• kurdî
  • العربية
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Haber
  • Makale
  • Araştırma
  • Politik Analiz
  • MİT Gerçekleri
  • Tüm Bölümler
    • Anketler
    • Duyurular
    • Röportaj
    • Editörden
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kadın
    • Gençlik
    • Dış Basından
    • Kürdistan Tarihi ve Dili
    • Kim Kimdir?
    • Basın Bültenleri
    • Basından Seçmeler
    • Kronoloji
    • Belge
    • Dizi Yazı
    • Okuyucudan
    • Özgürlük Perspektifleri
    • Serbest Yazılar
    • Teknoloji
    • MİT Gerçekleri
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Bölümler Dizi Yazı

İktidarsız Ve Parasız Sosyalistçe Yaşamak-1

Önder Apo, 24 Ekim 2024 tarihli görüşmesinde; ‘’Ben bir sosyalist olarak yaşıyorum. Sizler dışarıda özgür olduğunuzu zannediyorsunuz. Ben sizden özgür yaşıyorum. Parasız ve iktidarsız da yaşanabilir’’ dedi.

Yayınlayan Lekolin
6 Haziran 2025
Kategori: Dizi Yazı, Politik Analiz
257 2
A A
İktidarsız Ve Parasız Sosyalistçe Yaşamak-1
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın

SOSYALİZM: İKTİDARSIZ VE PARASIZ YAŞAMAKTIR

Önder Apo, 24 Ekim 2024 tarihli görüşmesinde; ‘’Ben bir sosyalist olarak yaşıyorum. Sizler dışarıda özgür olduğunuzu zannediyorsunuz. Ben sizden özgür yaşıyorum. Parasız ve iktidarsız da yaşanabilir’’ dedi. İktidar ve para kavramları, bir ideolojiyi, felsefeyi, düşünce ve yaşam tarzını ifade etmektedir. İktidar ve para, sömürücü, tahakkümcü, cinsiyetçi ve devletçi uygarlığın iki temel argümanlarıdır. Kuşkusuz iktidar çok daha eski bir tarihe dayanır. İkisinin de kaynağında hiyerarşik ataerkil düzenle birlikte doğaya ve anacıl topluma hakim olmaya başlayan Rahip-Şef/kral ve askeri komutan üçlüsünün oluşturduğu özel mülkiyet ve bunun ekonomik tekeli bulunmaktadır. Söz konusu bu tekel sonraki tüm benzer sistemlerin, rüşeym hali olmuştur. Kapitalizmde bu gelişmenin bir ürünüdür. Braudel’in ‘’maddi uygarlık’’ şeklinde tanımladığı sistem bu iktidar ve para sistemidir. Para ve iktidar Kapitalist modernitenin dayandığı iki temel güçtür.

Rahip kişiliği bir kurum olarak hiyerarşik ataerkil düzende ideolojik güç sahibi olurken, tecrübe sahibi şef toplumu idare eden kişi olarak öne çıkar ve politik güç   haline gelir.   Askeri komutan ise toplumun korunma ve savunma ihtiyacını istismar ederek gücü himayesine alarak askeri tekel şeklinde kurumsallaşır. İdeolojik, politik, ekonomik ve askeri tekel tarzında örgütlenen üç odağın ittifakıyla Din/ilahiyat, Siyaset/Politika ve Askerlik kurumu uzlaşmalı ve bazen de çatışmalı halde günümüze kadar gelmiştir. Çağımızda da bütün devletçi sistemler bu üçlü sayesinde ayakta kalabilmektedir. Propagandası yapılan ‘’laik devlet’’ aslında hiç olmamıştır, yoktur. Ekonomik ve iktidar tekeli Üçlü İttifakın temel amacı toplum üzerinde hakimiyet sağlamak ve maddi birikimi özelleştirerek kendi tasarrufuna geçirmektir. Dolayısıyla iktidar ve para tekeli, anti-toplumcu, anti-demokrasi ve anti ekonomi rolünü oynamıştır. Beslendiği maddi zemin kadının emeği başta olmak üzere toplumdan sızdırılan artık ürün ve artı emektir. Toplumun ürettiği komünal ekonominin gaspı, talanı ve özel mülk haline getirilmesi yaşanmıştır. Enki ve İnanna 104 ME kavgası bunun mitolojik ifadesi olmaktadır. İktidar ve para düzeni toplumun kendisinin gasp edilerek iradesizleştirilmesini ve köleleştirilmesini ifade eder. Önder APO’nun belirttiği gibi: “Uygarlık öncesi toplum çağlarında ‘güçlü adam’ın ilk zor örgütlenmesi sadece hayvanları tuzağa düşürmedi. Kadının duygusal emeğinin (göz nurunun) ürünü olan aile birikimine de göz koydu. Bu örgütlenme ilk ciddi zor örgütlemesiydi. El konulan, kadının kendisi çocukları ve diğer kan hısımlarıydı. Hepsinin maddi manevi kültür birikimleriydi. İlk ev ekonomisinin talanıydı. Bu temelde proto-rahip şaman, tecrübe sahibi şeyh ve güçlü adamın zor örgütünün el ele verip, tarihin ilk ve en uzun süreli ataerkil hiyerarşik (kutsal yönetim) gücü oluşturduğunu tüm benzer aşamadaki toplumlarda gözlemlemekteyiz. Sınıflaşma, kentleşme ve devletleşme aşamasına kadar toplumsal ve ekonomik yaşamda bu hiyerarşinin belirleyici rol oynadığı açıktır.’’

İktidar ve para tekeli, gerçekleştirdiği operasyon ile toplum (Demos) ile onun temel geçim faaliyeti olan ve kadın merkezli gelişen (aile-ev yasası anlamına gelen) eko-nomos’u birbirinden kopartarak elit egemen güç odaklarının/sınıflarının hakimiyetine geçirildi. Özel mülkiyeti, bireyciliği hor gören Demokratik Toplumun komünal ahlakı yerine bireysel ya da grupsal mülkiyet ve iktidar ikame edildi. Bu sayede topluma karşı ilk ciddi ahlaki darbe vurulmuş oldu. Ahlaki ve Politik Toplumun komünal Armağan ekonomisi ve demokratik yönetimi yerine iktidar ve özel mülkiyete dayanan pro-kapitalist bir sisteme geçildi. Atılan bu adım Demokratik Topluma karşı sonraki bütün uygarlıksal gelişmede katlanarak güçlenen karşı-devrimlerin temeliydi. Kapitalizm ise bunun son halkasıdır. Önder Apo’nun tespitiyle; ‘’Ekonomiyi özelleştirmek, devletleştirmek, temel toplumsal dokuyu tahrip etmek demektir. Toplumu en hayati yaşam kurallarından yoksun bırakmaktır. Hiçbir toplum kapitalizm kadar bu nedenle özelleştirme ve devletleştirmeyi toplumun baş özelliği haline getirmeye ne cesaret etmiş ne de düşünmüştür.’’

Parayı ve iktidarı tekellerinde kurumsallaştıran Rahip-Şef/kral-komutan güç odağı; sınıf, kent ve devlet senteziyle uygarlığa geçiş yaptı. Temel amaçları toplumsal komünal ekonomiyi Max Weber ve Önderliğin tanımladığı gibi ‘’Firavun Sosyalizmi’’ biçiminde örgütleyerek gasp etmek olmuştur. Doğu’da ortaya çıkan Sümer-Akad-Babil ve sonrasındaki rahip ve hanedan devletlerindeki üst sınıf mensupları olan rahipler, şeyhler, tanrı-krallar, imparatorlar, Halifeler, derebeyiler, beyler, tüccarlar, Mısır’ın Firavunları, Hindistan’ın Brahmanlar (seçkin din adamları ve memurlar), Kşatriyalar (askerler ve yöneticiler), Vaisyalar (tüccar sınıfı) devleti, Avrupa’daki ‘’soylu’’ senyör ve burjuva sınıflar kategorisi bu kast sisteminin yalın örnekleridir. Kastik geleneğe dayalı gelişen bu sınıfsal sistem, iktidar ve para odaklı bir kültür yarattı. Kapitalizm, kastik Sümer-Akad-Babil-Asur-Mısır-Pers-Hint-Çin-İslam uygarlığının iktidar ve ekonomik birikiminin ulaştığı son zirvedir. Toplumu toplum yapan ekonominin para piyasasına ve öz yönetimin de iktidar/devlet sistemine dönüştürülmesi toplumu hayati damarlarından kopartılması anlamına gelmektedir.  Ekonomisiz ve öz yönetimsiz toplum artık üretimden men edilmiş, asimile edilmiş, sömürgeleştirilmiş, köleleştirilmiş ve nesneleştirilmiş bir toplumdur.

Özel mülkiyet, iktidar ve devlet sistemine bağlı olarak ilkin Ortadoğu’da gelişen, Sümer-Babil-Asur kastik düzeni Mısır, Hint, Çin ve sonra Avrupa/Batı uygarlıklarına sıçrayarak evrenselleşti. Bu gelenek kastik sistemi siyasi ve ekonomik tarzda bir üst elit kültür olarak hakim kıldı. Kapitalizm denilen azami iktidar ve para sisteminin üzerinde yeşerdiği bu kültürdür. Sümer uygarlık şafağında Demos ve Eko-Nomos’u temsil eden Tanrıça İnanna’ nın, kastik sınıfın mensubu olan devletçi uygarlığı temsil eden erkek tanrı Enki’nin gasp ettiği ve çoğu ekonomik üretim araçları ve birikim olan 104 Me’yi geri alma mücadelesi Demokratik Uygarlık ile devletçi uygarlık arasındaki çatışmayı yansıtmaktadır. Demokratik Toplum ile iktidar ve paraya dayalı devletçi sistem arasında kıyasıya bir mücadele yaşanmıştır. Tarihin sonraki tüm aşamalarında ortaya çıkan ezilen kadınların, kölelerin, emekçilerin, işçilerin, zanaatçıların, köylülerin, kültürlerin, etnisite ve halkların gerçekleştirdiği direnişler Rahip-Şef-Komutan sınıfının temsil ettiği iktidar ve para sisteminin gaspına ve talanına karşı özgürlük savaşını yani sosyalist mücadeleyi ifade etmiştir. Tarih, sadece sınıf savaşımının değil, bu iki modernitenin mücadelesiyle şekillenmiştir. Sosyalizmi ve sosyalist mücadeleyi bu tarihsel toplum perspektifine göre ele almayan hiçbir sosyal bilimin hakikate ulaşması ve doğru bir toplumsal mücadele yürütmesi mümkün olamaz. İlk Sümer kastik sistemin temsilcisi olan Erkek tanrı Enki anlaşılmadan, onun günümüzdeki mirasçısı ve temsilcisi ABD başkanı kastik toplumun temsilcileri Trump ve Elom Musk anlaşılamaz. Çünkü Enki ne ise, Trump ve Elon Musk da odur. Dönemin kastik egemen sınıfını ifade eden Tanrı Enki, nasıl ki, tanrılara hizmet etsin diye tanrı pisliğinden insan yarattıysa, günümüzün küresel kastik toplumun temsilcileri, para ve iktidar efendileri/tanrıları da sanal, yapay ve bolca sahte insan yaratmaktadırlar.

FİNANS KAPİTAL ÇAĞI İKTİDAR VE PARANIN TANRISAL MERTEBEYE ULAŞTIĞI ÇAĞDIR

Bir araç olarak kullanılmaya başlanan paranın ivme kazandığı dört dönem olmuştur. Paranın ilk atağa geçtiği süreç değişim aracı olarak kullanılmaya başlandığı ilk süreçtir. Tarihçiler ilk altın sikke/paranın M.Ö 700’li yıllarda Lidyalılar tarafından kullanılmaya başlandığını belirtmektedirler. Paranın ikinci büyük hamlesel çıkışı onun M.S 15. ve sonrası yüzyıllarda İtalyan kentleri Venedik, Cenova ve Floransa’da kâğıt, senet, kredi gibi enstrümanlara bağlanarak gelişmesiyle gerçekleşti. Akabinde 18. ve 20. yüzyılları arası gelişen sanayileşme dönemi aynı zamanda kapitalizmin ilk küreselleşme hamlesinin sağlandığı, sömürgeleştirme ve yarı sömürgeleştirme sürecinin başlangıç dönemiydi. Bu dönem sömürgeciliğin ve sınıfsal sömürünün doruğa ulaştığı dönemdir. Bu nedenle içte sınıfsal ve dışta ulusal savaşların baş gösterdiği bir dönem oldu. Para/sermaye, kapital şeklinde giderek sistem haline gelmeye başlamış ve tanrılaşmaya doğru koşar adımlarla ilerliyordu. Paranın üçüncü büyük hamlesel çıkışı 1970’lerde gerçekleşen kara para devrimiyle ve ABD Doları’nın altın ve gümüş gibi değerli madenlerden kopuşu ve karşılıksız kalarak tek başına iktidar ve sermaye haline gelmesiyle yaşandı. Paranın bu hamlesi finans kapital çağına resmen girişi ifade ediyordu. Sermaye/para sahipleri olan egemen sınıflar için ‘’ekonomik devrim’’ olan bu gelişme ezilen emekçi toplum açısından ise tamamen karşı-devrim ve ekonomik felaket anlamına geliyordu. Para artık karşılığı olmayan, başına buyruk, hesapsız, her şeye kadir, dünyanın tanrısı ve imparatoru mertebesindeydi. En etkili düşürme aracıydı. Çıplak krallar çağının her sorunu çözen ve her kapıyı açan sihirli gücüydü. İktidar ve para; her şeye kadir güç rolünde görülmektedir. Para her şeyi yapar anlayışının sonucu para için her şeyi yapmak mubahtır anlayışına varıldı. Makyavel’in ahlaksız iktidar anlayışı paranın ilkesiz, kuralsız ve ahlaksızlığıyla birleşince toplumsal ahlakta çöküş yaşandı. İktidar ve para çağı bir açıdan da ahlaksızlık çağıdır. Maddi ve manevi değerlerin iktidar ve parayla ölçüldüğü bir çağdır. Çünkü kutsal olan tüm değerlerin ticaret konusu yapılarak pazarlandığı bir çağdır iktidar ve para çağı! Finans kapital sisteminin başta ‘’Üç S’’ (Seks-Spor-Sanat veya ‘’Üç F’’: Futbol-Fiesta-Festival) olmak üzere medya araçlarıyla toplumsal ahlaka saldırması para iktidarının ahlaksızlığıyla açıklanabilir. Çünkü Kapitalizmin ikinci büyük küreselleşme hareketi paranın dünya hegemonu olduğu bu finans kapital yani para çağında gerçekleşti. İktidar ve para insanı insan olmaktan çıkartma faaliyetinin adıdır. Bu yüzden İktidar ve para sistemini aşmak kapitalist moderniteyi radikal tarzda reddetmektir. Sosyalist olmak bir yana, gerçek insan kalmak için iktidar ve para aygıtlarından uzak durmak gerekmektedir. Nasıl ki, bir hastalık olarak iktidar insanda bağımlılık ve alışkanlık yaratıyorsa, para da benzer tarzda bir alışkanlığa-bağımlılığa yol açmaktadır. Bir yazarın dediği gibi; ‘’Para eroin gibidir. Pazartesi yeten doz, Cuma yetmez.’’ Bu bakımdan iktidar ve para çürütücü ve yozlaştırıcıdır. Kapitalizm, Marks’ın deyimiyle; ‘’her şeyin ticarete girdiği dönemdir. Bu, çürümüşlüğün genelleştiği, her şeyin para ile elde edilmesinin evrenselleştiği, ya da, ekonomi politik diliyle konuşacak olursak, manevi ya da maddi her şeyin pazarlanabilir bir değer durumuna geldiği, en gerçek değerinden kıymetlendirilmek için pazara getirildiği dönemdir.’’ Sahte olan para sistemi, sanal ve sahte yaşam ile sahte insanları yaratmaktadır. Para ile insan ilişkisini en çarpıcı şekilde, ‘’para ile insanın ilişkisi aynen şöyledir: insan paranın sahtesini yapar, parada insanın sahtesini!’’ diyen Goethe yapar. Marks ise, parayı metaların metası şeklinde yorumlayarak, bütün metaların bileşkesi ve temsilcisi düzeyine yükseldiğini belirterek ‘’metaların kraliçesi’’ tarzında bir tanımlamaya kavuşturur.

İktidar ve para kültürü, ataerkil kültürün en çok yoğunlaştığı alandır. İktidar ve para sistemin zirvesi olan kapitalizmde kadının getirildiği nokta, Önder Apo’nun benzetmesiyle, ‘’metaların kraliçesi’’ düzeyindedir. İktidar ve paranın en çok harekette olduğu alanlar kadınla ilgilidir. Çünkü iktidar ve para cinsiyetçiliğin en çok yoğunlaştığı alandır. İktidar ve para ilkin kadın üzerinde hegemonyasını sağlamıştır. Bu durum kapitalizmde doruğa ulaşmıştır. ‘’Kapitalist modernitenin özellikle gerek para ve iktidar gücüyle, sert yöntemlerle gerek başta edebiyat olmak üzere sanat gücüyle yumuşak yöntemlerle temel hedefinin kadını modern köle haline getirmekle yüklü olduğunu iyi bilmelidir. Kadın karşısında modernite gerek para ve iktidar yöntemleriyle gerekse de bol aşk vaatleriyle eski toplum erkeğinin kat be kat üstünde saldırı gücü konumundadır. Para ve aşkın korkunç erkek egemen gücüne karşı kadının özgür yaşam arayışı boş bir hayalden öte anlam taşımaz.’’ (Önder Apo)

Dijwar SASON

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: DemokrasiFinans KapitalKadınKapitalizmKastik Toplumkurdistankürt halkıMarksÖnder APOozgurlukSosyalizm
Önceki yazı

PKK 12 Kongresi’nde Alınan Tarihi Kararlar

Benzer Haberler

PKK 12 Kongresi’nde Alınan Tarihi Kararlar
Belgeler

PKK 12 Kongresi’nde Alınan Tarihi Kararlar

5 Haziran 2025
Ortadoğu Karmaşasında Yaşanan Ve Beklenen Önemli Gelişmeler-EDİTÖRDEN
Editörden

Ortadoğu Karmaşasında Yaşanan Ve Beklenen Önemli Gelişmeler-EDİTÖRDEN

2 Haziran 2025
Sosyalizm Odağında Jin Jiyan Azadî Felsefesi
Kadın

Sosyalizm Odağında Jin Jiyan Azadî Felsefesi

31 Mayıs 2025

Öne Çıkan Yazılar

  • MİT 66. Ve 86. Tümen İçerisinde Özel Güç Oluşturuyor- ÖZEL HABER

    MİT 66. Ve 86. Tümen İçerisinde Özel Güç Oluşturuyor- ÖZEL HABER

    552 Paylaşım
    Paylaş 221 Paylaş 138
  • İktidarsız Ve Parasız Sosyalistçe Yaşamak-1

    504 Paylaşım
    Paylaş 202 Paylaş 126
  • PKK 12 Kongresi’nde Alınan Tarihi Kararlar

    508 Paylaşım
    Paylaş 203 Paylaş 127
  • Ortadoğu Karmaşasında Yaşanan Ve Beklenen Önemli Gelişmeler-EDİTÖRDEN

    524 Paylaşım
    Paylaş 210 Paylaş 131
  • MİT ve HTŞ’nin DAIŞ Üzerinden Büyük Planları – ÖZEL HABER

    540 Paylaşım
    Paylaş 216 Paylaş 135

Önerilenler

İktidarsız Ve Parasız Sosyalistçe Yaşamak-1

PKK 12 Kongresi’nde Alınan Tarihi Kararlar

MİT 66. Ve 86. Tümen İçerisinde Özel Güç Oluşturuyor- ÖZEL HABER

Ortadoğu Karmaşasında Yaşanan Ve Beklenen Önemli Gelişmeler-EDİTÖRDEN

Artan DAIŞ Saldırıları ve Şam’ın Güvenlik Açmazı

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç