iktidarı ve devleti ret etmesi, ve halkı devrinin asli sahibi yapmasıdır. Yani önce devlet iktidarına gelelim sonra devrim yapalım ve sonrada halkı eğitiriz anlayışı PKK’de yok. Çünkü bu, devletçi anlayıştır ve özgür bir yaşamı kuramaz. Halkın yaşamı halkın kendisi olmuş bir örgütlülükle mümkün olabilir. Önder Apo, halkın nasıl bir örgütlülükle ve zihniyetle özgür yaşamın nasıl kurulabileceği konusunda çok derin bilgiler sundu ve yollar gösterdi.
Devleti ve iktidarı zihinde öldürmek doğal yaşamı yaşamanın, halkın öz yönetimi kurmanın zeminidir. Dar yurtseverliği aşmak, halkların kardeşliğini inşa etmek için gerekli bir durumdur. İktidar ve devlet içi ulusal mücadelelerin yürüdüğü hiçbirinde kadın özgürlüğü olmadı, halkların kardeşliği oluşmadı yani toplumsal bir dönüşüm olmadı. PKK’nin ise Kürdistan ve Türkiye’de, Orta Doğu’da köklü bir insanlık devrimiyle tarih sahnesine çıktı ve halkların sorunlarına çözüm gücü olmayı başardı. Kürt halkı demokratik ulusal bilinçle birlikte büyük bir sosyal değişim yaşadı. Kadın özgürlüğü gerçekleşti, devlet zihniyetiyle oluşan tarihsel geleneksel erkeğin yaşam içindeki gücü öldürüldü. Dini ve mezhepsel önyargı ve çelişkiler bitti ve bütün Kürtler yan yana gelmede ve uluslaşmada başarılı oldu. Bütün bu gelişimler Önder Apo’nun ve PKK’nin direnişiyle başarıldı. Elli yıllık mücadeleyle Kürt halkı büyük bir devrim gerçekleştirdi ve siyasi mücadeleyle ve Kürt sorununun çözümüyle devrim yeni bir aşamaya sıçrama yapacak. Demek ki devlet sahibi olmak devrim yapmak demek değildir. Devlet egemen kesimlerin iktidar aygıtıdır, halklar için ise bir kafestir. Eğer yüz yıl önce günümüz önderliği olsaydı Kürtler sosyalist yaşamı çoktan kurmuşlardı. Çünkü Kürtler komünal yaşam değerlerini yakın geçmişe kadar yaşadılar bunun için devlet engeline takılmadan öz yönetimi kurmak zor olmayacaktır. PKK Kürtler için hiçbir kazanım elde etmedi diyenler acaba Kürt halkı için hangi bedeli verdiler ki böyle konuşuyorlar. Böyle söyleyenler Kürt halkı için bir şeyler yapmak istediler de birileri engel mi oldu? Kürt halkı için kıllarını bile kıpırdanma yanlar hiçbir şey söyleme hakkına sahip değiller.
Kemal SÖBE