23 Eylül 2011 Cuma Saat 12:27
Aktif eylemselliğe girmesine rağmen, gerilla birliklerinin henüz tüm kapasitesini pratiğe yansıtmadığını belirten HPG Ana karargâh Komutanlarından Dr. Bahoz Erdal, saldırılar arttıkça gerillaların da eylem ve vuruş gücünü arttıracağı uyarısında bulundu.
Hava saldırılarının kendilerini etkilemediğini açıklayan Dr. Bahoz, söz konusu kara operasyonun da başarı şansının sıfır olduğunu nedenleriyle birlikte açıkladı. Kürt halkının da bu konuda tedirgin olmasına gerek olmadığını ifade eden Dr. Bahoz, “Kara operasyonu tehditlerini savunanlara, ‘sizi tutan mı var, girin de halinizi görün’ demeliler diye konuştu. Dr. Bahoz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaşamının ve üzerindeki tecridin gerillaların en fazla duyarlı ve hassas olduğu konu olduğunu belirterek, “Binlerce HPG gerillası, Önderlik için her an kendini feda etmeye hazırdır dedi ve bu saldırının yürütülmesinin ateşle oynama anlamına geldiğini ve yanıtının sert olacağını duyurdu. Kürt halkına da seslenen Dr. Bahoz, “Halkımız bu saldırılara karşı her türlü direnişi ve öz savunmayı aktif bir biçimde geliştirmelidir. Özellikle yurtsever Kürt gençliği bu direnişe öncülük etmelidir diye konuştu.
HPG Ana karargâh Komutanlarından Dr. Bahoz Erdal, son aylarda artan çatışmalar ve gerilla eylemlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
* Uzun bir aradan sonra, gerillaların aktif bir eylemsellik içine girdiklerini görüyoruz. Bunun nedeni nedir?
– Gerilla güçlerimizin bir eylemsellik süreci içinde olduğu doğrudur. Ancak bu pozisyon durup dururken ortaya çıkmadı. Gerçekten çözüm isteyen bir hükümet, bu kadar kapsamlı operasyon yürütür mü? Milyarlarca dolar harcayarak bize yönelik kullanacak savaş tekniğini alma gereği duyar mı? 50 bin kişilik özel ordu kurmaya ihtiyaç duyar mı? Bunlar yetmiyormuş gibi özel hareket polislerinin hem sayısını artırıp, hem de ağır silahlarla donatmayı gerekli görür mü? 3 bin kişiyi tutuklayarak, Kürt halkını sindirme terörünü yürütür mü? Medyada ve basında her gün Kürt halkına ve hareketimize karşı düşmanlık zehrini Türkiye kamuoyuna pompalar mı? Bundan hareketle HPG’nin artan eylemliliklerinin nedeni açıklanmış oluyor. HPG’nin içine girdiği aktivite, devletin yürüttüğü zulme, teröre ve katliama karşı olmazsa olmaz yaşamsal ve onurlu bir direniştir.
* Siirt’te 4 sivilin yaşamını yitirdiği olay nasıl oldu?
– Siirt Polis Meslek Yüksek Okulu önünde meydana gelen ve 4 sivilin yaşamını yitirdiği ve iki kişinin de yaralandığı olaydan dolayı üzüntülerimi belirtiyorum. Bu olayın yeni öğrenmiş bulunuyoruz. Bunu için detaylı açıklama yapamayacağım. Bu olayın tarafımızca soruşturmaya alındığı kamuoyu ve halkımız tarafından bilinmeli. Soruşturma tamamlandıktan sonra geniş bilgilendirmeyi kamuoyuyla paylaşacağız.
“SİLVAN EYLEMİ OPERASYONA KARŞILIKTI
*AKP ve yandaşı medya bu çatışmalı sürecin HPG’nin 14 Temmuz’daki Silvan eylemiyle ve ateşkesin kaldırılmasıyla başladığını iddia ediyor…
-Bu iddialarla kamuoyunda yanlış bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Oysa baharın başından itibaren yoğun bir çatışmalı sürece girilmişti. Biz HPG olarak ateşkes konumunda olduğumuz halde, Türk Ordusu yoğun operasyonlarına başladı, Amanoslar’da, Bingöl’de, Dersim’de ve Botan’da gerçekleşen yoğun operasyonlar sonucu birçok yerde çatışmalar meydana geldi. Yaşanan bu çatışmalar sonucunda Temmuz’un ortalarına kadar 50’ye yakın gerillamızın şahadeti gerçekleşti. Silvan eylemi ne bir karakol baskını ne de herhangi bir konvoya saldırı biçiminde meydana geldi. Aksine imha amaçlı bir operasyona karşı gerçekleşen bir eylemdir. Ayrıca bu zaman zarfında sadece seçim sürecinde halkımızdan yaklaşık bin kişi tutuklanmıştır. Polisin vahşi saldırıları sonucu kadın, çocuk, yaşlı onlarca sivil halkımız katledildi. Yani devletin askeri ve siyasi soykırım saldırılarının Silvan eylemiyle hiçbir alakası yoktur. Bu imha konsepti ateşkes konumunda olduğumuz dönemden beri süregeldi. Dünyanın neresinde ve ne zaman görülmüş ki, bir taraf ateşkes konumunda olacak, hiçbir askeri aktivite içinde olmayacak ama karşı taraf ha bire imha temelinde saldırı üstüne saldırı gerçekleştirecek? Bu kapsamlı askeri ve siyasi soykırımlar her gün artarken, ateşkesin sürdürülmesi mümkün olabilir mi? Bir çatışmasızlık durumu yaratabilinir mi?
“KOŞANER İTİRAF ETMİŞTİ
*Eski Genel Kurmay Başkanı Işık Koşaner, basına yansıyan ses kaydında, HPG’nin ateşkese uyduğunu, fakat bu ateşkesin TSK’yi ilgilendirmediğini ve operasyonlarının artarak devam edeceğini dile getiriyordu…
-Evet, bu kamuoyunun gözünden kaçan bir konu. Bu itiraf kendi başına çatışmalı sürecin tekrar başlamasının sorumlusunun kim olduğunu açıklıyor.
“GERİLLA HENÜZ KAPASİTESİNİ PRATİĞE DÖKMEDİ
*HPG yetkilileri daha önce gerillaların birçok eksiğinin olduğunu belirterek, bunu en kısa sürede gidereceklerine dair açıklamalarda bulunmuşlardı. Şuan gerilla birliklerinin durumu nedir?
-Geride bıraktığımız pratik süreç ve gerilla güçlerimizin performansı gösterdi ki, HPG gerilla güçlerinin kendini yeniden yapılandırarak, daha güçlü bir pozisyona ulaştırmış, hem askeri hem ideolojik eğitim düzeyini derinleştirmiş, birçok zayıf yanlarını aşarak kendini düzenli-disiplinli bir birlik sistemine kavuşturmuş, psikolojik ve moral üstünlüğünü sağlamıştır. Gerillalarımız istediği yerde, zamanda ve hedefe yönelik eylem yapabiliyor ve sonuç alabileceğini gösteriyor. Gerilla güçlerimiz, kontrollü bir direnişi sürdürüp tüm kapasitesini pratiğe yansıtmış değildir. Karşı taraftan saldırılar artıkça, gerilla da eylem ve vuruş gücünü artıracaktır.
“HAVA SALDIRILARI EĞİTİCİ OLABİLİYOR!
*TSK’nın Güney Kürdistan’a yönelik hava saldırıları gerilla birliklerini etkiliyor mu?
-Hava saldırıları yıllardan beri devam ediyor, bizim açımızdan yeni bir durum değil. Güçlerimiz bu tür saldırılara alışıktır. Bu saldırıları boşa çıkarmak ve güvenlik tedbirlerini alma konusunda önemli bir düzeye ulaşmıştır. Bu saldırılar güçlerimizi olumsuz anlamda etkileyemez. Hatta bazı olumlu yan etkilerinden de bahsedebiliriz. Örneğin gerillaya yeni katılan gençler açısında eğitici olabiliyor ve tecrübe kazandırıyor. Bize yönelik bu tür saldırıların sonuçsuz olduğunu devlet yetkilileri de biliyor.
*Sonuç alamayacaklarını bildikleri halde neden hava saldırıları yıllardır yapılıyor?
-Hava saldırılarının esas amacı Güney Kürdistan’daki halkımıza zarar vermek, halkımızı korkutmak yine Güney Kürdistan’daki kazanımları tehdit edip baskı altına almak ve Kürtler arasında çelişki çıkartıp, birbirleriyle savaştırmaya zorlamaktır. Ancak bu hesap tutmadığı gibi tersi bir sonuca yol açtı. Medya Savunma Alanları’ndaki gerilla güçlerimiz, Güney’deki halkımız ve kazanımları için bir yük ve sorun kaynağı değil, tam aksine güçlü bir savunma gücüdür. Gerillanın önemli bir güvence olduğunun farkında olan Güney halkımız, Kürdistan gerillasını daha fazla sahiplenmiş ve Türk sömürgeci devletine karşı tepkisini ve öfkesini artırmıştır.
“KARA OPERASYONUNUN BAŞARI ŞANSI SIFIRDIR
*Peki, gündemdeki kara operasyonunun başarı şansı nedir?
-1992, 1995, 1997 ve en son 2008’de gerçekleştirilen kara operasyonlarını göz önünde bulundurduğumuzda, değişen dünya ve bölge koşulları, Kürdistani güçlerin tutumu, karşı tarafın ve bizim pozisyonumuzu da göz önüne getirip bugünkü koşullarla mukayese ettiğimizde, olası bir kara operasyonun başarı şansı sıfırdır. Askeri olarak daha şimdiden başarısızlığı kesin olan böyle bir operasyonun siyasi ve toplumsal sonuçları da olacaktır. Kürdistan toplumunda ulusal birliği geliştirme yönünde önemli bir vesile olacaktır.
“SİZİ TUTAN MI VAR
*Olası kara operasyonuna karşı hazırlıklı mısınız?
-Kamuoyunda öyle bir hava yaratılmaya çalışılıyor ki, sanki Türk ordusu Güney Kürdistan’a saldırdığında hemen imha olacakmışız, dağılacakmışız ve ortadan kaldırılacakmışız. Her gün bununla tehditler savuruyorlar. Bu yaygaradan esas amaçları halkımızı tedirgin etmek, moralini bozmak ve bizi pasif savunma durumuna düşürmektir. Bu konuda insanlarımızın tedirgin olmasına gerek olmadığı gibi bu tehditleri savuranlara ‘sizi tutan mı var, girin de halinizi görün’ demeliler. Gerilla güçlerimizin, halkımızın güvenine ve büyük fedakârlıklarına yakışır bir direniş sergileyeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalı. Serhat’ta, Erzurum’da Amanoslar’da, gerilla birliklerimizle baş edemeyen Türk ordusunun, en güçlü, en örgütlü ve en hazırlıklı olduğumuz Medya Savunma Alanları’nda başarılı olması mümkün mü?
“ACİZLİK İÇERİSİNDELER
*Genel olarak Türk devletinin gerilla güçleriniz karşısındaki başarı konumu nedir?
-Geçen 28 yıllık savaşta olduğu gibi, son aylardaki çatışmalarda da Türk askeri ve polisi, gerilla güçlerimiz karşısında başarısız konumdalar. Şehirde de kırsalda da gerilla güçlerimizin direnişi karşısında sonuç almadan büyük zayiatlar vermektedirler. Bu güçlü direniş karşısında başarısız olan asker ve polis gücü, bu yenilgili ruh halinin öfkesiyle halkımızdan intikam almaya çalışmaktadır. Şemdinli’de, Çukurca’da, Şırnak’ta olduğu gibi… Bazı yerlerde katliamlar gerçekleştirmeye çalışırken, bazı yerlerde ise toplu tutuklamalara başvurmaktadır. Özellikle son süreçlerde yaygınlaşan tutuklamalar ve halka yönelik terörün estirilmesi tam bir acizlik ve başarısızlık psikolojisinin sonucudur.
“MEDYALARI BAŞARISIZLIĞI ÖRTBAS EDİYOR
*Yürütülen psikolojik savaşın en büyük boyutunu ise medya tamamlıyor…
-Evet, hem askeri hem siyasi mücadele alanında başarısız olan AKP hükümeti, özel savaş aygıtı olarak kullandığı medya yoluyla başarısızlığını örtbas etmeye çalışıyor. Savaşta ve siyasette alamadığı sonuçları yoğun bir psikolojik savaşla elde etmeye çalışıyor. Türk sömürgeci medyasının yalan, karalama ve psikolojik savaşı, meydanda yürütülen savaştan daha kirli ve daha adicedir. Filistin’de, Libya’da ve Suriye’de bir sivil katledildiği zaman kıyamet kopartan bu medya, Kürdistan’da yürütülen katliamları görmezlikten geliyor, hatta meşrulaştırarak halkımıza yönelik düşmanca tavra bu katliamlara sakınmadan sahip çıkıyor. Türk medyasının liberal geçinenlerinden muhafazakâr geçinenlerine, yazılısından görseline kadar, halkımız nezdinde hiçbir güvenirliği ve inandırıcılığı kalmamıştır.
*Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Türk devleti ve AKP hükümeti her ne kadar yürüttüğü devlet terörüne bazı eylemlerimizi bahane etmeye çalışsa da, esas gerçeklik şudur nasıl ki Türk devleti 11 Eylül saldırısından sonra dünyada oluşan anti-terör havasını kendisi için fırsat bilerek hareketimizi tasfiye edebileceği yönünde umutlanmış ve konseptler geliştirmişse, şimdide de özellikle bu yılın başından itibaren Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da başlayan halk ayaklanmaları, bölgeye yapılan müdahaleler ve bundan dolayı meydana gelen karışıklıkları fırsat bilerek, ‘acaba PKK’yi tasfiye edebilir miyim, Kürtleri devre dışı bırakabilir miyim’ heveslerine kapılarak diplomatik, siyasal, askeri alanda saldırılarla birlikte hareketimize yönelik kapsamlı bir karalama ve psikolojik savaş yürütmektedir.
“ÖNDERLİĞE TECRİT, ATEŞLE OYNAMAKTIR
*Bütün bu saldırılarla birlikte altı haftadır Öcalan’la görüşmeler de engelleniyor. Bu tecrit politikasına karşı gerilla nasıl bir duruş içerisinde olacak?
-Önderliğin durumu ve yaşamı, gerilla güçlerimizin en fazla duyarlı ve hassas olduğu konudur. Binlerce HPG gerillası, Önderlik için her an kendini feda etmeye hazırdır. Çünkü Önderliğin, halkımız ve Ortadoğu halklıları için ne anlama geldiğinin derin bilincine sahipler. Bu gerçeğin bilinmesine ve Önderliğimizin bunca barış çabalarına rağmen Önderliğimiz üzerindeki tecridin ağırlaştırılması ve alçakça her türlü psikolojik saldırının yürütülmesi, ateşle oynama anlamına geliyor ve AKP hükümetinin savaşı başka bir mecraya taşırma teşebbüsü içinde olduğunu net bir biçimde gösteriyor. Bu saldırının sürdürülmesi halinde yanıtın sert ve sonuçların ağır olacağını herkesin bilmesinde yarar var.
ÖCALAN’IN GERİ ÇEKİLMESİ
*PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın geriye çekilme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
– AKP ve yandaşlarının söz konusu çatışmalı sürecin nedeni olarak ortaya attıkları bir başka iddia ise sanki AKP hükümeti Kürt sorununu çözmek istiyor ve bu yönde büyük adımlar atmış da, Önderliğimizle bu konuda mutabakat sağlamış da ve sorun köklü bir biçimde çözülecekken, PKK Silvan eylemiyle süreci sabote etmiş. Bu, büyük bir yalandır. Önderliğimiz ve hareketimiz defalarca tek taraflı fedakârlıklarda bulunmuş, referandum ve seçimlerde olduğu gibi tek taraflı ateşkesleri uzatmıştır. Ancak bu özveriye karşı AKP’den hiçbir olumlu yanıt verilmemiştir. Hem halkımız hem de kamuoyu çok iyi biliyor ki, Önderliğimiz bir iğne ucu kadar çözüm anlayışı ve iyi niyet görürse, geri çekilmez, adeta bir adıma karşı iki adımı barış yolunda atar. AKP’nin ya teslimiyet ya tasfiye politikası bütün çözüm yollarını kapatmış, Önderliğimizin kendini geri çekmesi bu temelde gündeme gelmiştir.
GERİLLA NEDEN SİVİLLERİ TUTUKLUYOR?
*Son dönemlerde gerillaların gözaltına alma ve tutuklama eylemleri yaygınlaşıyor. Bu eylemlerin yaygınlaşmasının nedeni nedir?
-TC devletinin hukuk sisteminde Kürlere yer yoktur. Kürt halkı bu hukuka uymak zorunda değildir. Örneğin Türkiye’deki eğitim sistemi ve politikası soykırımcıdır. Tam bir asimilasyon değirmeni gibi çalışıyor. Kürtler için her bir ilkokulu, Yahudilerin başına getirilen holikostlar gibidir. Yine en fazla ahlaktan bahseden AKP’nin polisleri Kürdistan’ın her yerinde özellikle Şırnak ve Hakkâri gibi bölgelerde alçakça bir biçimde uyuşturucu ve fuhuşu özellikle çocuk ve gençler arasında yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bu biçimde yurtsever çevre ve ailelerimizden intikam almaya çalışıyor. Biz, yurtsever halkımızı bu konuda duyarlılığa çağırırken, bu saldırılara hizmet eden kişilere karşı da sessiz kalmıyoruz. Eğer baskıcı, sömürgeci devletin hukuku varsa, özgürlüğün de, halkımızın da hukuku vardır. Söz konusu tutuklamalar bu temelde meydana gelmiştir.
“HALKA SALDIRAN, SİSTEME HİZMET EDEN TUTUKLANACAK
*Tutukladığınız kişilerin özelliği nedir? Kimleri tutukluyorsunuz?
-Tutuklanan kişiler, Kürdistan’da AKP hükümetinin yürüttüğü askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel savaşına hizmet eden ve buna alet olan kimselerdir. Halkımıza karşı suç işlemişlerdir. AKP hükümeti sadece hareketimiz ve halkımızı hedeflemiyor, artık Kürdistan coğrafyasına, kültürel mirasına da savaş açmıştır. Bir taraftan her gün siyasi ve askeri soykırım operasyonlarını sürdürürken, diğer taraftan ormanlarımızın kesilmesini, yakılmasını teşvik ederek, her yerde baraj ve HES’leri inşa ederek Kürdistan’ı yaşanmaz hale getirmeye çalışıyor. Tabii ki, bu saldırılara karşı sessiz kalmamız beklenemez. Ayrıca bu vesileyle, AKP’nin Kürdistan’da yürüttüğü ve geliştirmek istediği siyasi koruculuğa, ekonomik koruculuğa ve kültürel soykırıma herkesi alet olmamaya çağırıyoruz. Bundan sonra da kim halkımıza haksızlık, zulüm yapmaya kalkışırsa, halkımızın değerlerine saldırıda bulunursa ve Kürdistan coğrafyasını bozmaya kalkışırsa tutuklanıp, halkımızın adalet anlayışı temelinde yargılanmaya çalışılacaktır.
*Kürt halkına bir çağrınız var mı?
-AKP hükümeti askeriyle, polisiyle, medyasıyla halkımıza yönelik soykırım savaşını dayattığı bu dönemde bu savaş karşısında sessiz veya tepkilerimizin zayıf kalması bu katliamcı zihniyeti cesaretlendireceğini bilerek halkımız bu saldırılara karşı her türlü direnişi ve öz savunmayı aktif bir biçimde geliştirmelidir. Özellikle yurtsever Kürt gençliği bu direnişe öncülük etmelidir. Bu sömürgeci, inkârcı saldırılara karşı somut bir tavır olarak askere gitmeyi reddetmeli ve toplu bir biçimde tavrını koymalıdır. Özellikle yurtsever Kürt ailelerine şunu belirtmek istiyoruz varlığınızı inkâr eden ve her gün yok etmeye çalışan, çocuklarınızı öldüren bir ordu saflarına nasıl çocuklarınızı gönderebilirsiniz? Her yurtsever ailenin artık bu konuda onurlu bir tavır sergileyerek çocuklarını askere göndermemeleri gerekiyor. Özellikle Şırnak ve Hakkâri halkımıza ve oralardaki fedai gençlerimiz bu tutuma öncülük etmeleri gerekiyor. Şırnak ve Hakkâri’yi nerdeyse bir askeri üsse dönüştüren ve katliam için pilot alanlar olarak belirleyen Türk ordusu ve AKP hükümetine vereceği en iyi cevap, Türk askerliğini reddedip gerilla saflarına katılmalarıdır. – ANF
Demhat Tolhildan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info