Kürt özgürlük mücadelesi zafere yakın hale gelmişken, Kürtler dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında büyük bir heyecanla ve bedelle mücadele ederlerken, Başur’da, halkın bedel vererek elde ettiği statüyü kendi ailesel çıkarlarına kurban eden KDP/Barzani ailesi, mevcut pratikleriyle ihanetin en katmerlisini yaşıyorlar. KDP’nin, burjuva zihniyette ve geleneksel ulus devlet çizgisinde bile bir ulusal hedefi olsaydı, biraz da demokratik normları hayata geçirerek, en azından bazı Arap ulus devletleri gibi olabilirdi. Yani KDP aslında Kürt ulusunu hiçbir şekilde temsil etmiyor, ya da sadece Başur’da ulus devlet maskesi altında kendisine öyle bir misyon vermiş. Ancak Kürt halkının iradesine dayalı, gücünü halktan alan bir ulusal yönü bulunmamaktadır. KDP’nin burjuva ve kapitalist zihniyette olduğu ve Kürt üst sınıfını temsil ettiği doğrudur, ancak bu temelde bile ulusal b[r yönü yoktur. Dört parça Kürdistan’da Kürtlerin ulusal varlığını güvence altına almak KDP’nin amaçladığı bir şey değildir. Sadece Başur’da birkaç şehir ve kasabada, modern hanedanlığa dayalı ve dar aile çıkarlarına hizmet eden toplum karşıtı bir rejimle varlığını sürdürmeyi hedeflediğidir. Bir ülkede, özellikle de Kürtlerin ülkesinde, halk kimliksel olarak varlık mücadelesi verirken, örgütler arası ideolojik farklılıklar ihanet için bir neden olabilir mi? İdeolojik nedenlerden dolayı, örgütler arasında anlaşamama olsa bile, hatta bazen sıcak çatışma olsa bile, bu durumda bile bir ulusal örgüt, temsil ettiği halka soykırım uygulayan bir devletle iş birliği yapmaz.
KDP’de biraz ulusal onur ve namus olsa, TC’nin yüzyıldır Kürtlere yaptıkları için kıyameti koparır. PKK, KDP’ye Bakur için savaş demiyor, sadece Kürt özgürlük mücadelesine zarar verecek ve hainlik olarak görülecek pratiklerden, TC ile bu tür ilişkilerden kaçın diyor. KDP’nin bu düşmanca pratikleriyle TC’nin, Kürtlere ve Önderliklerine/Partilerine yaptıkları arasında hiçbir fark yoktur. KDP’nin pratiğiyle, Bakur’daki korucu pratiği tıpa tıp aynıdır. KDP’nin Başur’da kendisine Kurdistan yönetimi adını vermesi bu gerçeği değiştirmez. KDP’nin ulusal devrimci bir çizgisi olsaydı, değil bütün Kürdistan’da Ortadoğu genelindeki demokratik devrim olmuştu. PKK, KDP gibi 70 yıllık bir parti olsaydı ve Başur’daki kısmi ulusal imkân ve statüye sahip olsaydı, Kurdistan ve Ortadoğu cennet olurdu. 1990’dan sonra, yüzbinlerce Başurlu Kürt, iş ve ekmek için Avrupa’ya gidiyorlar. Bir Kuveytli/Katarlı, BAE’li Arap, Avrupa’ya gitmez. Çünkü petrolü var ve halkı biraz pay alıyor, iş ve ekmek için Avrupa’ya gitmeye ihtiyacı yok. Petrol zengini Başur’da halk ekmek için Avrupa’ya gidiyorsa, Başuru hırsızlar yönetiyor demektir. TÜSİAD ve benzeri kapitalist sistemin finans kuruluşlarıyla haşır neşir olan KDP’nin, ulusal demokratik bir davasının olabileceğini düşünmüyoruz. TC Kerkük’e karıştığında, Barzani, siz Kerkük’e karışırsanız, bizde Diyarbakır’a karışırız diyordu. Kerkük nasıl ki Kürt şehriyse Diyarbakır da Kürt şehridir ve TC Kerkük’e karışmasa bile, KDP’nin Diyarbakır’a karışması gerekiyor eğer ki biz Kürt ulusal davasının taraflarından biriyiz diyorsa. Rojhilat, Bakur ve Rojava KDP’nin ve Barzanilerin umurlarında bile değil.
PKK Başur’da olduğu için TC Başur’a saldırıyormuş. Saddam Başur’a saldırdığında, binlerde on binlerce Kürt’ü öldürmesini demi PKK’nin Başur’daki varlığına bağlayacağız? Kürt ulusal davanın taraflarından biri olduğunu iddia eden bir parti, Kürdistan’da en büyük kitle gücüne sahip ve halkla bütünleşmiş PKK’den neden rahatsız oluyor? Bakur ve Rojava Kürtleri TC’nin soykırımcı siyasetinin ve bombalarının hedefi olmuşken, buna ses çıkarmayan hatta destek veren KDP’nin karakteri ancak hainlikle açıklanır. Hala KDP’yi Kürt halkının temsilcisi olarak görenler var. Kürt düşmanlarına açık tavır almayanlar Kürt bile olamazlar. KDP’nin hiçbir yönüyle ulusal bir davası bulunmamaktadır. Yani KDP, burjuva karakterli bir ulusal hareket bile değildir. Çünkü normal ulus devlet yönetimleri bile, kendi temsil ettiği bir ulusun kimliğinin aleyhine bir pratik içinde olmaz. Dünyada hangi ulus devlet kendi ulusunun soykırımcı devletiyle iş birliği yapmış? 1970’lerde Başur’daki kısmi otonominin bile değerini bilmemiş, yüz binlik orduyu üç günde dağıtan bir KDP’nin Kürt halkına bir faydası olmaz. PKK, bundan dolayı, KDP’ye, Kürt halkının soykırımcı devletleriyle iş birliği yapmayın yeter diyor. Yani PKK, KDP’ye, illede PKK’nin ideolojik çizgisine gel demiyor. Ama TC ile iş birliği yapma, hainlikten uzak dur diyor. KDP’nin bu haince pratikten vazgeçeceğini düşünmüyoruz. Olması gereken, Kürt halkının KDP’ye gereken dersi vermesidir. Çünkü KDP’nin Kurdistan genelinde çok az bir kitle tabanı var. KDP’nin ulusal olup olmadığını kitle desteğine ve kitle gücüne bakarak anlayabiliriz. Kitle desteğinden yoksun, sadece kaba güçle ayakta duranların ve emperyalizmin bölge karakolu olanların bir geleceği olmaz. T.C. ve diğer bölge ulus devletleri gibi, KDP’nin de bir geleceği olmayacaktır. Halklara düşman olan bütün egemenlikçi iktidarcı güçlerin halkların özgür yaşamında yerleri olmadı, olmayacaktır.
Kemal SÖBE